Gecenin Sesi!

36.8K 1.4K 19
                                    

Mutlimedya: Kemal ve Zeynep (Kemal karakteri değiştiği için fotoğrafları tekrar günceliyorum henüz yeni bölüm gelmemiştir bilginize :))

Kemal

Kalkıp kahvemi tazeleyip tekrar koltuğa döndüğümde tekrar sigaramdan yaktım, uzaktan kumandayla çalıştırdığım evin içine kısık sesle Lighthouse yankılanmaya başlamıştı.

Aklım da hâlâ onun çırpınışları vardı gözümün önünde, nasıl izin vermiştim ne olursa olsun yanımdan ayırmamalıydım. Sigaram dan tekrar derin bir iç çektikten sonra, yatak odasından ses geldiğini fark ettim hızla ayaklandığımda ses netleşmişti;

"Dokunma bana çek o ellerini! Dokunma bana YARDIM EDİN" yatakta yanına yaklaştığımda birden dudaklarından dökülen adımı duymuştum; "KEMAL KURTAR BENİ" yatakta oturur hale gelmiş ve gözlerinden sicim gibi göz yaşı akmaya başlamıştı. Hızla boynuma sarılmıştı, tırtır titriyordu benim yüzümden bu haldeydi.

"Sakin ol bir tanem ben buradayım"

"Kemal bırakma beni" hâlâ sayıklıyor gibiydi, ben seni nasıl bırakırım tutkulu mücevher paha biçilmez mavi elmasımsın.

"Buradayım ben" yüzünü ellerinin arasına alıp bana bakmasını sağlamıştım; "bak yanındayım kimse sana zarar vermeyecek" ama vermişti işte ruhuna öyle bir zarar vermiştiki sanki bir daha dirilmeyecekmiş gibi bakıyordu.

"Kemal gözümün önünden o pis elleri, iğrenç nefesi gitmiyor! Gitmiyor işte"

"Gidecek Zeyno'm gidecek beraber yok edeceğiz onu"

"Ya git.." parmağımı dudağına dayamıştım izin vermemiştim devamını söylemesine.

"Gidecek ben senin yanında olduğum süre boyunca kendimden bile koruyacam şimdi yat uyu bir tanem. Yat uyu ki iyileşsin ruhun, iyileşsin yaraların"

"Yanımda kalır misin? En azından ben uyuyana kadar" sen iste yeter, ben sana canımı bile veririm. Yavaşça onu geri yatarmıştım yanına uzandığımda, başını göğüsümün üzerine koymuştu. Hâlâ hafif nemli gür saçlarından mis kokusu yayılıyordu, biran önce düğün işlemlerini başlatsak iyi olacaktı, onun benden bir dakika bile uzak kalmasını istemiyorum.

Onun koksunu içime derinlemesine çektiğimde uyku ilacıymış gibi beni uykuya teşvik ediyordu, sanki birisi göz kapaklarımın üzerine kaya parçaları koymuştu. Gözlerim uykuya teslim olurken kalbimse onun kalbine teslim olmuştu.

***

1 Hafta Sonra.

Sabah uyandığım da bugün büyük gündü, o gece den sonra Zeynep'i her sabah eczaneye, her akşam da eve bırakıyordum tek kelime dahi etmeden günlerdir öylece gidip geliyorduk. Bugün stajının son günüydü yirmi dört iş günü dolmuştu, dosyaları imzalattıktan sonra çıkacaktı. Bunları tabi onun ağzından duymak yerine Melike anneden öğrenmiştim, beraber uyuduğumuz o günden sonra bir daha benimle konuşmayı tercih etmemişti.

Bugünün önemine gelmişken, hazırlanan anlaşmaya her ikimizde imza atacaktık. Zeynep ailesinin bu konuda en ufak bir bilgisi olmasını istemediğinden gizli yapılıyordu. Yataktan zıplar gibi kalkmıştım, hemen kendimi sıcak suyun altına bırakmıştım.

Çıktığımda, her yer buhar olmuştu hızlı bir şekilde üzerime en sevdiğim takim elbisemi geçirdim ve fincanımın içerisine kahvemi doldurup. Evden çıkmıştım asansöre geldiğimde sıcak mis gibi kokan kahveden bir yudum alıp, açılan asansör kapısından içeri girdim. Otoparka inmek için eksi bire basmıştım.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Where stories live. Discover now