Yüzleşme

27.3K 1.9K 946
                                    

Kıskançlıktan kudurma evresi.

Duymazdan geldim son dediğini. "Ne zaman dönecek?"

"Ne yapacaksın?" Dişlerimi sıktım. Söyleyip geçse ne olacaktı sanki? Bana meydan okur gibi bakmak zorunda mıydı hem? Bana resmen Basat gelse bile bir şey yapamayacağımı, yapmayacağımı vurguluyordu. O kazanmıştı, neden ufak bir bilgiyi bile bana çok görüyordu?

"Uğurlu baksırımı evinde unutmuşum." derken elimi enseme atıp kaşıyarak gülümsedim. Gözü yavaşça seyirirken gülümsemem biraz olsun canlandı. Tabiki öyle bir şey yoktu ama Umut henüz bunu anlayamayacak kadar aptaldı.

"Bugün gelecekti normalde. Bilmiyorum." dedi en soğuk sesiyle. Sonra uzaklaştı. Arkasından en neşeli ifademi takındım. Hayatımın en neşeli ifadesi değildi, o anki ruh halime ne kadar neşe katabiliyorsanız, o kadardı.

"Barış." diye seslendi biri arkamdan. Omuz üzerinden o tarafa döndüm. Orkun hızlı adımlarla yanıma geliyordu.

"Efendim." dedim tamamen ona dönüp. Önümde durdu, beni süzdükten sonra ufak bir tebessüm oturttu suratına.

"Geçmiş olsun." diye mırıldandı. O an ağlamak istedim. Amına koyayım Basat.

"Teşekkür ederim." dedim samimi olmasını dilediğim bir gülümsemeyle.

"Seni iyi gördüm." diye mırıldandı, eli hafifçe omzumu sıvazladı.

"İyi olmaya çalışıyorum." Kıkırdadım. "Sen nasılsın?"

"Daha iyiyim şimdi." dediğinde biraz rahatsız oldum. Bunun daha da arkadaşça bir muhabbet olması gerekiyordu. Çocuğun günahını alamazdım, tamamen arkadaşça da olabilirdi ama...

Sessizce olduğumuz yerde birbirimize kaçamak bakışlar atmaya başladık. "Basat'la aranızda bir problem mi var?" dedi birden.

"Bitirdik sanırım." diye mırıldandım. Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Gülümsedim ona, gözlerim doldu. Saklamak istedim ama bakışlarındaki değişimden hemen fark ettiğini anladım.

"O yüzden mi bizi görmezden geldi?" Kaşlarımı kaldırdım. Bana bakmayı sürdürdü.

"Ne zaman görmezden geldi bizi?" Acaba ben hastanedeyken gelmişler miydi? Ama hatırlamıyordum... Ben baygınken?

"Az önce geçti ya yanımızdan... Fark etmedin mi?" Gözlerimi yavaşça irilttim.

"Ne? Nerde?" Kaşlarıyla arka tarafımı işaret ettiğinde omuz üzerinden geriye baktım. Basat o sırada sınıfa giriyordu. Hızla Orkun'a döndüm. "Sonra konuşuruz." Aceleyle sınıfa koştum, bakışlarımla sınıfı taradım. Basat sıramızda oturmuş, dışarıyı izliyordu.

Ağır adımlarla yanına ilerledim, sıranın başında durdum. Beni fark ettiğini ağır ağır kalkıp inen göğsünden anladım. Sessiz bir iç çekişti bu. Kendini olacaklara hazırlama...

"En azından," sustum. Sanki her harfte boğazıma kızgın demir batırılıyordu. "En azından bana gelip bittiğini söylemeliydin. Direkt başkasına yönelmek yerine..." Yine sustum ama bu sefer susmak istediğimden değildi. Neredeyse hıçkıracak, ağlayarak kendimi rezil edecektim. Yumruklarımı sıktım. Şimdi güçlü olmak zorundaydım. Eve gidince istediğim kadar kırar dökerdim ortalığı, boğazım yırtılana kadar hıçkırır, ağlardım. Ama şimdi karşısında dik durmalıydım. "Konuşsana." dedim beni umursamadan dışarıyı izlemeye devam ettiğinde.

"Kime yönelmişim?" diye mırıldandı. Ağzımı açmamla bana döndü, gözlerini gözlerime dikti. Kilitlenip kaldım gözlerinde. Öyle özlemiştim ki... "Benim hatırladığım kadarıyla bağırdın, çağırdın. Çok boş yere patladın. Yine ses çıkartmak istemedim, eve gittim. Bir daha da aramadık, bir ayımızı boş yere çöp ettik."

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin