Davet

43.5K 1.7K 82
                                    

1 Hafta Sonra

Zaman ne kadar da hızlı geçiyordu, göz açıp kapanıncaya kadar, nefes alıp verinceye kadar öylece savrulan kum taneleri gibi savrulup gidiyor.

Finallerime son bir haftam kalmıştı, ders çalışırken dahi aklımda onun olması! Sürekli düşünmem bunlar normal değildi kafayı yemiştim. Bir kere olsun aramadı beni belki o yüzden, ne sanmıştım ki bana aşık mı? Gerçek bir çift olacağımızı falan mı zannettim.

Zoraki evliliğin anlaşmalı çifti, başka bir şey değiliz onunla ben, bu parmağımdaki alyans belki de iki aşığın parmağında olacaktı. Oysa bizim parmağımızdaydı, zerece aşkın olmadığı çiftin parmağındaydı işte.

Belkide bu ikinci kez hocayı dinlemiyordum, sürekli parmağımdaki alyansları çevirip duruyordum. Sevim koluma vurduğunda ara verdiğimizi anladım;

"Bu ne hal divane aşık"

"Sevim yapma şöyle sulu şakalar"

"Kızım derbeder gibisin, ne şakası ya da şöyle söyleyim bir haftadır güldüğünü bile görmedim"

"İçimden gelmiyor"

"Neden gelmiyor! Bunun bir sebebi olması lazım" çünkü beni bir kere olsun aramıyor, bir kere olsun yanıma gelmiyor. Kalbime söz geçiremedim ve ona tekrar aşık oldu direndim ama bir kere olsun dinlemedi aklımı;"Aramıyor değil mi seni"demişti birden.

"Hemde hiç!" Ne dedim ben ya; "bunu nereden çıkardın" desem de geç kalmıştım.

"Ya alyansınla oyunuyorsun ya da telefona bakıyorsun oradan canım! Senin ciğerini bilirim Zeyno hanım. Madem o seni aramıyor sen ara! Deneyin Zeynep, denemekten kimse ölmez belki gerçekten seversiniz birbirinizi hem ben sende ışık gördüm"

"Bende ışık olsa ne olacak Sevim onda o ışık yok. Koşamam ben onun arkasından hem kariyerime gelecek en küçük hatayı bile kabul edemem!"

"Yarın bir gün evlendiğiniz de ne olacak! Aynı odayı paylaştığınız da ne olacak Zeynep. Sevmeden nasıl o adamla aynı çatı altında yaşayacaksın"

"Eskiden ninelerimiz ve dedelerimiz nasıl yaşadıysa bende öyle yaşarım. Kapat şu konuyu artık"

"Şimdi benimle kapatın, peki kendi içinde bu konuyu kapatabilecek misin?" Susmuştum haklıydı bu sözüne diyecek hiç bir kelimem yoktu.

Kalemimi sürekli masaya vuruyor, boş boş bekliyordum telefonuma mesaj gelemsiyle doğrulmuştum. Ondan olabilir mi! Ne olur ondan olsun Allahım. Ekranı açtığımda "Duygusuz Öküzüm" den bir yeni mesaj yazıyordu. Kiliti açtığımda okumaya başlamıştım;

"Bu gece çok önemli bir davet var, yanıma da gelmeni istiyorum. Elbiseni gönderdim eve, umarım beğenirsin akşam sekiz de seni alırım" oturduğum yerden birden kalkmıştım.

"Ne oldu Zeyno! Cin görmüş gibi fırladın yerinden"

"Benim gitmem lazım! Sevim sen bana not tut"

"Nereye!"

"Davete"

"Ne davetti"

"Bilmiyorum Kemal'e gidecez ben sana haber veririm" hoca gelemeden hemen çıkmam gerekiyordu. Koşarak amfi den çıkmıştım, ışınlanmayı biri hemen bulsa ne kadar da güzel olur!

Otobüs durağına koştuğumda, binmem gereken araç geliyordu, hızla koşmaya başlamıştım. Otobüse bindiğimde yüzümde tuhaf bir sırıtma vardı, ama bana attığı yeni mesajla otobüsten inip derse dönmek gelmişti içimden.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin