Düğün - 1

25.1K 891 63
                                    

Mutli medya: Zeyno'nun ilk gelinliği..

Zeynep

Eve girdiğimiz de saat ikiyi geçmişti çoktan, annem bileklerini ovalıyor, babam ise kucağındaki Atlas'ı yatağına taşıyordu. Bir yandan ağlayıp, bir yandan oynadığımız geceden sonra yarın bu evden çıkışım olacaktı. Üstelik aklıma bir gün bile gelmemişken bu olay, avucumdaki koyu kırmızı tutmuş kınama bakmaya başlamıştım ve üçümüzden de ses çıkmıyordu bu sessizlik boğucuydu;

"Anne" boğazım düğümlenmiş sesim boğulmuştu.

"Efendim güzel kızım"

"Bu gece beraber uyuyalım mı?"

"Olur benim gül kokulum"

"Bende isterim"

"Sensiz hiç olur mu küçük ergenim"

"Aman abla ya"

Kalktığım da oturduğum yerden annemlerde kalkmıştı odama gidip, üzerimdeki kınalığı çıkardığım da, yarın kı giyeceğim gelinlikler gözüme ilişmişti. Bir gelinlik benim bildiğim diğeri ise sürpriz olmuştu bana ve her ikisini de açıp bakmamıştım. Yarın Kemal'i bekleyen sürpriz beni de bekliyordu aslında, bir yandan makyajımı temizlerken diğer yandan da yarını düşünmeye devam ediyordum. Gözüm den lensimi çıkardığım da dışımı fırçalamaya başlamıştım, banyonun kapısı çalınmasıyla açılması bir olmuştu Zehra içeriye girdiğin de o da benim gibi dalgın bir halde dişlerini fırçalamaya başlamıştı. İkimiz de çıktığımız da babam Zehra'nın odasına giriyordu onu da yerinden etmiştik. Annemlerin odasına girdiğim de annem perdeleri düzeltiyordu yatağın ortasına oturduğum da bir yanıma Zehra diğer yanıma annem gelmişti. Bana ikisi de sıkıca sarıldığın da artık içim de zorla tuttuğum yaşlar sel olup akmaya başlamıştı yanın da onlarınkini de getirerek. Ne kadar böyle ağlamıştık bilmiyorum ama uykunun kollarına teslim olurken her ikisinin kollarını bedenimin üstün de hissetmek bana huzur veriyordu ve bir hassa annemin kokusu bana ninnimiş gibi gelmeye başlamıştı.

Gözlerimi açtığım da yatakta bir tek Zehra vardı, yanağına onu uyandırmadan bir öpücük bırakıp mutfağa gittiğim de annem kahvaltı hazırlıyordu. Yanına yaklaştığım da beni hissetmişti hızla bana döndüğün de gözleri kırmızıydı;

"Annem ağlıyor musun sen"

"Yok kızım ne ağlaması"

"Anne kandırma beni" ona sıkıca sarıldığım da annemde bana hızla sarılmıştı.

"İlk göz ağırım, melek kızım büyüdün ve gelin oluyorsun"

"Annem sizsiz ne yapacam ben"

"Yeni bir hayat kuracaksın bir tanem, kendi aileni ve kendin kadar güzel yavrularını büyüteceksin" cevap verememiştim.

Kahvaltı masası hazır olduğun da ikimizde bir ucu oturup yavaşça çayı yudumluyorduk geri kalanda uyanmıştı. Evin için de yoğun bir şekilde sessizlik vardı, yavaşça yemek yemeye başlamıştık. Atlas'ın o her sabah yaptığı tatlılıklar bile yoktu. Yemeğimiz bittiğin de bana hiç bir şey yaptırmadan çıkartmışlardı mutfaktan. Hızla duşa girip çıktığım da telefonum çalmaya başlamıştı;

"Efendim aşkım"

"Bir tanem uyandınız mı?"

"Uyandık canım"

"Hayattım kuaför bir kaç dakika sonra sizde olacak haber vermek istedim"

"Tamam aşkım"

Hızlı bir şekilde üzerimi giymeye başladım ve annemlerin yanına geldiğim de Kemal'in aradığını ve kuaförün yolda olduğunu söylemiştim. Annemler hızlı bir şekilde benimle odaya döndüklerin de gelinliğimi çıkarmışlardı, kutusun dan. Beklediğim gibi değildi fazla kabarıktı ve içerisin de bir not vardı;

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Where stories live. Discover now