Sıra Arkadaşı?

73.9K 3.4K 1.9K
                                    

Media temsili Barış olsun. Hayalimdekine tam oturmadı ama bulabildiğim aklımdakine en benzer fotoğraf buydu.

Okul bahçesine girip okuldan ayrı olan spor salonuna doğru yürümeye başladım. Sonbahar olduğu ve okulumuzun bahçesi orman gibi ağaçlı olduğu için her yer turuncuya bürünmüştü. Ara sıra hoplayıp zıplıyor, yerlerdeki yaprakları çıtırdatıyordum. Bu ses öyle çok hoşuma gidiyordu ki, kulaklıklarımı fark etmeden çıkartmıştım bahçeye girer girmez. Okulumun en sevdiğim yanıydı. Okulun 4 katı genişliğinde bir bahçesi vardı. 1/4'ü okul, 1/4'ü spor salonu kaplıyordu. Kalan ise ağaçlık alandı. Tabi birde küçük bir alanda tören için asfalt bulunuyordu. Otopark yerin altında kalıyordu. En güzeli de asfalt yola dökülen turuncu yaprakların görüntüsüydü zaten. Orkun'la orada fazlasıyla romantik(!) anılarımız vardı. Hademenin toparlamaya çalıştığı yapraklara saldırıp her yeri dağıtmış, onu da ortamıza alıp resmen savaş vermiştik. Tabi sonra tekrar toplamasına itirazlarına rağmen yardım etmiş, toparlarken ayrıca eğlenmiştik. Öğrenciler genelde umursamazlardı ama biz onlara sataşıp işlerini mahvettikten sonra yardım edecek kadar samimi olmuştuk.

O sabah ortalıkta kimse görünmüyordu ki spor salonunun önünde beni bekleyen Orkun'u görünce topuklara kuvvet verip hızla yanına koştum, boynuna atladım. Beni aceleyle kendinden uzaklaştırdı, gülerek kapıyı açtı. Kameraları gözetleyen hademeylede bir muhabbetimiz olduğu için sabah kaçamaklarımızı biliyor, ses çıkartmıyordu. İçerde çalışıyoruz sanıyordu tabi de... Orkun bu yüzden ona sarılmama izin vermemişti.

Orkun futbol takımının kaptanıydı ve anahtarı her zaman üzerindeydi. Hademe şimdi içeri girip antreman yapacağız sanıyordu yani. İçeri girip açık futbol sahasına çıkan merdivenleri es geçip soyunma odasına yöneldik, kendimizi yere atıp sırtımızı dolaplara verdik. "Ah, nasıl özlemişim." diye mırıldanıp saçlarıma bir öpücük bıraktı, kollarını belime doladı. Birde yapılıydı Orkun. Kolları arasında kaybolurken kıkırdadım.

"Üç gün bensiz dayanamıyorsun yani?" Sırıttı.

"İki gecedir beni nasıl özlediğinle ilgili attığın mesajlar duruyor." Gözlerimi devirdim. Cuma günü dişçiye gideceği için okula gelmemişti. 3 gündür görmeme muhabbeti buydu yani.

Aklıma sabah olanlar gelince kısa bir an suratımı astım ama hemen toparladım. Anlatmak istiyordum ama korkuyordum. Orkun çok korumacı sayılmazdı. Gidip beni tehdit etti diye Basat'a saldıracağı yoktu yani. Ama yine de Orkun bunu yayarsa yine benim için büyük bir tehlike meydana geliyordu. 3 aydır çıkıyorduk ve bana karşı ilk günlerdeki kadar ilgili olmadığı ortadaydı. Bir de ayrılırsak rahatlıkla Basat'ı kızdırırdı. Ve Basat'dan korktuğumu göz önüne alırsak, ben biterdim. Orkun Basat'ın bana ne yapacağını umursamazdı o zaman. Çünkü Orkun'un eski sevgililerini sikinin ucuna takmadığını çok iyi biliyordum. Ve aynı takımdalardı. Tehlike büyük yani.

*

İlk dersin öğretmeninin olmaması ve dersimizi biyolojicinin alması yalnızca tesadüf müydü? "Oturma planı yapacağım." dedi hoca elini sarı saçlarından geçirirken.

Sınıftan isyan nidaları yükselirken. "Vedalaşacağız sanırım." dedi Faruk. Okuldaki üçüncü yılımda sınıfların karma olmasıyla denk gelmiş, yakın arkadaş olmuştuk. Sınıfın geneliyle aram iyiydi ama Faruk'la daha yakındık.

Hoca herkesi tahtaya kaldırdı. İki kişi seçip bir sıraya yerleştiriyordu. "Barış." başımı çevirip ona baktım. Öğretmen sırasının önünü gösteriyordu. Favori sıram olan pencere yanı en arkaya ilerleyip kaloriferin dibindeki eşyalarımı toparlamaya başladım. "Basat yanına geç."

"Ne?" diye bağırmaktan alıkoyamadım kendimi. Elimde kalemliğim, yumruğumun içinde eziliyordu. Basat'la oturmak? Bu kadın benimle dalga geçiyordu?

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin