Bir türlü doymayan bebek

16.2K 655 19
                                    

Zeynep

Gözlerimi açıp yatakta oturur hale geldiğim de saate bakmak için komodin üzerindeki telefonumu alıp bakmıştım gecenin üçüydü ve benim canım deli gibi kokoreç istiyordu oldu bitti nefret ettiğim ağzıma bile almadığım şeyi şimdi ölesiye istiyordum ve bunu Kemal'e nasıl söyleyecektim bilmiyorum ama yemezsem de ölecek gibiydim içimdeki bu aşırı kokoreç isteyine;

"Kemal uyan aşkım" Kemal de en ufak bir kıpırdama yoktu şimdi ne yapacaktım ben yemezsem ölürüm ben.

"Kemal uyan KEMAL"

"Ha doğumu başladı anne baba kalkın Zeyno doğruyor"

"Kemal ne saçmalıyorsun gözünü sevdiğim kocam doğuma daha aylar var"

"Aşkım o zaman neden beni böyle uyandırdın"

"Kemal uyuma" yastığı koluna alıp oturur hale gelmişti.

"Tamam tutkulu mücevherim uyumuyorum ve seni dinliyorum"

"Şey.."

"Ney benim güzel karım"

"Benim canım"

"Senin canın bir tanem böyle tek tek söylemek yerine tek seferde söylesen mi?"

"Benim canım kokoreç istiyor hemde çok"

"Zeyno'm sen nefret edersin kokoreçten"

"Ama bebeğimiz seviyor Kemal ve benim canım çok istiyor"

"Bu saate nerede bulabiliriz ki"

"Bilmiyorum ama ne olur bulalım lütfen" Kemal hiç bir şey söylemeden kalktığında bu alamaya gidiyoruz anlamına geliyordu. O giyinme odasına geçtiğinde bende hızlı bir şekilde aşağı inmeye başlamıştım. Üzerimi değiştirerek vakit kaybetmemeliydim neticede hem kabanımın altında kim anlayacak kı. Hem kime ne ben hamile bir kadınım istediğim gibi giyinirim.

"İnci tanesi sen anneyi obur yapacaksın bundan eminiz"

"Sen benim inci tanem mi kızıyorsun bakim"

"Evet bu gidişte beni bin kilo yapacak"

"Hiç bir şey yapmaz benim çocuğum sen bu halde mi geliyorsun"

"Evet üstümü değiştirerek vakit harcayamam yemeğimi yetişmem lazım"

"Tamam sevgilim söz istanbul kazan ben kepçe sana bu saate bulacam" arabaya bindiğimiz de evin önünden hızla ayrılmıştı Kemal gözümün önünde boyut boyut kokoreç geçiyordu.

Sahil kenarında bir tane seyyar kokoreç gördüğünde Kemal arabayı kenara çekip dörtlüleri yakıp inmişti ama bana ne kadar istediğimi sormamıştı camı açıp arkasından bağırmaya başlamıştım;

"Kemal"

"Efendim tutkulu mücevherim"

"Şey bana iki tam alır mısın?"

"Ne"

"Ne yapayım canım çok istiyor lütfen"

"Zeyno'm yiyemezsin aşkım sen iki tamı"

"Yerim ben sen al bir de iki ayran al şey bir de acısı bol olsun" şaşkınca bana baktıktan sonra kokoreççinin yanına gitmişti.

"İnci tanesi galiba babanın yüreğine indirdik bu defa"

Uzun süre bekledikten sonra elinde poşetle yanıma doğru gelirken karnım iyice kazınmaya başlamıştı, penceremi tekrar açıp elimi uzattığım da bu halime gülmeye başlamıştı. O tekrar direksiyon başına dönene kadar ben poşeti açıp içinden çıkarıp ısırmaya başlamıştım bile. Bu halime şaşkınlık içinde bakarken kendisi için aldığı çeyreği poşetin içerisinden alıp o da benimle birlikte yemeye başlamıştı. İkinci ekmeğime başladığımda biran çatlayacakmışım gibi beni izlemesi sinirlendirmişti;

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin