Sırılsıklam

39.1K 1.5K 67
                                    

Kemal

Bana söylediği onca şeyden sonra, hiç birşey söyleyemedim ona ne diyebilirdim ki. Belki de haklıydı ama neden böylesine canım yanıyor, neden ölmüş gibi hissediyorum bilmiyorum. Alışmıştım galiba onun asiliğine, farklıydı herkesten herşeyden, terk etmesini bile iyi biliyordu. Arkasına bakmadan gitmesini, kim bilir sevmesi nasıl olurdu onun, dokunmuştu kalbime yıllarca kimsenin dokunamadığı kalbime dokunmuştu. Yavaştan kan gitmişti kalbime Carolin'den sonra, can gelmişti ama gelen canı yanında götürmeyi de çok iyi bilmişti, şimdi tüm kanımı çekip götürmüştü kendisiyle birlikte. Şimdi canımı yakan kim olmuştu en çok Carolin mi? Yoksa Zeynep mi? Sahı hangisini daha çok sevmiştim. Bu sorunun cevabı yanan canın da değil mi? Kemal! Carolin seni böylesine yakmış mıydı? Hayır.

Böylesine ağlamak istemiş miydin? Hayır o zaman neden kendine soruyorsun cevabını bildiğin halde onu çocukça sevdiğin masum duygular yeniden kalbine girdi diye mi şüphen yoksa şimdi onu yetişkin Kemal olarak sevdin için mi? Ona sevdiğini bile belli edemedin Kemal! Çekip gitmesini izin verdiğin gibi... kalbinin onu delicesin sevmesine ve ona söylemesine nasıl izin vermediğin gibi bak şimdi. Gelmeyecek gemin limandan ayrılışına..

5 hafta sonra.

Cebim den çıkardığım alyansına bakıyordum, ben parmağımdan hâlâ çıkaramamışken. O çok güzel çıkarmıştı öyle çıkarmıştıki bir gün olsun görememiştim onu. Ne yapıyor acaba şimdi, benim gibi özlüyor mudur? Neden özlesin ki Kemal kız baştan bu yana seni istemediğini defalarca söyledi. Sen neden çıkaramıyorsun şu halkayı parmağından, aklının ucundan dahi geçirmezken seni, sen neden biran olsun çıkarmıyorsun? Onun yüzüne bir gün olsun istediğini söylemişken şimdi neden bu kadar istediğini düşünüyorsun.

Hanı onunla evlenmeye meraklı değildin, şimdi neden acı çekiyorsun yeni yetme oğlan gibi! İşine odaklan, işine odaklan düşünme Kemal çıkar şunu parmağından. Çıkar oğlum çıkar kı aklından da çıksın..

Odanın kapısı çaldığında, kendi kendimle konuşmam son bulmuştu kapıdan içeriye girene bakmak için başımı kaldırdığımda Ufuk girmişti;

"Kemal beş haftadır bıraktığım haldesin! Git kızla konuş"

"Ne konuşayım Ufuk ondan ne kadar çok nefret ettiğim mi anlattayım"

"Hayır angut kuzenim, ne kadar çok sevdiğini anlat. Onun kısacık bir süre de içine nasıl işlediğini, atmayan o taş kalbinin atmasını sağladığını anlat"

"Saçma saçma konuşma Ufuk öyle bir şey yok"

"Başım da külah mı var kardeşim çünkü ancak ona anlatırsın bu dediklerini"

"Ufuk canımı sıkmaya mı geldin"

"Evet Kemal bey! Yeter işinin başına gömüldüğün kalk çık bir nefes al. Beyninine oksijen gitsin belki Zeynep yengeme de gidersin"

"Abiciğim bir git işine ya sen staj falan yapmıyor musun git ona"

"Kemal sen hafıza kaybına mı uğradın?"

"Yok neden?"

"Abi ben mezun olalı iki yıl oldu! Sizin şirkette endüstri mühendisi olarak çalışıyorum"

"Sen staj yapmıyor muydun?"

"Kemal sen harbi iyi değilsin! Kalk abi bir kahve iç hava al. Sigaranı yak belki beynin çalışır" beni zorla yerimden kaldırıp çıkarmıştı. Ofisim den asansöre geldiğimizde birden asansöre Zeynep bindi, onu kendime çevirdim.

"Zeyno.." bana baktığında alakası bile yoktu.

"Anlayamadım Kemal bey"

"Sorun yok kusura bakma" bir önce ki katta inip çıkmıştı, Ufuk haklımıydı ya kafayı mı yiyorum ben dışarı çıktığımızda araba kapının önüne gelmişti, açık olan kapımdan binip kapıyı kapatıp direksiyonu sıkıca kavramıştım, ne oluyor bana her gördüğümü Zeynep zannetmeye başlamıştım, Ufuk bindiğin de gaza basmıştım.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Where stories live. Discover now