Kumsal

29.3K 1.1K 16
                                    

Multi medya: Kemal ve Zeynep'in düğünü için hazırlanan konsept. Zeynep'in seçimi umarım beğenirsiniz..

Zeynep

Sadece ben değil babamlarda şaşkındı beni sevdiğini söylediğine, Kemal beni seviyordu başka bir sözün anlamı yoktu benim için. Birbirimizin gözlerinden ayırmıyorduk gözlerimizi, başımı yavaşça babamlara çevirdiğim de ikiside gözleri dolu dolu bakıyordu. Babam ağzını açtığında ne diyeceğini merakla bekliyordum bu üç gün sonra olacak olan düğünü kabul etmez diye umuyordum;

"Tamam Kemal oğlum madem benim prensesimi bu kadar çok seviyorsun başlat tüm işlemleri"

"Baba ne bu acele, tamam bende Kemal'i seviyorum ama bu hemen evlenmenin anlamına gelmiyor birbirimizi daha tanmıyoruz bile"

"Kızım madem sende seviyorsun Kemal haklı" ben az önce seviyorum mu? Dedim. Allah beni bildiği gibi yapsın, konuşurken beynini kullanamıyorsun Zeyno aferin sana kızım! Üstelik babama hemde, onu geçtim Kemal'de duydu. Bu işte saçmalık var sevgililer birbirine söyler sevdiğini babasına değil.

"Kim dedi sevdiğimi"

"Sen dedin ya kızım"

"Ben mi?" O sıra Kemal her iki elini omzuma koymuş beni iyice kendine yaklaştırmıştı beni öpecek diye ödüm kopuyordu.

"Zeynep beni seviyor musun?" Başımı yere doğru eğmiştim ve yüzüm alev alev yanıyordu sorusunu tekrar etmişti Kemal o sıra; "Beni seviyor musun Zeynep" başımla evet der gibi salamaya başlamıştım.

Salamamla beraber beni kendine çekip sarılmıştı, birbirimize sıkıca sarılmıştık. Artık ikimizde biliyorduk birbirimizi sevdiğimizi, kulağıma fısıldar gibi söylemişti; "Bu evliliğin ertelenmesi için diretme sevgilim sensiz geçen her günüm bana haram" dediğinde onsuz geçen her gün benim içinde aynıydı.

Babama baktığımda o da evliliğin bu erken tarihine karşı değil gibiydi, gerçi karşı olsa alelacele bizi nişanlamazdı her halde; "Peki Kemal ama bir şartla üç gün sonra kına gecem olacak, ertesi gün düğün olsun o zaman" dediğimde biran kemiklerimi kıracak sandım o kadar sıkı sarılmıştı kı.

"Sen nasıl istersen küçük sevgilim"

"Hadi yeter yanımızda sarıldığınız, kız babasıyım ben sizin evliliğinizi istesem de bu kadar değil. Hadi geçen yerinize kahvaltı yapalım"

"Peki baba" ikimizde babamın gösterdiği yere oturmuştuk, masanın altında hâlâ ellerimiz tutulu bir şekilde oturmaya devam ediyorduk. Üç gün sonra kınam vardı ve ertesi gün düğünümde ne gelinliğim ne de kınalığım vardı. Özel bir şey olsun istiyordum neden herşeyim bu kadar aceleye geliyor Allah'ım benim.

Kahvaltı yaparken annemler konuşuyor plan yapıyordu, Kemal arada katılıyordu bense tamamen susup onları dinliyordum, kır düğünü hayal ediyorlardı. Yazın ortasında ve düğün sezonunda nasıl bulacaklardı kı kır düğünü için yer bir türlü anlamıyordum. Gelinliğimi bile tartışmışlardı barı o bana kalsaydı, Kemal holdinglerindeki modacısına çoktan hazırlattığını söylemişti, gelenekçi aile olduğumuz için kına elbisemi bile tasarlatmıştı, çizimler hazırdı ben onay verirsem dikilmeye başlayacaktı. Keşke onu bana bıraksaydın sevgilim hanı, benim için özel şeylerdi bil istedim ama sen iç sesimi duymuyordun değil mi.

"O halde bu pazar kına, pazartesi düğün. Çok işimiz var hanım. Daha davetiyeler basılacak, iki ayağımız bir pabuçta"

"Bak babacığım sen dedin, hadi biraz daha erteleyelim" 

"Kızım söz ağzıdan bir kere çıkar sende kabul ettin, hem sen düşünme matbaacı arkadaşım var hemencecik basar siz model seçin yeter"

"Şey benden evleniyor demi Kemal bana sormuyorsunuz da"

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin