Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)

Teklif ediyorum..

Kemal

Bahamalara indiğimiz den bu yana tutkulu mücevherimin yüzün de güller bitiyordu ama asıl olay yarındı onu bekleyen sürpriz evlendiğimiz günden bu yana yanlış oldu, daha doğrusu bazı şeyler eksik oldu, tekrar karşılaşmaktı, nişandı oydu buydu derken o zamandan bu yana yaşamadığımız şeyler kalmamıştı. Tüm olumsuz olan herşeyi bizi bulmuştu ama tek bir şey yaşamamıştık o da gerçekten benim ona evlenme teklifi etmemiş olmamdı.

Babamlar bize birbirimizi tanıma süresi vermemişti o da yetmiyormuş gibi evlilik sözleşmesi vardı. İlk zamanlar ona âşık olduğumun farkın da değilken bu sözleşme zoruyla evleniyor oluşumuz beni sinirlendiriyordu. Sonradansa beni mutlu etmişti Zeynep beni sevmiyor olarak düşünürken ama onun da beni sevdiğini öğrendiğim de o sözleşmeye gerek duymamıştım ancak çoktan imzalamıştık. Yine de her ikimiz için korunaklı bölgeydi o sözleşme, çünkü istediğimiz gibi ayrılma yetkimiz yoktu, ben eğer boşanmak istersem evlatlıktan red edilecem, o boşanmak isterse tazminat ödecekti. Aslına bakılırsa ona hiç bir şekilde ödetmem bunu ama yine de sanki evliliğimizi sürmesine katkı sağlayacak gibi duruyordu. Biliyorum ki bu düşüncelerim yersiz son iki gündür fazlasıyla mutlu giden evliliğimizi düşünecek olursak.

Bizim için özel tuttuğum odaya yerleştiğimizde, Zeyno hâlâ kumsalı izliyordu, onu aşkla baktığı denizine kavuşturmak istesem de ikimiz de yorgunduk. Öte bir yandan yarın olmasını iple çekiyordum. Ona evlenme teklifi ederken nasıl bir tepki vereceğini düşünmek ve hayal etmek istiyordum. Akşam saatlerinde kumsala romantik bir masa hazırlanacak ve herşey Bahamalar'a uyacak bir atmosferi bize sunacaktı, işte o an ona Fransa'dan aldığım daha önce den tasarlattığım yüzüğü parmağında görmüş olacaktım.

Zeynep'in sesiyle birlikte daldığım tüm düşüncelerden sıyrılmıştım;

"Yarım saattır konuşuyorum Kemal beni duyuyor musun?"

"Dalmışım aşkım ne dediğin duyamadım"

"Hadi denize girelim diyorum Kemal"

"Biraz dinlensek mi hayatım"

"Ne dinlenmesi Kemal denizin tadını çıkarmak varken"

"Ben senin tadını çıkarsam"

"Denizin tadını ben çıkarayım sonra sen benim tadımı çıkarırsın olmaz mı?"

"Çok cazip fikirler sunuyorsun ama biraz dinlensek yaşlıyım ben"

"Yaşlıysan benim tadımı nasıl çıkaracaksın bay yaşlı kocam"

"Bayan genç güzel ve seksi karım saatlerce uçtuk Atlanta'yı gezdik tekrar uçtuk. Ayrıca uçuş boyu eğlendiğimizi düşünüyorum"

"O zaman yüzümemize engel bir şey yok eğlendiysen"

"O kadar cümle için de bir tek eğlenme kısmını dinlemen" sıkıca kendime çekip bastırmıştım dudaklarım dudaklarına kapanmıştı, ellerim belinden aşağı kalçalarına doğru inerken onu tamamen kendime bastırmıştım. Bu harekettim ona zevk verse de gözlerin de hâlâ hazır da bekleyen lafları olduğunu gösteriyordu. Ayrıca fazla enerjikti anlaşılan o ki bize deniz yolu gözükmüştü. Dudaklarımızın ayrılmasıyla eklemişti.

"Kocacığım bazen kadınlar da erkekler gibi işine gelenini duyarlar" dediğin de yüzünde güller bitiyordu.

"Demek öyle karıcığım"

"Evet yaşlı kocacığım hadi hazırlan" dedikten sonra kollarımdan sıyrılmıştı.

Zeynep odaya geçtiğin de kendimi gerisin geri koltuğun üzerine bırakmıştım yarının hayallerine tekrar geri dönmüştüm ancak çok uzun sürmemişti Zeynep'in sesi hayaller aleminden çıkmama neden olmuştu. Odadan çıkıp yanıma geldiğin de giydiği şey karşısında yanlış oldu giymediği şey karşısında ağzım açık ona bakıyordum. Mükemmel fiziği, süt beyazlığındaki teni herkesi kıskandıracak cinsteydi, sütü dahi kıskandırabilirdi ancak en çokta beni. Bununla denize gitmeyi düşünmüyor her halde, düşünüyorsa artık düşünmemesi taraftarıyım.