Anne-Baba

27.6K 2.1K 562
                                    

"Eve gidelim." dedim anneme. Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Annemin bizi bir kez daha ifşalamasını istemiyordum. Hep Basat'ın zararına şeyler yapıyordu ve bu hoşuma gitmiyordu.

"Annen yeni geldi oğlum, oturun biraz." Şaşkınlıkla bakışlarımı ikisi arasında gezdirdim. O zamam belki de annem birlikte uyuduğumuzu bilmiyordu?

"Ödevlerim var." diye mırıldandım. Annem öğrenebilirdi, gitmemiz gerekiyordu.

"Basat'la yapın. Aynı sınıfta değil misiniz zaten?" dedi annem. Bakışlarımı Basat'a çevirdiğimde kapının pervazına yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş, alayla bana bakıyordu. Ona beni kurtarması için bir bakış attım.

"Gel odamda çalışalım." dedi başıyla odasının olduğu tarafı işaret edip. Böyle bir yardım değildi, eve gitmemiz gerekiyordu!

Birkaç saniye ona dik dik baktıktan sonra mecbur kaderime razı oldum, ayağa kalkıp peşinden gittim. Odasına girdiğimizde kapıyı kapattım, gözlerimi ona diktim. "Kıvranmam hoşuna mı gidiyor?" dedim çatık kaşlarla.

"Ne alaka?" diye mırıldanırken yatağının ucuna oturdu.

"Eve gitmeye çalışıyordum. Annen birlikte uyuduğumuzu söylerse-"

"Annem salak değil Barış. Annenin bize karşı olduğunun farkında. Gidip de kadına birlikte uyuyorlardı demez." dedi sinirli bir tavırla. İçerlemiş ve kızmış görünüyordu. Elimde değildi, böyle şeylere hoş bakan pek insanla tanışmamıştım ve garip geliyordu. Omuz silktim, yanına yaklaştım, dizlerinden birine oturup yüzümü göğsüne doğru yasladım. Yanında küçük bir çocuk gibi kalıyordum zaten. Bu yüzden beni taşımakta hiçbir zorluk yaşamayacağını biliyordum.

"Günümüz mahvoldu." diye mırıldandım. "Okuldan da boku bokuna kaçtık."

"En azından birlikte uyuduk." diye mırıldanırken burnunu alnıma doğru yasladı, derin bir nefes alırken şakağıma bir öpücük bıraktı. Göğsüne biraz daha sokulup ellerimi beline doladım.

Kapı açılma sesi duyulunca ikimiz de hızla birbirimizden uzaklaştık, ayağa fırladım. Küçük kardeşi kapıda bekliyor, ikimizi süzüyordu ağır ağır. İkimiz de iri gözlerle ona bakarken o en masum bakışlarıyla bize bakarken kapı koluyla oynuyordu. Ödüm kopmuştu!

"Fotoğraf çizelim mi?" dedi abisine doğru cılız bir sesle.

"Resim denir ona." derken tuttuğu nefesini bıraktı Basat. Sonra kollarını araladığında kardeşi elindeki resim çantasını yerde sürükleyerek yanına koştu, ayak ucuna bırakıp abisinin kucağına tırmandı. Basat ona sarılırken saçlarını okşadı. Kardeşi ise bana bakıyordu kolları arasında. Gülümsediğimde bakışlarını kaçırdı.

"Çizecek miyiz?" diye sordu abisine bakarak. Basat başıyla onayladı. Bana kısa bir bakış attığında sessizce yatakta Basat'ın yanına oturdum.

Kardeşi ise yere inip defterini ve kalemlerini çıkarttı. "Seni çizeceğim." dedi bana bakarak Başak. Bana karşı hep soğuk ve korkak tavırları olan kıza şaşkın bakışlarımla karşılık verdim. Benden hoşlanmıyor sanıyordum ama utandığı için yaptığını o an anladım.

"Biz ne yapacağız peki?" dedi Basat ona takılmadan. Kardeşi sessizce ona çevirdi başını, düşündü.

"Bilmem. İçerdeki teyze gönderdiği için geldim." dedi Başak. Basat'la birbirimize kısa bir bakış attık, o göz devirirken ben kıkırdadım. Annem... Sonra defterine dönüp mavi pastel boyayı eline aldı. Gözlerimi çiziyordu. Rengin tonunu görür görmez anlamıştım zaten.

Kardeşinin resme odaklanmasını fırsat bilip Basat'a döndüm. "Ya annem senin annene hakkımızda bir şey daha söyler, anneni kışkırtırsa?"

"Sorun değil." diye mırıldanırken başını yere eğdi. "Annem anlayışlıdır. Bana çok sinirleneceğini, sinirlense bile tepki vereceğini sanmıyorum." Alayla güldü. "En azından yumruk atmaz ya da evden kovmaz." Yine suçluluk duygusuyla birlikte başımı yere eğdim.

"Özür dilerim." Elini yanağıma koyup okşadığında ona bakmamı istediğini biliyordum ama avuçlarımı izlemekten başka bir şey yapamadım.

"Senin suçun değildi." Hafifçe omuzlarımı kaldırdım.

"Göremiyorum." dedi Başak. Basat elini indirirken ben kardeşine baktım. Yüzümü inceleyip resmine geri döndü. Güldürdü bu beni. Sanatçı titizliğiyle çalışıyordu, sorsak altı yaşında. Gerçi yaşına göre yine iyi çiziyordu...

"Film izlemek ister misin?" dedi Basat birden bana dönüp. Yüzümü buruşturduğumda güldü. "O filmler değil. Babamın evinde kaldılar."

"Onları özlüyor olmalısın." deyip bacağını hafifçe dürttüm. Suratında yine o piç sırıtması meydana geldi.

"Hayır, zaten artık işimi başka şeyleri hayal ederek hallediyorum." Yüzümü buruşturup itmeye çalıştığımda kollarımdan tutup yatağa devirdi beni. Kaşlarımla kardeşini işaret ederken kıkırdayarak itmeye çalıştım onu. Bileklerimi yatağa gömüp dudaklarını sürterek boynumu gıdıklamaya başladığında kendimi ona doğru iterek üzerimden atmaya çalışırken küçük çaplı bir kahkaha attım.

"Ne yapıyorsunuz?" Kardeşinin sesini duyunca ağırlığını üzerimden biraz olsun çekip ona baktı Basat. Kızardığım için başımı diğer tarafa çevirdim. Yine Kibritlik işte, altı yaşındaki çocuktan bile utanıyordum.

"Gıdıklamaca. Katılmak ister misin?" Beklemiyordum ama birkaç saniye sonra minik eller belime temas edince olduğum yerde irkildim, geriye kaçmaya çalıştım. İkisi birlikte beni gıdıklamaya başladıklarında olduğum yerde sıçradım, büzülüp yatağa karışmaya çalışarak gülmeye başladım.

Basat kardeşini yatağa çekip aramıza alırken hedef o olmuştu şimdi. Kızın tiz çığlıkları ve kahkahaları odada yankı yaparken Basat ve genlerinin ailedeki baskınlığını düşündüm. Resmen Basat'ın küçük ve kız versiyonuydu. Bu kadar benzemeleri doğal mıydı?

"Abime! Abime!" diye bağırıyordu kahkahalarının arasında. Basat'ın bize oranla fazla iri kalan cüssesini zorlukla yatağa devirdiğimde Başak abisinin karnında yerini almıştı. İkimiz de aynı hevesle Basat'ın üzerine çullanıp gıdıklama girişimlerinde bulunduk ama Basat dümdüz bize bakıyordu. İkimiz de birkaç bölgede denemeden sonra bakışlarımızı ona çevirdiğimizde gözlerime bakarak sırıtıyordu.

"Ben gıdıklanmam ki." dedi gülerek. Yüzümü buruşturup kendimi geriye çektiğimde sırıtışı genişledi.

"Samimiyetsizce." diye mırıldandım.

"Ne yapayım oğlum sinirlerime mi hükmedeyim?" Omuz silktim. Bana bakmayı sürdürürken onu inceleyen kardeşinin boynuna kolunu dolayıp göğsüne düşmesine neden oldu, sıkıca sardı onu.

"Ya..." diye homurdansa da hiçte şikayetçi görünmüyordu kardeşi. Ben ikisini gülümseyerek izlerken Basat diğer kolunu bana açtı. Hiç itiraz etmeden kolunun arasına kıvrıldığımda saçlarımın tepesine bir öpücük bıraktı. Gözlerimi sıkıca yumarken gülümsedim.

"Anne baba gibi oldunuz." diye mırıldandığını duydum Başak'ın. Kalbim tekledi o an. Bizi anne ve babaya benzetmesi hoş güzel de, küçük bir kızın babasıyla annesi ayrıyken büyümesi de korkutucuydu.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin