Pişmanlık

28.9K 1.9K 509
                                    

O dersin sonuna kadar ayağını hızlı hızlı yere vurup durdu. Teneffüs olur olmaz sırtımdan atlayıp aceleyle sınıftan çıktı. Ben de peşinden...

Gizli gizli saklanarak peşinden ilerledim, bir sınıfa girmesiyle kalakaldım. O sınıfta hiç arkadaşım yoktu, girersem anlaşılırdı.

Biraz sonra bir çocuğu yakasından çekiştirerek çıkarttı. Umut olduğunu anlamam uzun sürmezken lavaboya doğru ilerlemelerini izledim.

Kalbimin gümbürtüleri o kalabalıkta, o kargaşada bile duyulurken onlar içeri girer girmez ağır ağır yürümeye başladım. Her adımda yolun biraz daha uzamasını, zihnimde beliren görüntülerin gözümün önüne gelmemesini istiyordum.

Sonunda kapıya ulaştığımda yutkundum, derin bir nefes alıp içeri girmek üzere kapıyı araladım. O an duraksadım, aralıktan içeri baktım. Umut'u duvara yaslamıştı. Bana sırtı dönüktü ve sırtının ne kadar gergin olduğu tişörtten belli oluyordu. "Bir daha asla!" diye bağırdı Basat. "Bir daha asla onun yanına bir metreden fazla yaklaşmayacaksın!" Titredim.

"Buna sen karar veremezsin." dedi Umut titrek bir sesle. Ağlamak üzere olduğu bu kadar belliyken, içimden Basat'ın onu rahat bırakması için yalvardım. Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın Umut onu seviyordu. Basat onu böyle incitemezdi.

"Ona aramızın iyi olduğunu söylemişsin!" Bu sefer ağzım yavaşça aralandı. Kast ettiği kişinin ben olduğum zaten ortadaydı ama şimdi kesinleşmişti. Yine de bana tuhaf geliyordu. Ayrıca sinirleniyordum. Benden saklamaya çalıştığı için ona kızmıştım, o hâlâ saklamaya çalışıyordu.

"Çünkü kıskanıyorum! Seni sorgulamasına, etrafında dolanmasına dayanamıyorum!" Umut ağlamaya başladı. Kapının kolunu avucumda sıktım. Çocuk hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ve Basat hâlâ gözlerini dikmiş, ona bakıyordu. Gidip onu oradan kurtarmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Beni sevgilime yalan söyleyerek mi geri kazanacaksın?" dedi Basat sakin bir sesle bu sefer. Biraz olsun yumuşadığı için içimden ona teşekkür ettim. Ve yalan?

"Yalan değildi, tek dileğimdi." diye mırıldandı çocuk burnunu gürültüyle çektikten sonra. Basat ona son bir bakış atıp geriye çekildiğinde aceleyle kapının kolunu bırakıp arkamı döndüm, tuvalete girmek üzere olan bir çocuğa çarptım, aceleyle özür dileyip sınıfa kaçtım. Basat beni görmemişti. Sorun yoktu.

*

Basat'la hiç konuşmadığımız iki günün ardından yaşandı ilk gelişme. Kantine indim. Kendime makarna alıp bir masaya yerleştim. İştahım yoktu ama anneme söz vermiştim, her gün mutlaka bir şeyler yemem gerekiyordu.

Başımı tabağıma eğip dirseklerimi masaya koydum, başımı avuçlarım arasına aldım. Düşünmek istemiyordum ama aklımdan çıkmıyordu da. Basat'ın Umut'la samimiyeti yoktu, Umut yalan söylemişti. Bu konuda mutluydum. Ama bu eski sevgili oldukları gerçeğinin üzerini örtmüyordu. Ayrıca Umut'a haber uçuran biri olmalıydı. Basat'ın anneannesinde kaldığını Basat'ın kendisinin söylediğini sanmıyordum. Kavgamızdan önce onları kantinde gördüğümde Basat'ın neden sinirli olduğunu da anlamıştım çünkü. Umut'u etrafında istemiyordu. Ve Umut'la çarpıştığımız gün kantinde yanıma oturduğunda Basat'ın neden o kadar kızdığı da ortadaydı şimdi. Umut bir şey söyler diye korkuyordu. Eski sevgilisi olması beni alakadar etmezdi de, hâlâ konuştukları ihtimaliydi beni sinirlendiren.

Her zaman arkadaş grubuyla oturduğu masa arkamda kalıyordu. Aslında aralarında konsol olan yan taraflarındaki masaya oturup onları dinleyecektim ama orası doluydu. Göz göze gelmemek ve kendimi rezil etmemek için ona arkamı dönecek şekilde oturmuştum. O da arka tarafımda, bana dönük oturuyordu çünkü.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin