Mükemmel

29.1K 1.8K 421
                                    

Neyseki takım bir gol daha atmıştı ikinci yarıda ve maç 2-1 bitmişti. Basat'ın keyfi yerindeydi ve oldukça mutluydu. Ha, ikinci gol olduğunda sevinçle bağırıp dudaklarıma bir öpücük bırakmıştı. O sevinçle tepinirken ben ağzım aralık, bir süre onu izlemiştim salak salak. Bir de dönüp "Neden öyle bakıyorsun?" diye sormuştu. Aptal, kalp krizi geçirtmeye falan çalışıyordu herhalde.

Sonunda evine dönmek üzere ayaklandığında surat astım tabi. Gün boyu birlikteydik ve bu bana hiçbir şekilde yetmemişti. "Seninle uyumak istiyorum." diye mırıldanıp dudak büktüm dış kapıya resmen sarılarak. Gülümsedi.

"Gel bize." Kaşlarımı kaldırdım. Başını yana yatırarak güldü. İkimiz de annemin asla izin vermeyeceğini biliyorduk.

"Sen bizde kal?" dedim gülümseyerek. Bu sefer başını diğer yana yatırdı. Hayır, annem cinnet geçirirdi. Dakika başı odaya dalıp bizi kontrol eder, hatta aynı odada kalmamıza bile izin vermezdi. Düşündüm. "Arabayı uzak bir yere park et. Ben annemler gelene kadar ayakta kalırım. Onlar gelince karşılayıp odama dönerim. O zaman odamı kontrol etmezler beni gördükleri için. Sabah annem 7'de uyandırıyor beni. Biz 6.30'a alarm kurar, hemen hazırlanırız. Sen arabada beklerken ben de annemlere okula gidiyorum deyip çıkar, yanına gelirim. Sonra da birlikte okula gideriz?" Şaşkın şaşkın beni izledi.

"Her şeyi düşündün herhalde önceden?" Başımı iki yana salladım.

"Şimdi planladım." Tabiki maç izlerken planlamıştım, her ihtimali tartmıştım da zaten. Dolabıma saklanabilirdi herhangi bir durumda. "Ee... Kalacak mısın?"

"Benim annemi ne yapacağız? Sizde kalacağımı söylersem anneni arayabilir."

"Cihan'larda kalacağını söyle." İç geçirdi.

"Ben arabayı uzağa götüreyim. Annemle Cihan'ı da ararım." Yanağımı öpüp geri çekildi, arabaya ilerledi. Ben de kapının dibinde beklemeye başladım.

Biraz sonra geldiğinde dudaklarında ufak bir tebessüm vardı. "Kalıyorsun, değil mi?" Başıyla onayladığında boynuna atlayıp sarıldım. Beni havaya kaldırdığında gülerek bacaklarımı beline doladım. Kapıyı kapattı, beni koltuğa taşıyıp kucağına oturttu.

"Tüm gece ne yapsak ki?" diye mırıldandı sırıtarak. Göz devirdim.

"Uyuyabiliriz mesela?" Yanaklarını şişirip patlatır gibi bir sesle havayı saldı.

"Sıkıcısın."

"Yarın da okul var..."

"Barış..." Mızmızlanırken bana yavru köpek bakışları atmaya başladı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ya bir gün sevimlilikten ölecekti, ya da beni o ifadeyle öldürecekti.

"Basat..." diye mırıldanıp onu taklit ettim. Beni dizlerinden önüne doğru çekti, çenemin altında bir öpücük bırakıp gözlerime yavru köpek bakışı atmaya devam etti.

İç geçirip başımı geriye attım, tekrar ona doğru eğip alnımı alnına yasladım. Bakışları yavaşça aşağı kaydı, ellerini belimin iki yanına yerleştirdi. Yönlendirmeleriyle birlikte ufak ufak hareket etmeye başladığımda çabuk sertleştiğini hissettim. İki aydan fazla olmuştu.

Yüzümü yüzünün yanından eğip boyun girintisine sokarak minik öpücükler bırakmaya başladığımda nefesini tuttuğunu hissettim. Bu beni kıkırdatırken ellerinden biri kalçamda yer edinmişti. Eşofmanımın lastiğine parmaklarını soktuğunda kalçamı havalandırdım, çıkartmasına yardım ettim. Tekrar kucağına oturduğumda kalçamda hissettiğim sert baskı bedenimin gerilmesine neden olurken Basat'ın suratının terlemeye başladığını fark ettim. Dudaklarımız birbirini bulup küçük öpücüklerle sürekli olarak birleşip ayrılırken elimi pantolonuna indirip fermuarı ve düğmeyi açtım, elimi içeri sokup yavaşça kavradım. Kalçamdaki tırnakları bir anda etime saplanırken inlemesi odada yankı etti. Beni bir anda altına aldığında elimi pantolonunun içinde arkaya kaydırıp aşağı iterek pantolonu kalçalarından sıyırdım. Ayaklarını geriye ite ite tamamen yere düşmesine sebep oldu pantolonun.

Tişörtümü çıkartıp yere attıktan sonra yüzünü yüzüme eğdi. Kızardığımı hissederken bir elimi çaktırmamaya çalışarak karnıma koydum. Göbeğimi görmesi isteyeceğim son şeydi. Kemikli parmakları bileğimi sarıp çekti oradan, aşağı doğru kayıp karnıma öpücükler bırakmaya başladı. İnledim, elimi kıvırcık kumral saçları arasından geçirip yüzünü yüz hizama çıkartmaya çalıştım. "Mükemmelsin Barış." diye fısıldadı karnıma doğru. Sanki binlerce kurt bir anda mideme dalıp içini kemirmeye başlamış gibi mideme kramplar girerken kasıldım.

Burnunu karnıma sürterek yükseldi, boynuma yaslayıp derin bir nefes aldı. O sırada iç çamaşırlarımız hâlâ altımızda olduğu hâlde sanki tüm teni bedenime temas eder gibi, tamamen hissedebiliyordum onu. Bedenini bedenime yavaşça sürtmeye başladığında başımı geriye atıp dudaklarımdan küçük bir inilti dökülmesine izin verdim. Bu onu hırslandırmış gibi, kendini bana sertçe bastırıp inledi. Bacaklarımı iki yandan yakalayıp araladı, arasına yerleşip kendini kalçama bastırdı. Bedenimin istekle kasıldığını hissettim. "K-krem bulayım." diye mırıldanıp aceleyle altından çıkmaya çalıştım. Bana izin verdiğinde koşar adım odama ilerledim, el kremini bulup yanına döndüm. Koltukta aynı bıraktığım gibi durmuş, beni bekliyordu. Hafifçe yükseltti kendini. Altına yerleşip kremi eline tutuşturdum. Bu onu kıkırdatırken kızardım.

Baksırım kalçalarımdan ayrılırken yüzümü koltuk başlığına doğru gömdüm. Sonra ıslak parmaklarını girişimde hissettim, sıçradım. Omzuma bir öpücük bıraktı sakinleştirmek ister gibi. Kalçamı hafifçe kaldırıp ona yardım ettim. Parmaklarını içeri yollayıp beni hazırladı. Aynı anda kendini de hazırladığını hafifçe inlediğini duyunca anladım.

Parmaklarını çektiğinde derin bir nefes aldım. Ben ona onaylamak üzere haber vermek için ağzımı açtığımda, o çoktan kendini içeri itmeye başlamıştı. İnleyerek başımı başlığa gömüp tek elimi rastgele arkaya savurdum. Canım acımıştı. Duraksadı. "İyi misin?" diye mırıldandığında sesi boğuktu.

"Biraz daha yavaş." diye mırıldandım. Arabada seviştiğimiz gün geldi aklıma. Son seferimizdi ve it bir anda içeri dalıp resmen kalçamı parçalar gibi şey yapmıştı. Şey...

Yavaşça biraz daha girip kendini çekti, iç geçirdi. Sonra tekrar. Her seferinde biraz daha hızlanırken biraz daha içerileri keşfediyordu. Zevki bacaklarımı oynatamayacak kadar net hissettiğim sırada teni tenime sertçe çarpmaya başlamıştı. Basat'ın boğuk iniltileri kulağıma çarparken kendime dokunmama gerek bile kalmadan geleceğimi biliyordum.

Ama benim dokunmama gerçekten gerek kalmamasının sebebi bu değildi. Basat elini altıma sokup beni kavradı, yardım etmeye başladı. Zaten eli tenime değer değmez seğirmeye başladığım için pek uzun sürmedi. Ben kasılıp tüm evde yankı edecek kadar derin bir sesle inleyince onun da gelmesi zor olmamıştı açıkcası. Sonunda ikimiz de nefes nefese kalırken kendini çekti, üzerime bırakıp omzuma öpücükler bırakmaya başladı. Yutkundum.

"Annemler gelmeden toparlansak iyi olacak." Başıyla onaylarken üzerimden kalktı.

Güzeldi. Gerçekten güzeldi. Zevk almıştım, doymuştum, rahatlamıştım... Ama benim kafam tek bir anda takılı kalmıştı. Bana mükemmel olduğumu söylemişti. Bunu söyleyen ilk insan değildi ama bana mükemmel olduğumu gerçekten hissettiren tek insandı Basat. Beni çökelten, gerektiği zaman gökyüzünün bile üzerine yükselten tek insandı.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin