Benimle geliyorsun!

56.6K 2.1K 148
                                    

Dediğim karşısında ağzı açık kalmış bir şekilde bana bakıyordu, sanki ona uzaylı gördüğümü söylemişim gibi bakması, beni yormaya başlamıştı. Sonunda beyninden sinyaller ulaşmaya başlamıştı diline ve konuşmaya başlamıştı;

"Ne dedin sen"

"Evlendiriliyorum diyorum Sevim neyini anlamıyorsun"

"Bende bu nereden çıktı diyorum"

"Babamların kararı!"

"Bu devirde öyle şeyler mi kaldı ya! Peki kiminle evlendiriyorlar seni."

"Ali Kemal İlkeroğlu'yla evleniyorum"

"Çok tanıdım Zeyno dehşet akrabam zaten kendisi"

"Sevim dün çarpıştığım adamla evleniyorum!" Tekrar ağzı açık kalmıştı, ben ise sinirimden tekrar ağlamaya başlamıştım. Bana doğru yaklaşıp sıkıca sarıp sarmalamıştı kollarıyla.

"Ne zaman, bir çarpıştığınız diye evlendirilir mi?" sesi titriyordu.

"Çarpıştığımız için değil Selçuk amcanın oğlu olduğu için ve yakın zamanda Sevim tarihi bende bilmiyorum, bilmek dahi istemiyorum ama bildiğim bir tek şey var ben evlenmek istemiyorum" demiştim tamamen yorulmuş ve bitkin bir ses tonuyla.

******

Hiç uyumadan tüm gün derslerde ve laboratuvar geçirmek diğer zamanlardan daha çok yormuştu beni, hoca ders arası verdiğinde. Yorgun bir şekilde merdivenlerden aşağı inmeye başladığım sırada sessizde olan telefonumun titreşimini hissetmeye başlamıştım, ekranı kendime çevirdiğimde daha önce hiç görmediğim, tanımadığım bir numaraydı arayan. Merdivenin son basamağını indiğimde bir yandan ayağımı sürüye sürüye ilerliyordum bizimkiler çoktan çıkmış hatta sigaralarını yakmıştı telefonu açıp yanların da durmaya başlamıştım;

"Efendim"

"Hep böyle geç mi açarsın?"

"Tanıyamadım kimsiniz?"

"Ben Kemal" adını duyduğumda beynimden vurulmuş gibi putta kesilmiştim, sessizliğim uzun sürmüş olacak kı eklemişti; "Zeynep orada misin?"

"Evet seni dinliyorum"

"Görüşmemiz gerekiyor, neredesin?"

"Ben görüşmek istemiyorum"

"Neredesin Zeynep"

"Fakültedeyim Kemal!"

"Geliyorum"

"Dersim var! Gelme"

"Kaçta bitecek"

"Kemal sana gelmemeni söyledim"

"Zeynep geliyorum!"

"Gelme Kemal seninle hiç bir yerde görüşmek istemiyorum" telefonu yüzüne kapattığımda, sesimin yükseldiğini farkında dahi değildim. Çevredeki herkes bana bakıyordu, Burak çenesi gerilmişti ve Sevim hemen kolumu okşamaya başlamıştı. Fakülte içerisine hızla gerisin geri dönüp amfiye çıkmıştı.

Sinirden bacaklarım titriyordu belki de ilk kez dersi bu kadar dinlemiyordum sanki sınıftaki herkes benim için yok olmuş gibiydi.

Ders bittiğinde, çantamı hızla toplayıp çıkmıştım amfiden ve hızla merdivenleri inmeye başlamıştım yeterince rezil olmuştum bölüme sesimi yükselterek. Arkadan koşarak Burak ve Sevim yanıma yetişmişti her ikisinin ortasında yavaş yavaş ilerliyordum, ben susuyordum onlarda benimle birlikte susuyordu. Dışarı çıktığımızda fakültemizin önünde hiç görmediğim bir araç park etmiş duruyordu. O olma ihtimali düşünüp bizimkileriyle vedalaşıp hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. Durmaya niyetim yoktu açıkçası kolumda bir el hissetmemle savrulur gibi döndürülmüştüm, eli hâlâ kolumu sıkmaya devam ediyordu;

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin