Bölüm 1 - Black Klanının Genç Efendisi

965 73 6
                                    

Sabah gökyüzü tam aydınlanmaya başlarken, Ay ve Güneş Şehrinin tamamı hala şafaktan önceki karanlıkta iken Black klanında genç bir adam uyandı. Bu genç adamın yüzünden bir şeye rahatsız olduğunu belli eden bir ifade vardı. Genç adam bu sıkıntılı ifade ile yatağından kalkıp kıyafetlerini değiştirdi.

Bu saatlerde kendi klanındakiler, ailesi, hatta hizmetçiler bile hala uyuyordu.

Bu genç adam on dört, on beş yaşlarındaydı. Genç adamın ne cılız, ne de yapılı denilebilecek sıradan bir vücudu, siyah saçları ve aynı renkte gözlerle birlikte tatlı bir yüzü vardı.

Bu genç adam, Black klanının veliahtı Satou Black'ti.

Satou tam odasının kapısını açtığı anda karşısında on yedi, on sekiz yaşlarında görünen güzel bir genç kız çıktı. Bu genç kızın safir gibi mavi gözleri, zümrüt gibi yeşil saçları, narin yüzü ve doğallığından gelen güzelliği ile, gayet sıradan bir giyimi olsa da, kendisini adeta bir doğa tanrıçası gibi gösteriyordu.

Bu güzel kız ise, Satou'nun özel hizmetçisi Rose'du.

"Genç efendi?"

Rose, Satou'nun erken uyanmasına şaşırdı. Satou normalde bu saatlerde hep uyurdu. Uyurken de üstündeki battaniyesini üzerinden atma gibi bir alışkanlığı vardı. Bu yüzdende Rose'un normalde öyle bir görevi olmamasına rağmen Satou'yu küçük kardeşi gibi gördüğünden midir bilinmez her zaman bu saatlerde Satou'nun üzerini örtmeye gelirdi. Bu nedenle de Satou'yu uyanık görünce de ister istemez şaşırdı.

Satou Rose'un şaşkın halini görünce istemsizce kıkırdadı. Rose görmek deminki sıkıntılı ruh halini gidermişti. Rose bilmese de Satou her Rose onun üzerini örttüğünde uyanıyordu.

"Bugün pek uyku tutmadı da antrenman yapmaya gidiyorum. Rose, anneme, babama nerede olduğumu sorarlarsa antrenman alanında olduğumu söylersin."

Konuşmasının hemen ardından Rose'a yanıtlama şansı bile vermeden gitti. Satou'nun gittiğini gören Rose iç çekti.

'Genç efendi, şu son bir kaç gündür çok tuhaf davranıyor. Umarım iyidir.'

Rose'un endişelerinden habersiz bir şekilde Satou klanının köşkünden çıktı ve klanının antrenman alanına doğru yürümeye başladı. Bu sırada şu son bir kaç gündür hissettiği tuhaf hissi anlamlandırmaya çalışıyordu.

'Bir şey beni çağırıyor. İlk başlarda kendi hayal gücüm sandım. Ama kaç gün geçti hala aynı hissi hissediyorum. Sırf bu lanet şey yüzüne doğru düzgün uyku bile uyuyamıyorum.'

Her şey bir kaç gün önce başlamıştı. Satou şehirde çeşitli klanların genç efendileriyle birlikte yemek yerken birden bire bir şeyin onu çağırdığını hissetti. Şaşırsa da çocukluğundan beri gördüğü eğitim sayesinde hiç bozuntuya vermeden sakince yemeğini yiyip, ardından da bir bahane uydurup oradan ayrılmıştı. O günden beri aralıksız bir şekilde o hissi hissediyordu. Uyurken bile o hissi hissettiğinden doğru düzgün uyuyamaz olmuştu.

Satou yürürken bir anlığına durdu. Ardından yürümeye devam etti.

'En iyisi gidip beni çağıran şey neymiş öğrenmek. Ama şimdi sabahın erken saatinde gidersem klandakiler endişelenir. O yüzden kahvaltı zamanına kadar antrenman yapmak en iyisi. Kahvaltının ardından da aileme bir yere gideceğimi söylerim.'

Bu tarz düşünceler arasında Satou üzerinde Black Klanı Antrenman Alanı yazan bir kapıdan içeri girdi.

Alan savaşçılar ve büyücüler için ikiye ayrılmıştı:

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now