Düğün - 3

27.7K 959 8
                                    

Kemal

"Değerli konuklar, bu mutlu günde her iki aile adına hoş geldiniz diyor ve iyi eğlenceler diliyorum ve nikah akdine başlıyorum. Adınız ve soyadınız" bu kadar uzatmaya ne gerek vardı kı!

"Zeynep Ayşe Çalışkantürk"

"Adınız ve Soyadınız"

"Ali Kemal İlkeroğlu"

"Birbirinizle evlenmek istediğinizi bize yazılı olarak bildirdiniz. Yaptığımız araştırma sonucun da evlenmenize engel bir durumun bulunmadığı tarafımdan tespit edilmiş olup şimdi bir kez daha misafirler ve şahitler huzurunda sözlü olarak evlenmek istediğinizi beyan ederseniz. Evlenme akdinizi gerçekleştireceğim" Bu işlemleri atlama tuşu neredeydi acaba, direk evet desek olmuyor mu? Adam uzatmak için hiç pes etmeden cümle kuruyor, kardeşim bugün ne kadar uzun zamandır bekliyorum ben haberin var mı! Kısa kes.

"Siz Yahya kızı Zeynep Ayşe Çalışkantürk hiç kimsenin baskısı altın da kalmadan kendi hür iradenizle yanınız da duran Ali Kemal İlkeroğlu'nu kocalığa kabul ediyor musunuz?" Mikrofonu tutkulu mücevherim uzattığın da başını bana doğru çevirip baktığın da tereddütte kalmış gibiydi ve sanki hayır diyip kaçacakmış gibi bir izlenim bırakıyordu üzerimde. Allahım ne olur düşündüğüm olmasın, uzun sessizliğimin ardından herkes ona bakmaya başladığında yolunda gitmeyen bir şey vardı. Bu saate kadar herşey iyi ilerlerken şimdi ne olduda sustu benim tutkulu mücevherim.

"Zeynep hanım size soruyorum kabul ediyor musunuz?" Memur ikinci tekrar yaptığında bedenimi korku sarmıştı hâlâ cevap vermiyordu. Başımı misafirlere doğru çevirdiğimde gereksizi görmüştüm düğünüm de, en son ona yumruk attığım zaman görmüştüm ve babasıyla aramızdaki anlaşmalar son erdirilmişti. Açıkçası onu çağırdığımızı bile bilmiyorken o şimdi sevdiğim kadına gel der gibi işaret ediyordu ve Zeynep ona gidecekmişçesine bakıyordu. İçimdeki korku birden bire ses bulmuştu ve Zeynep'e doğru eğilerek fısıldamaya başladım.

"Tutkulu mücevher herkes cevabını bekliyor" onun bu hareketti beni sevmediğini işaret etmeye başlamıştı kalbim, aklıma. Aklım ise bak göre aptal Kemal sana defalarca nefret ettiğini haykırırken nasıl oluyor da seni seviyorum demesine bu denli kandın. Sözlerimin ardından gözleri dolu dolu bana bakarken şüphelerim gittikçe artmıştı, mecbur kaldığı bir evliliktim işte onun için! Sonunda sesi kısık bir şekilde cevap vermişti ama verdiği cevap nedense kalbimin sızlamasına neden olmuştu.

"Kabul ediyorum"

"Gelin hanım duyulmadı tekrar cevabınızı söyleyebilir misiniz?"

"Kabul ediyorum" daha yüksek söylemişti titrek bir şekilde.

"Siz Selçuk oğlu Ali Kemal İlkeroğlu hiç kimsenin baskısı altın da kalmadan kendi hür iradenizle yanınız da duran Zeynep Ayşe Çalışkantürk karılığa kabul ediyor musunuz?" Hiç düşünmeme gerek yoktu, bu evlilik artık burada bitmeyecekti saçma sapan bültenlere düşmemeliyim.

"Evet" sessizlik birden bire yüksek sesle alkışlanmaya başlamıştı.

"Bende sizi tüm misafirlerin huzurun da Karı-Koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz" duvağımı kaldırıp alının ortasına dudaklarımı değirdiğimde gözlerinden aşağı yaşlar süzülmeye başlamıştı. Dudaklarına dudaklarım değdirdiğim de gözünden süzülen yaşları kimseye belli etmeden silmiştim ve imzaları attığımız da artık tamamen karı koca olmuştuk. Evlilik cüzdanını Zeynep'e uzattığında havaya kaldırdı ve o an birbirimize bakmaya başladık ve o anı ölümsüzleştirdiler, işte o an hiç beklemediğim bir anda ayağıma bastığın da tırnaklarım kırılmışçasına acı çektim tüm davetlilerin kahkaha ses yankılanmıştı rüzgâra. Beyler daha önce sizlerin de ayaklarınıza basıldı bu kahkaha bu sevinç ne bana bir ara anlatsanıza.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Where stories live. Discover now