Sonsuz gözlünün esrin de.

43.8K 1.8K 43
                                    

Kemal

Kapının önünde çıkmasını bekliyordum, duvara yaslanmıştım çıkması uzun sürmüştü şu kadınlar ne anlıyor uzun süre orada kalmaktan anlamıyorum. Gir işini gör çık daha ne orana burana bakıyorsun, Allahın yarattığı cansın, kula ne! Sen hep güzelsin ama bunu kadınlara anlatamazsın gerçi artık erkeklerde aynı durumda aman neyse bana ne! Çıktığında beni kapıda gördüğüne şaşırmıştı, onu buradakı yamyamlara teslim mi ederim hiç hepsi aç kurt gibi dolaşıyor etrafta bakışmamızı sonlandırmak için soğuk nevele ses tonuyla sormuştu, o Burak lavuğuna bile sesi daha sıcak çıkıyor onda olup bende olmayan ne olabilir ki. Boşver Kemal, o da aynı işte;

"Neden geldin"

"Güzel nişanlımı kurtlara bırakmak istemedim" doğruyu söylemiştim, yalandan dolandan nefret ederken şimdi babamın oynuna düşmüş ve hiç bir zaman söylemediğim çocukluk aşkımla nişanımızı bekliyorduk. Cevabımdan pek hoşnut olmamış gibi nefes alıp vermişti.

"Sen bana güzel diyorsan kesin tam tersidir! Ve eminim kimse beni kaçırmazdı" bir dediğimi de beğen.

"Zeyno gözlerin bu denli bozuk olduğunu bilmiyordum aynada kendine hiç bakmadın mı?"

"Yani yapay güzellikten bahsetiyorsun! En son aynaya bakmamı söylediğinde çirkindim neticede bir değişim olmadığını düşünüyorum" Daha evlenmeden söylediğim söz yüzüme çarpıldığına göre çekeceğim vardı bu cadıyla!.

"Zeynep ne çok konuşuyorsun ya"

"Konuşmamdan rahatsız oluyorsan hâlâ geç değil yüzükler takılmamışken. Bittiğin söyleyebiliriz hatta ben terk ettiğimi söyleyip kötü kadın rolünü üstlenebilirim" dudakları her hareket ettiğinde aklıma, kiraz tadı geliyordu, kadifemsi nefesi beni benden almış ve aklımı yerinden çıkarmıştı. Masumca karşılık vermeye çalışması beni kendine daha çok çekiyordu, ona bu kadar çekilmek istemezken nasıl oluyorda bu kadar ona doğru yuvarlanıyordum.

"Zeynep bir sus" susmasan kendimi daha fazla tutamayacam!

"Susmayacam gelde sustur o zaman" sen kaşından güzelim, onu kendime çekip dudaklarına yapışmıştım, masum tepkileri beni daha çok alevlendiriyordu farkında dahi değildi, beceriksizce karşılık vermeleri, daha önce neredeydin Zeyno! Neden böylesine kör oldum sana, neden kaçtım belki o zaman herşey daha güzel olurdu. Sende beni severdin, benim bir zamanlar sevdiğim gibi. Masumiyetin belki de güvenimi kırmazdı kadınlara karşı. Onu öptükçe öpmek istiyordum dur durağı olmadan, suyu kanarcasına içeri gibi. Kemal kaptırma kendini, o da aynı diğerleri gibi, masumluğuna kanma! Uzaklaş ondan yoksa seni kızgın alevlerin içine atar. Uzaklaş abi sen yalnız adamdın, şimdi genç acemi bir kıza meftun olma. Kalp Kemal oğlum beni dinlesene bak, o el bele gitmesin yanarsın oğlum. Abi bir kere dinle şu beyni ama yok illa burnun dikine git sonra onaran yine ben olayım. Allahım çıldıracam şimdi acemi karşılıkları bile beni böylesine çıldırtırken evlendiğimizde nasıl ondan uzak duracağım. Düşündüm de babam anlaşmaya çocuk maddesi koyduğu iyi olmuş. Saçmalama Kemal! Saçmalama kendine gel. Geri çekil Kemal! Geri çekilmezsen bir daha asla geri yapamazsın. Benim çekilmeme gerek kalmadan kendi kendini geri çekmişti ve hızla kolunun kalkmasıyla yüzüme inmesi bir olmuştu;

"Ne yaptığını sanıyorsun Kemal! Bir daha sakın beni öpmeye kalkma sakın!" Ama bedenin öyle demiyor Zeyno bu öpücüğü sadece ben istemedim sende istiyordun. Gerisin geri arkasını dönüp lavaboya tekrar girmişti, yüzümde tuhaf bir gülümseme olmuştu, elim dudağıma gittiğinde heryeri dudaklarındaki boya olmuştu. Peşinden bende erkekler tuvaletine girmiş elimi yüzümü yıkamaya başlamıştım. Bu nasıl bir boyadır, bir bulaştı arınmıyor mübarek, kesin kez karar veriyorum bu kıza dudak boyası kullandıramacağım hem o kiraz tadını daha rahat alırım.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Where stories live. Discover now