Çift

23.8K 1.4K 591
                                    


Ellerimi avuçlarına alıp üfleyerek ısıtmaya çalıştı. Bu bana lise anılarımızı hatırlatırken gülümsedim. "Seni bundan sonra el için özel tasarlanmış soba ilan ediyorum." diye mırıldandım en sevimli tavrımla.

"Ben de seni dünyanın en sevimli Kibrit'i ilan ediyorum o zaman?" diye mırıldandı dudaklarında ufak bir tebessümle. Gülümsememek için dudaklarımı dişlediğimde dudağını dudağıma bastırıp alt dudağımı ısırıp çekerek dişlerimden kurtardı. Sonra dudaklarımı sıcacık dudakları arasına çekti. Kısa bir öpücüğün ardından yavaşça ayrıldık. Ellerinden biri avuçlarımı serbest bırakıp yanağımı buldu, yavaşça sıvazladı. "Benim Kibrit'im olduğun sürece çok güzelsin Barış. Hele ki bana gülümsediğin zaman, büyülüsün."

Kaşlarımı çattım sinirli görünmeye çalışarak. "Sen kendine bak önce. Mükemmelliğinden yüzünü göremiyorum." Hafifçe esnediğinde oturduğum banktan kalkıp ellerini çekeleyerek onu da kaldırdım. "Hadi eve gidip uyuyalım." Başıyla hafifçe onaylayıp ayağa kalktı.

Arabaya döndüğümüz zaman yavaşça ağzım aralandı. Arabanın başında liseye göre oldukça olgunlaşmış bir ikili sırıtarak dikiliyordu. Karların üzerine kırmızı gül yaprakları serpiştirilmişti ve Cihan'ın elinde bir gül buketi vardı. Batu ise elinde kırmızı şarap şişesi tutuyordu. Gözlerim iri iri açılırken hızla onlara doğru koşup önce Cihan'a, sonra Batu'ya sıkıca sarıldım.

"Oha! Siz gerçek misiniz?" diye bağırırken ikisinin de orasını burasını cimcikliyordum. Onlar ise kıkır kıkır gülüyorlardı.

"Hadi, eski günlerdeki gibi!" diye bağırdı Batu şişeyi havada sallayarak. Ağır ağır Basat'a dönüp boynuna atlayarak dudaklarına yapıştım.

Sonra ellerimi yanaklarına yerleştirip sıkarak balık yaptım. "Seni varya..." Çenesini ısırmamla inleyerek geriye kaçmaya çalıştı. "Yerim!"

"Barış ya!" diye homurdandığı sırada sıkıca sarılıp boynuna öpücükler bırakmaya başladım.

"Siz sevişecekseniz biz gidelim?" diye sordu Cihan. Hızla onlara döndüm.

"Hiçbir yere gidemezsiniz!"

*

Evde yerdeki halıya serilmiştik. Şarap dolaba gitmiş, yerine kocaman bir rakı şişesi gelmişti. Cihan ve Basat alışık olduğu için sek içerken biz minicik rakıya suyu doldurup tokuşturarak kafaya dikiyorduk Batu'yla.

"Özlemişim kanka ya!" diye homurdandı. "Biz niye görüşemedik hiç?"

"Bilmiyorum valla! Hepsi şu iki yavşağın suçu." diye homurdandım ben de. Üçüncü bardakta kafamız bulanmaya başlamıştı çünkü inanın hiç alışık değildik. Hadi Batu yine biraz içmişti ama Basat ilk kez içmeme bir şey demiyordu. Yani bu benim için ilkti.

"Sensin yavşak." dedi kaşlarını çatarak Basat.

Cihan ise "Ben ne yaptım ya?" diye homurdandı bizim gibi. Basat elinden bardağı aldı yayvan bir ağızla konuşan Cihan'ın.

"Yeter lan, sen sarhoş olunca baş edemiyorum." Cihan hafifçe sendeleyerek ayağa kalktı.

"Batu kalk, biraz Basat'ın çarşafını ıslatalım." Batu hevesle ayağa fırlayınca çıktılar salondan.

Basat'la baş başa kaldığımızda sataşa sataşa omzunu dürtmeye başladım. "Ne var ne?" dedi bakışlarını sinirle bana çevirip. İçince ya sapık ya agresif olurdu.

"Biz de şey etsek mi?" Kaşlarını kaldırdı.

"Ney etsek?"

"Şey işte ya..." diye mırıldanırken kucağına çıkıp yerleştim, başımı göğsüne yasladım.

"Ha şey..." diye mırıldandı. Başımla hafifçe onayladım. Ayağa kalkarken beni de omuzlarımdan tutarak kaldırdı. "Bakalım sarhoş Kibrit nasıl sevişiyormuş." diye mırıldanıp diğer yatak odasına götürdü beni.

Yatağa itildiğimde sırt üstü serildim,
kıkırdadım. Basat ağır ağır üzerime yürürken olmadığım halde çıplak hissettim kendimi. Elleri ayak bileklerimi tutup dizlerimi kırarak kendine çekti beni. Kalçam önüne yaslanırken bir sıcaklık bastı, hafifçe esnedim. Basat bacaklarımı beline dolarken üzerime eğildi, dudakları boynumda gezinmeye başladı. Gözlerimi açık tutmakta zorlanırken huylandığım için cidden kapattım gözlerimi. Sonrası rüya alemi zaten...

*

Sabah uyandığımda üzerim değiştirilmişti, yatakta tektim. Yataktan çıkıp mutfağa geçtiğimde Cihan ve Batu yine uyumlu bir şekilde kahvaltı hazırlıyordu kıkır kıkır gülerek. Gülümseyerek onları izledim benden haberdar olmadıklarının bilincinde. Batu bir biber parçasını Cihan'ın ağzına yolladığında Cihan yüzünü buruşturarak geriye çekildi, ikisi kıkırdamaya başladılar. Cihan birden Batu'yu kucağına alıp öpücüğe boğdu tezgaha yaslayarak.

"Acıymış." dedi Batu ayrıldıklarında.

Arkadan iki kol belime dolandığında yerimde hafifçe sıçradım. "Basat ya!" diye homurdandığım sırada ikili bize dönüp sırıtırken Basat dudaklarıyla boynuma öpücükler diziyordu.

"Dün gecenin intikamı çok feci olacak Kibrit." diye fısıldadı kulağıma. Huylanırken başımı diğer tarafa çevirdim. Ensemi hafifçe dişlediğinde inlememek için dişlerimi sıktım. Tüylerim diken diken oluyordu yine.

"Kahvaltı hazır sayılır." diye seslendi Batu. Transtan o an çıktım. Basat'ın ellerinden kurtulup masaya yürüdüm.

Biz Basat'la karşılıklı otururken Cihan ve Batu yan yana oturdu. Sırıta sırıta birbirlerine yedirirlerken cıvık oldukları kabul ama bunu yaparken şakalaşıp nasıl eğlendikleri de yeterince ortadaydı. Basat'a 'Gör bak çift nasıl oluyormuş.' bakışı attığımda yüzünü buruşturup bana 'Öyle çifte sokarım!' bakışı attı. Göz devirip ağzıma peynir atarak emmeye başladım. Üzerine çayı kafama dikince yandım, hızla ayağa kalkıp dilimi çıkararak elimle hava yapmaya başladım. İkili kahkaha atmaya başlarken Basat sandalyeyi düşürme hızında devirip yanıma geldi, dilime bakınıp üflemeye başladı. Aptal, nefesi zaten sıcaktı!

"Cihan soğuk su verir misin?" diye seslendiğinde Cihan ayağa kalkıp eline aldığı soğuk suyu bize getirdi. Suyu içtiğimde dilim anca rahatlamıştı. Basat tek elimi tutmuş, bana bakarak tepkilerimi ölçüyordu.

"Oh, yandım bir an." diye homurdandım.

"Dikkat etsen olmuyor, değil mi gerizekalı! Dua et bir şey olmadı." diye azarladı beni, yerine oturdu. Ona çatık kaşlarla baktıktan sonra sessizce başımı kahvaltıma eğdim. Hem yanıyorum, hem azar yiyorum. Oh ne güzel!

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin