Aşk İçin Ölmeli

37.3K 2.2K 873
                                    

"Ne yapacaksın?" dedim ağır ağır göğsüme çarpıp duran göğsü, bacaklarımı sıkıştıran bacaklarının verdiği etkiyle benim de nefeslerim hızlanırken. Yarım ağız sırıttı.

"Böyle başlayalım." Eli göğsümden ağır ağır aşağı kayıp baksırım üzerinden beni kavradığında nefesimi tuttum. Yüzündeki hain sırıtmayla birlikte yukarı doğru çekmesiyle elimi eli üzerine atıp tırnaklarımı etine geçirirken tısladım.

"Acıtıyorsun!" Amacının bu olduğunu biliyordum ama... Dibe doğru sıvazlayıp tekrar çektiğinde dişlerimi sıktım. "Tamam, kıyarsın!" Kendini çekip kıç üstü yatağa oturdu, alt dudağını büktü.

"Bu kadar çabuk pes etmen hoşuma gitmedi." Kaşlarımı çattım.

"Sadistlikten ödün vermiyorsun yani?" Gülümseyerek üzerime eğildi, elini kalçama atıp beni havalandırarak kendine bastırdı. Sertleştiğini fark edince zorlukla yutkundum.

"Görmek ister misin? Devamını?" Altından sıyrılıp yataktan kalktım. Gece uyumadan önce düşünürken bir karar almıştım. Bu korkuyu yenmesi için yardım etmeliydim. Böyle ona iyi davranmaya devam edersem ölene dek öpüşmekten korkacaktı ve bir gün ayrılırsak çıktığı insanlarla mutlu olamayacaktı.

"Öpüşmeden sevişmek zevkli olmuyor." diye mırıldandım. "Tuvalete gidiyorum."

"Elini bana tercih mi ediyorsun?" dedi şaşkın bir sesle. Sırıtarak ona bakmadan dışarı çıktım, banyoyu bulup kendimi içeri attım.

*

Lavabodan çıkıp odaya döndüğümde elindeki telefonla hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu. Kendimi yanına attığımda telefonunu kapatıp yastığın altına soktu. Takılmamaya çalıştım ama çocuk dümdüz bana bakıyordu. Tamam, beni seviyor. Tamam, güveniyorum. Ama insan da sevgilisi telefonunu saklayınca kıllanıyor hani...

"Kimle konuşuyordun?"

"Cihan'la." dedi öylece. Kaşlarımı çattım.

"Ne konuşuyordunuz?"

"Sanane?" Çatık kaşlarım düzeldi, yavaşça havaya kalktı.

"Sanane?" Güldüm, ayağa kalkıp üzerimi giyindim. O ise bu süreçte sadece beni izledi. "Eve geçeyim. Annemleri iyice çıldırtmayayım." Zaten bu saatte iştelerdi. Basat da biliyordu. Ama bilerek yapıyordum işte. Trip yaptığımı anlamalıydı. Ya ne demek sanane? Ben ondan hiçbir şey saklamıyordum, o nasıl bana sanane diyebilirdi ki? Hadi özel desin, o da tamam. Ama sanane ne demek ya?

"Kızma hemen, gel." dedi kollarını açarak. Gülümseyerek montumu giyindim.

"Sınavlar da başlayacak yakında. Çalışmam gerek." Gözlerini devirip ayağa kalktı, yanıma gelip beni kolumdan yakalayıp kendine çekti. Sessizce sarılmasına izin verdim.

"Özel bir konu." diye mırıldandı. Az önce özel dese yine tamam dedim ya, vazgeçiyorum. Tamam falan değil. Benden saklamamalıydı!

"Benim de özel konularım olur o zaman? Faruk'la falan hani..." Sarılışının sıkılığı kaybolurken omuzlarımdan tutup kendinden ayırdı, gözlerini gözlerime dikti.

"Ne gibi özel?" Omuz silktim.

"Özel özeldir." Gözlerini devirdi, montumun fermuarını açıp omuzlarımdan düşürdü.

"Birini döveceğiz." Kaşlarımı kaldırdım.

"Sadece döveceksiniz?" Bakışlarını kaçırdı. Kahretsin, bir gün yaptığı şeyler yüzünden başına iş açacaktı. Kesinlikle hoşuma gitmiyordu. Sadece dövse yine kötüydü ama bu çocuk dövmüyor, insanlara eziyet ediyordu.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin