Alyanslar

46.5K 1.8K 103
                                    

Zeynep

Şarkıyı hatırlayıp hatırlamadığımı sorduğunda, kalbim hızdan çarpmaya başlamıştı. Kalbimin sesini duyacak diye ödüm kopuyordu, hatırlamadığımı söylediğimde umursamaz bir tavır takınmıştı ama hatırlamıştım. Bizim şarkımızı hatırlamıştım, neden bunu seçmişti beraber dinlediğimizde çekip gitmişti öyle bir gitmiştiki döndüğünde onu tanıyamamıştım.

Zeyno bunlara kanma kızım, kariyerini düşün bu nişan sadece! Yüzükler takıldığı gibi çıkarda, onun gülüşüne ve konuşmalarına kanma. Basına gözü kapalı yalan söyleyen adam bana neler söylemez.

Allahım bana güç ver o böyle dudaklarıma bakarken ben ne yapacağımı bilmiyorum, parmakları sanki sırtımda nakış işlermiş gibi dolanması da cabası! Ne bitmez oldu bu şarkı ya, evde dinlemeye kalksam çoktan biterdin şimdi öldür bitmezsin bana işkence olsun diye bunlar hep.

Şarkı bittiğinde içimden derin bir oh çekmiştim, sonunda bitti ve onun sıcak ellerini tenimde hissetmem son buldu. Bizim için ayrılan masaya oturduğumda, arkadaşlarımın neredeyse hepsi buradaydı eğleniyor görünüyorlardı ne kadar da meraklılarmış benim nişanıma. Ama Burak yoktu bir tek o yok, neden gelmediki beni burada neden yalnız bıraktıkı!.

Sürekli kameraların flaşı patlıyor ve tanıdığım tanımadığım bir çok insanla sahte bir gülümseme takındığım yüzümle çekinip duruyordum. Şimdiden yoruldum, ilerleyen saatlerde ne yapacam ben. Kemal bana doğru eğildiğinde bir şey söylecek gibi yaklaşmıştı, o kokumu içine mi çekti bana mi öyle geldi. Bana öyle gelmiş olmalı;

"Yoruldun mu Sevgilim"

"Yoruldum gerçek ama sevgilin olmam yalan"

"Toplum içindeyken iki aşıkmışız gibi davransan iyi olur küçük hanım seninle evlenmeye bende meraklı değilim."

"O zaman evlenme Kemal! Valla hiç gücenmem evlenme!"

"Sesini bana yükseltme Zeyno benim canımı sıkma"

"Sıkarsam ne yaparsın Vurur musun!"

"Bunu yaparım.." beni hızla kendine çektiği gibi dudaklarıma yapışmıştı. Neye uğradığımı şaşırmıştım, gözlerim istemsiz kapandığında ağzında karanfil tadı vardı, tütünle karışmış bir şekilde. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında birden bire bir alkış kopmuştu, herkesin içinde beni öpmesi utanmam neden olmuştukı ailemin yanında yapması affedilir değildi. Ama yine de istemsizce dudağına bulaşan rujumu sildikten sonra oturduğum yerden kalkıp uzaklaşmaya başlamıştım, eteklerimi topladığımda hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştım.

Nişanımızın olduğu salondan çıktığımda, kimsenin arkamdan gelmemesini dua ediyordum, kesin kıpkırmızı olmuştu yüzüm neden öpersin be adam. Dudak benim dudak nasıl izin almadan bunu yaparsın, lavaboya geldiğimde kapıyı iteleyip içeri girdim aynadaki yansımama baktığımda, kızarmıştım. İstemsizce parmalarım dudaklarımın üzerinde gezindiğin de süratıma hiç istemediğim bir gülümseme oluşmuştu. İlk öpücüğüm çocukluk aşkımdan gelmişti hemde istemediğim nişanımızın olduğu gün hayat ne tuhaf.

Çocukken birine aşık olursun ve unutursun ben farkında olmadan unutamamıştım, o yetmemiş gibi yıllar sonra onunla karı-koca olacaktık. Ama onun bana karşı olmayan sevgisi, aşkı her neyse belki de kabul etmemi sağlayan o. Aslında ben sevilmek istiyordum, yalan değil zoraki bir evlilik değildi ama istediğim. Galiba tek isteyim kariyer ve aşktı belki de her ikiside olamayacak!.

Kapıyı açıp çıktığımda duvara yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu, neden bekliyorduki kaçacağımı falan mı? Düşündü. Kaçmak için geç kalmadım mı yeterince, ailemin yüzünü düşürecek biri değilim;

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin