Bahamalar

20.7K 733 19
                                    

Zeynep

Uçağın inmesiyle beni sürükler bir şekilde uçaktan çıkarmıştı ve pasaport kontrolünden geçtikten sonra hızlı bir şekilde havalimanından çıkmıştık ve açıkçası ne yaptığımıza dair en ufak bir fikrim yoktu. Ellerim onun ellerinin arasında beni götürdüğü her yere gidecek bir halde ilerliyordum işte, bundan bir kaç ay öncesine dönersek ondan nefret ettiğimi düşünürken ona aslında deli divane âşık olduğum gerçeği ile yüzleşmiştim işte bir şekilde.

Açıkçası Atlanta'ya dair en küçük bir fikrim bile yoktu ve aslında güzel bir şehre benziyordu şimdilik gördüklerim beni cezbediyordu. karşımıza çıkan ilk restorana oturduğumuz da Kemal ikimiz için de güzel olabileceğini düşündüğüm yemeklerin siparişlerini verdikten sonra telefonun açıp holding ile ilgili ona gönderilen maillerini kontrol etmeye başlamıştı düşünceli bir şekilde çantamdan çıkardığım telefonumu önce açmakla çaba sarf etsem de hedefim de annem vardı ve benden çekeceği de vardı çok acımasızca yaptıkları oyundan onların kazandıklarını düşünmelerini pek istediğim söylenemez bu yüzden kocam dan önce annem ile aramızda çalan savaş çanlarını boşuna çaldırmamalıydım. Telefonumun açılmasıyla birlikte son aramalarda bulunan annemin numarasının üzerine parmağımı dokundurduğum da çalmaya başlamıştı ve açıkçası saat farkından haberim yokmuşçasına aramaya devam etmekteydim.

Uykulu bir sesle annem telefonu açtığın da bizim için burada hava güneşliydi ve Türkiye'de öyledir mantığı ile annemden konuşmaya başlamıştım;

"Anne bu yaptığın şey hiç adil değil"

"Ney adil olmayan Zeyno uyumak mı adil olmayan anlayamadım seni"

"Ne uyumasından bahsediyorsun anne Kemal'e bana yaptığınız ağır şakadan bahsediyorum"

"Hmm sen onu diyorsun, sana da ders olsun küçük hanım belki bundan sonra başına buyruk bir şekilde gitmezsin bir yerlere" annemin bu sözü üzerine sinirlenmiştim.

"Anne bana bu şekilde ders verdiğinizi mi? düşünüyorsunuz! Allahını seversen. Benim aklım çıktı hiç bunu düşündünüz mü?"

"Sen evden çıktığın da ve sana ulaşamadığımız da bizim yaşadığımız şey de aynı senin hissettiğin şeyler Zeynep Ayşe ve sen hâlâ bunu anlamakta güçlük çekiyorsun" esnemeye devam ediyordu telefonun diğer ucunda; "Ayrıca bana teşekkür etmek için aradığını düşünüp açtım telefonu ama yanılmışım benim kızım annesine azar çekmek için aramış oysa ki"

"Anne bu saate ne uykusu"

"Gece uykusu Zeynep senin saatten haberin var mı yavrum"

"Var anneciğim" bileğimdeki saate bakarak cevap vermiştim" saat 13.20 geçiyor şu anda"

"Benim zeki ama bir o kadar çatlak kızım sana saat 13.20 burada saat sabahın 5.20'sı" annemin bana bunu demesiyle birlikte saat farkını hesaba katmadığımı idrak etmem bir olmuştu.

"Anne ben özür dilerim ya"

"Özür dileme faslını benim uyandığım bir saat diliminde yaparsın pek memnun olurum kızım zira yatağımın daha fazla soğumasından taraf değilim uyumak istiyorum" derken dahi esniyordu.

"Tamam anne"

"Hadi size bol eğlenceler" fazla imalı bir kahkaha attıktan sonra telefonu kapatmıştı ve bu imayı anlamıştım ne yazık kı, kesinlikle yüzüm kızarmıştı ondan da emindim.Başımı Kemal'e doğru kaldırdığım da deli gibi e-maillerini okumaya devam ediyordu ve gözleri beni görmediği için mutluluk çığlıkları atıyordum en azından bir kaç saniye.

Tutkulu Mücevher (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin