Öpücük

50.6K 2.8K 917
                                    

Ağzım yavaşça aralandı. Eğer bunu mesajla öğrenseydim çığlık atıp yarım saat tepinirdim. Eğer bunu mesajla Basat'tan öğrenseydim ne yazacağım diye düşünürken ellerimi yerdim. Ve eğer Basat bunu böyle yüzüme doğru söyleseydi muhtemelen düşer bayılırdım. Hayatım boyunca hiçbir erkek bana açıldığında kendimi öyle çok mutlu hissetmemiş, çok heyecanlanmamış, ne yapmam gerektiğini düşünmemiştim. O an ruh hâlim nasılsa ona göre tepki vermiştim. Ama Basat farklıydı. Bana bunu söyleyenin kendisi değil, arkadaşı olması bile çok bir şey değiştirmemiş, kalbimin ağzımda atmasına sebep olmuştu.

Kaç dakika bakıştık bilmiyorum ama kurtarıcım Cihan oldu. Ellerini ovuşturarak gelip montunu üzerine aldı. "Dondum amına koyayım."

"Salak." dedi Batu gülerek. Cihan ona kötü bir bakış atsa da bıyık altından gülüyordu.

"Siz de gelsenize." dedi Cihan.

Ben kurtulmanın verdiği rahatlamayla hemen ayaklanıp üzerime montumu aldım. Batu da benim ayaklandığımı görünce üzerine mont aldı, çıktık dışarı. Basat ilerde bir masada oturmuş, caddeyi izliyordu. Yanına oturduğumda, ikili de karşısına oturduğunda bana döndü. "Hayırdır?"

"Gideyim mi?" dedim iç tarafı işaret edip.

"Hayır da..." Tek kaşımı kaldırdım. Sessizce önüne döndü o da.

Birkaç dakika sonra bir kadın yanımıza dikildiğinde Cihan'ın ağzını açmasıyla Batu "Kavunlu." dedi, sırıttı.

"Şeftali." diye mırıldandı Basat ise.

"Başka bir şey?" Başını iki yana salladı, kadın uzaklaştı. Basat'ın çenesindeki eli koltuğa uzanınca kısa bir an parmağı bacağıma sürtündü, titredim. Kimse fark etmediği için mutlu bir şekilde başımı kucağıma eğdim, parmaklarımla oynamaya başladım. Masada bir sohbet dönüyordu ama haberdar değildim. Sadece Basat'a karşı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum ve bu beni korkutuyordu. Düşünmeden konuşmayan bir insan da olsam söz konusu Basat'ken çok doğaçlama konuşuyordum. Ama şimdi ona önceden nasıl davranıyordum sorusunu kendime sorduğumda, verecek bir cevap bulamıyordum.

Yanağım iki parmak arasına kıstırılıp çekilince bakışlarımı Basat'a çevirdim. Dirseğini balkon korkuluğuna yaslamış, yanağını yumruğuna yerleştirmiş, dudaklarında küçük bir tebessümle bana bakıyor, yanağımı çekiyordu. Kızardım.

"Daldın." dedi, elini kucağına indirdi. Omuz silkip önüme döndüm. Kadın elinde iki nargileyle geldi, masanın yanına bıraktı. Basat üzerimden uzanıp birini aldı, bacakları arasındaki boşluğa yerleştirdi. Kadının masaya bıraktığı uçlardan birini alıp paketten çıkarttı, borunun ucundaki deliğe soktu. Bana buruna sokulan pipeti andırırken yutkundum.

"Basat." Bakışlarını bana çevirince tekrar yutkundum. Gayet rahat ve mutlu görünüyordu. Kısa bir an bu konu onu sinirlendirir mi diye düşündüm. Tepki verirse konuyu değiştirmekte serbesttim ama, değil mi? "Bir şey duymuştum daha önce. Bir çocuğa tarak kıllarıyla bir şey yapmışsın falan..." Bakışları değişince sustum. Hayır, sinirli görünmüyordu. Aksine biraz şaşkın, biraz eğlenir gibi görünüyordu. Karşımızda oturan ikili kahkaha atmaya başlayınca kaşlarımı çattım. "Komik bir şey mi var?"

"Yaptım." dedi Basat, başını diğer tarafa çevirip kıkırdadı.

"Neden gülüyorsunuz?" Kadın bu sefer elinde korla gelip Batu ve Cihan'a ait nargilenin üzerine yerleştirdi. Bize doğru eğilip elindeki maşayla koru nargilenin üzerindeki folyoya yerleştirdi. Kadın uzaklaştığında karşımızdaki ikili susmuş, Cihan nargileyi sömürürken Batu elinden almaya çalışıyordu. "Neden yapmıştın?"

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin