Korku Filmi

22.1K 1.4K 391
                                    

Dördümüz yayılmış, televizyon izliyorduk. Basat işyerinden izin alınca otomatik olarak ben de izinli olduğum için rahattık. Ama sorun şuydu ki boş boş oturmaktan sıkılmıştık artık. "Hadi bir şey yapalım." diye homurdandım.

"Ne yapalım Kibrit?" diye sordu Cihan. Basat elindeki yastığı Cihan'a atınca Cihan elleriyle başını örttü ama yastığı tam yüzüne yedi. Batu'yla kıkırdadık.

"Dilini yerinden söküp götüne sokarım senin." diye homurdandı Basat. Sırıtarak göğsüne sokulup elimi yanağına atıp sakal izlerinde gezdirmeye başladım.

"Sakin ol, Kibrit yine senin." diye homurdandı Cihan. Basat yerinden kalkar gibi yapınca ayaklanıp kapıya doğru atak yaptı. Basat kıçını kaldırdığı yere geri koydu yavaşça.

"Hadi bir daha duyayım ağzından o kelimeyi." diye mırıldandı Basat kısık sesle.

"Ayıpsın kanka, yeterki iste. Günde on kere derim Kib..." Sustu. Basat öyle bir bakış attı ki dudaklarını yavaşça birbirine bastırdı. "Sinemaya mı gitsek?" diye çevirdi cılız bir sesle.

"Sinemayı eve getirelim?" dedi Batu. Basat başıyla onaylayıp televizyonu açtı. Dördümüz ortada buluşup bir korku filminde karar verdik. Tabi yanlarında filmi onlara zehir edecek bir anksiyete hastası olduğunu unuttular.

"Aa ne güzel film." diye mırıldandım sevgilisine gül alan bir adamla başlayınca film. "Ben korku filmi sanıyordum." diye mırıldandım. Üçlü birbirlerine bakıp kıkırdadılar. Göz devirdim. Şurada kendimi teselli ediyorum...

Adam kucağında lanetli gül buketiyle eve gittiğinde bakışlarım yandaki vazoya kaydı. Önceki gün Basat bana koca bir buket gül almıştı. Basat nereye baktığımı fark etmiş olacak, sırıtıyordu. Piç.

Birkaç gün içinde geceleri güllerin olduğu odadan duvarları tıklatma sesleri falan gelmeye başladı. Odayı kontrol ettiklerinde sesler kesiliyordu. Bir gece çok feci çığlıklar duyulunca odanın kapısını kilitlediler. Kilitlerken kadın güllere kıyamayıp onları yatak odasına taşıdı. Ben elimi ağzıma atıp tırnaklarımı kemirmeye başlarken tekrar gece oldu, kadın çiçeği sulayıp yatağa girdi.

Adam da kadının yanına girdi ve sevişmeye başladılar. "Oh be, filmlerde en sevdiğim sahneler." dedi Cihan. Cihan biseksüel miydi ya? Nasıl etkileniyordu?

Batu Cihan'ın omzuna vurdu. "Senin ağzına sıçarım. Nerden geliyor bugünki yılışıklık ya?"

"Bilmiyor musun Batu o içtiği zaman sonraki gün bile kendine gelemiyor." diye alay etti Basat. "Sen içmesine izin verirken hata ettin." Birden odada duvardan tıklanma sesleri geldiğinde kadın adamın kucağından inip yorganı gözlerine kadar çekti. Adam yatakta oturur pozisyona gelirken tıklanmalar yatağa doğru yaklaşıyordu ağır ağır. Korkunç müzik de eklenince ben de yavaş yavaş Basat'a doğru kaydırmaya başladım kıçımı.

"Kim var orada?" diye bağırdı adam.

"Amına koyduğum kaçsana!" diye bağırdım televizyona doğru. "Ulan şu korku filmlerini yemin ederim anlamıyorum, siktiğimin salağı ölmeye mi çalışıyor?" diye bağırdığım sırada Basat'ın bana kötü bir bakış attığını fark ettim. Anlaşılan Cihan'la dalga geçtiği halde kendisi de içkilerin etkisinden çıkamamıştı, hâlâ sinirliydi.

Bir çığlık sesiyle birlikte adamın bedeni yükselip tavana çarptığında adam ayaklarını çırparken yüzünde mimik oynamıyordu. Kadının çığlığı da gürültüye eklenirken Basat'ın koluna yapışıp yüzümü tişörtünün altına soktum. Çığlık, çarpma, etin yırtılma sesi falan duyulurken salonda çıt çıkmıyordu kimseden. Ben ise Basat'ın baklavalarıyla bakışıyordum.

Gülmeye başladığını karnının sarsılmasından anlarken elimi içeri uzatıp karnını cimcikledim. Karnı kaskatı oldu, tişörtünün üzerine ellerini koyup başımı karnına gömerek beni nefessiz bıraktı. Nasıl kurtulabileceğimi düşünürken dilimi dışarı çıkarıp karnını ıslatmamla başımı bıraktı, tişörtünü açıp suratıma dikti gözlerini.

"Sen kaşınıyorsun Kibrit, önceki geceyi unutmadım."

"Kaşı o zaman." diye homurdandım. O odadan kurtulmam gerekiyordu. Dudaklarını ısırdı, bakışları filme odaklanan ikiliye kaydı.

"Bizim biraz işimiz var." diye mırıldandığında anlaşmış gibi aynı anda el salladılar. Basat ayağa kalkarken beni kucağına aldı.

Odasına girdiğimizde beni yatağa nazikçe bıraktı bu kez. Onun yerine ben doğrulup yataktan atlayarak onu yatağa ittim, sırt üstü devrildiğinde kucağına oturup tişörtünü yukarı çekiştirdim, karnına öpücükler bırakmaya başladım. Altımda sertleştiğini hissederken adonisini dişlerim arasına sıkıştırmamla iniltisi odayı doldurdu. Başımı kaldırıp ona baktığımda beklentiyle bana bakıyordu.

"Devam et." diye mırıldandı acı çeker gibi bir sesle. Dudaklarımı sürterek pantolonunun düğmesine götürdüm, düğmeyi açıp fermuarı indirdiğimde kabarıklığı gözüm önünde belirdi. Dilimi baksırı üzerine değdirdiğimde kendini bana doğru iterken derin bir inilti bahşetti bana. Başımı karnına düşürüp hafifçe nefesimi düzene soktuğumda hafifçe doğrulduğunu hissettim. "Kibrit? Uyudun mu?" Cevap vermedim ama gülmemek için zor tutuyordum kendimi. "Dalga mı geçiyorsun?" diye homurdanırken kendini yatağa bıraktığını yatağın sarsılmasından anladım. Kıkırdayarak başımı kaldırdım. Göz devirdi.

"Nasıl korktun ama?" diye mırıldandığımda tekrar göz devirse de bıyık altından güldüğünün farkındaydım.

"Hadi ama..." diye homurdandı. Doğrulurken tam o noktaya oturdum. İnleyerek ellerini kalçama koyup beni hareket ettirmeye başladığında alt dudağımı dişledim. Basat'ın yüzünün en çekici hali karşımdaydı.

*

Basat'ın göğsüne başımı koymuş, elimi hafifçe göğsünde hareket ettiriyordum. Başını başıma yaslamış, burnunu saçlarımda hareket ettiriyordu Basat ise. "Ter kokuyorum sanırım." diye mırıldanıp doğrulmaya çalıştığımda sırtım tarafındaki koluyla belimi sarıp durdurdu beni.

"Lavanta kokuyorsun." diye cevapladı. Duş jelim lavantalıydı ama saçıma nasıl bulaşmıştı koku, bilmiyordum. "Bebek gibi cildin, Barış. Nasıl başarıyorsun bilmiyorum ama..." Başımı hafifçe eğdim. Cildim hakkında ilk kez yorum yapıyordu ve bu hafifçe kızarmama neden oldu. Bebek yağı kullanıyorum diyemedim. "Senden başkasına dokunmak beni çok tiksindiriyor. Hele ki öpmek..." Başımı kaldırdığım zaman yüzünü buruşturmuştu. Kıkırdadım.

"Boşver sen sadece bana dokun, beni öp zaten." Gülümseyerek burnumun ucunu öptü.

"Başka bir ihtimal yok zaten."

"Seni seviyorum." diye mırıldandım. Bir anda dudaklarımdan dökülmüştü. İstemsizdi. Burnumu göğsüne gömüp kokusunu içime çektim.

"Kav Kibrit'e aşık." diye mırıldanıp saçlarımı öptü. Kapı tıklatıldığında çığlık attım. Basat anında kıkırdarken ben göğsümüze kadar örtülü pikenin altına sokmuştum başımı. Kapının açılma sesi duyuldu, Cihan ve Batu kahkaha atmaya başladılar. Başımı açtığımda az önce kıkırdayan o değilmiş gibi başının altındaki yastığı çıkarıp onlara fırlattı Basat. Kapıyı kapattılar anında. Göz devirdim.

"Gerizekalılar."

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin