Bölüm 10 - Anlaşma

504 45 4
                                    

Satou'nun korkutucu iradesi Rias'ı şok etti. Nasıl bir inada sahip birisi bayılmışken bile dik durmayı başarabilirdi ki? Satou'nun en başından beri yeni edindiği soy yüzüne böyle davrandığını bilmediğinden ister istemez hayran oldu.

Satou'nun bayılmasının hemen ardından daha fazla ayakta kalamayıp düşmeye başladı. Tam o anda Rias yıldırım gibi fırladı ve Satou'yu yakaladı. O anda düşünüyordu.

'Bu çocukta kimin nesi böyle? Böyle bir potansiyelle bu krallık boyunca tanınması gerekirdi?'

Rias düşüncülere dalmışken gür bir ses onu kendine getirdi.

"Oğlumun yaptığı kabalığı lütfen affedin."

Bu gür ses Satou'nun babası Jun'dan başkası değildi. Jun'un sesini duyuan Rias şaşırdı.

"Sen bu çocuğun babası mısın?"

Jun saygıyla cevap verdi.

"Evet. Lütfen oğlumu kabalığını bağışlayın."

Jun oğlunun bu davranışına anlam verememişti. Ancak ne olursa olsun oğlunu koruması gerekiyordu. Bu nedenle yüksek statüden birisine af dilenmekten hoşlanmasa da bunu oğlu için yapmalıydı.

Rias, Jun'a kısa süreliğine baktı. Ancak bu kısa sürelik bakış Jun'a sanki çırılçıplakmışta herşeyi görünüyormuş gibi hissetti. İstemsizce daha da korktu. White klanı dışında herkes endişeli bir yüz ifadesiyle beklerken Rias kimsenin beklemediği bir söz söyledi.

"İyi bir çocuk yetiştirmişsin."

Herkes şaşırmıştı. Satou bu temsilciye karşı böyle cürretkarca konuştuğu halde bu temsilcinin Satou'ya ceza vermemesi hatta onun yerine Satou'yu övmesi herkesi afallatmıştı.

Ancak Rias daha herkesi şaşkınlıktan konuşamayacak duruma getirecek o sözleri söylememişti bile.

"Bu çocuğu, benim, Rias Dread'ın öğrencisi ilan ediyorum. Bu nedenle de elimdeki rozetin sahibi de bu çocuktur."

Rias'ın dedikleri ortamda bomba etkisi yaratmıştı. Black klanındaki herkes şaşkınlıktan konuşamasalar da hem şaşkın hem de mutlu, White klanındakilerin ise yüzleri solmuş, sanki en korkulu rüyaları gerçekleşmiş gibiydi. Şehir lordunun klanı ise sadece saf bir şaşkınlık yaşıyorlardı. Ancak herkesin aklında bir soru vardı. Satou da ne görmüştü de bu temsilci onu öğrencisi olarak almaya karar vermişti?

Tabii bu durumda en çok yüzü solan kişi Dong'tan başkası değildi. Adeta tüm kanı çekilmişte boş bir kabuk kalmış gibiydi. Gözleri bile ölmüş insanlar gibi soldu.

Jun ise karşısındaki temsilcinin böyle bir şey demesini hiç ama hiç beklemiyordu. Satou'nun o cüretkarca konuşması yüzüne Satou'yu ceza olarak sakat bırakmasından korkuyordu. Ancak korkularının aksine hem ceza vermemiş hem de Satou'yu öğrencisi olarak almıştı. Jun'un mutluluk ve şaşkınlıktan adeta dili tutulmuştu.

Tüm bunlar olurken Hasai ise karşısındaki kadının mevkisini unutup bağırarak Rias'a karşı çıktı.

"Bu tamamen olanaksız! Sizin en uygun potansiyeli olanı seçmeniz gerek! O velet daha temel oluşturma alemin de!"

Hasai'nin söylediklerinden sonra ortam sessizleşti. Rias'ın ise yüz ifadesi değişmese de öfkeden midir bilinmez aurası patladı birden.

Ardından soğukça konuştu.

"Bak böcek. İstediğim kişiyi seçebilirim ve bu seni hiç ilgilendirmez. Ancak senin gibi bir kaç böceğin daha sorun çıkarabileceğini bildiğimden nedenini sadece bir kere cevaplayacağım. Bu temel oluşturma aleminde dediğiniz çocuk, bilge alemindeki birisine diz çöktürecek aurama karşı ayakta kalmayı başarabildi. Böylesine sağlam iradeye sahip bu çocuk eğer akademimize katılmayı hak etmiyorsa buradaki kimse hak etmiyordur. Umarım anlamışsındır bö-cek."

Ejdertanrı EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin