Umut

28.6K 1.9K 837
                                    

Karşımdaki pizzayla bakışıyordum. Basat'a küçük boy sebzeli bir şeyler almasını söylemiştim. Kendim seçmemiştim çünkü pizzadan cidden anlamıyordum. Peki o ne yapmıştı?

Büyük boy, bol malzemeli karışık pizza.

Gerizekalı.

"Yesene." dedi üçüncü dilimini ağzına tıkarken. Sonra gözleri kısıldı, öksürmeye başladı. Böyle bile sevimliydi it, yine de gözlerimi devirdim.

"Tükürüklerini etrafa saçmayı kes."

"Ye o zaman." dedi suyunu içer içmez sert bakışlarını bana çevirip.

"Çok yağlı görünüyor." İşaret parmağını pizzama doğrulttu.

"Ye. En azından tadına bak, devamı gelecek." Yüzümü buruşturdum, elime bir dilim alıp Basat'a doğru salladım.

"Bu şey bana ne kadar yağ bağlayacak, biliyor musun?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Göz devirdi.

"Artık biraz göbek mıncıklamak istiyorum. Güzel fikir." Ona onun göbeğini işaret ettim. Aslında gayet fitti ama sataşmak istiyordum işte.

"Kendini mıncıkla." Tişörtünün eteğini hafifçe yukarı kaldırıp baklavalarını gözüme soktuğunda masanın üzerinden ona uzanıp tişörtünü aşağı çektim. Cıkladım. "Bu kadar insan içinde..."

"Kime ne?" dedi omuz silkerek. Sonra yeni bir pizza dilimine geçti.

*

"Sen git ben geliyorum." dedim Basat'a. Başıyla onaylayıp yemekhaneye yöneldi. Ben de elim karnımda tuvalete koştum, bir kabine girip midemdekileri boşalttım. Önceki gün zorla yedirdiği pizza ağır gelmişti. Zaten sabahtan beri midem bulanıyordu, kusa kusa öğle yemeğinde kusmuştum. Şimdi yine zorla yedirmeye çalışacaktı. İlgilenmesi hoşuma gidiyordu ama bazen bokunu çıkartıyordu. Zaten o sıralar yediğim çoğu şeyi çıkarıyordum...

Bolca oyalanarak kabinden çıktım, ellerimi ve ağzımı iyice yıkayıp yemekhaneye yöneldim. Cam kapıdan tam içeri dalacakken geri çekildim, köşeye saklanıp Basat'ı izlemeye başladım. Masasının başına dikilen Umut'la konuşuyorlardı. Çocuk ona bir şeyler söylüyor, Basat tırnaklarını masaya geçirmiş dinliyordu. Birden sert bakışlarını Umut'a çevirdi. Umut irkildi. Basat bir şeyler söyledi, çocuğun suratı yavaşça düştü. Sonra başıyla hafifçe onaylayıp çıkışa yöneldi. Saklanmak için etrafa bakındım ama bomboş koridordu zaten. Yeni geliyormuş gibi yaparak içeri girdiğim sırada o dışarı çıktı. Beni fark etmedi çünkü bakışları yerdeydi. Ve gözleri kıpkırmızıydı.

Basat ona canını sıkacak bir şey söylemiş olmalıydı. Ama Basat insanların canını durduk yere sıkmazdı. Çocuk ona canını sıkacak bir şey demiş, en azından yapmış olmalıydı. Ayrıca Basat'ın sadece sinirli davranması bile garipti. Ne olmuştu yaratıcı Basat eziyetlerine? En ufak bir şeyde çığrından çıkan Basat neden sakindi?

Aklıma Biyoloji Hocasıyla bastığım zaman bana da bir şey yapmamış olması gelince ürperdim. Benden hoşlandığı için bana bir şey yapmamıştı. Ya Umut?

Basat'ın karşısına oturduğumda sinirli ifadesi yavaşça yumuşadı, yok oldu. Hatta yerine ufak bir tebessüm oturtmuştu bile. Önce bana bahsetmesi için beklemeye karar verdim. "Patates kızartması var. Bir de pilav. Hangisinden istersin?" Yüzümü buruşturdum.

"İğrenç." Suratı düşerken boş boş bakmaya başladı bana.

"Sen cidden zayıflıyorsun. Yemen gerek." O an zayıflığımı düşünecek vaziyette değildim. Zihnimdeki tek şey Umut ve Basat'ın konuşmaları, Umut'un ağlayarak dışarı çıkmasıydı. Bir de Basat'ın karnına elini koyması vardı tabi. Omzumu dürttüğünde başımı eğdiğim yerden kaldırıp gözlerine baktım. "Beni dinliyor musun?" dedi çatık kaşlarla.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin