Bölüm 67 - Ruh Sarayı

221 28 1
                                    

Damon şok oldu. Satou'nun ciddiyetle bu şekilde biat etmesini beklemiyordu.

Evet. Daha önce ustası olarak onu kabul etmişti. Fakat o zamanlar pekte aman aman bir bağları yoktu. Fakat bu tekniği geliştirmesi Satou için oldukça anlamlıydı.

Damon ne diyeceğini bilemedi. Daha önce ustalık yapmamıştı. Bu nedenle ne demesi gerektiği konusunda sadece ast-efendi ilişkisi olarak bilgi sahibiydi.

Damon biraz düşündü ve ardından konuştu.

"Hmm. Sonunda tüm kalbinle kabul ettiğini hissedebiliyorum. Güzel güzel. Madem öyle. O zaman bu içtenliğini kabul ediyorum. Hazır ortamda müsait iken bunu ciddi bir şekilde usulüne uygun yapalım."

Satou onayladı. Bazı şeyler usulüne uygun yapılmazsa bir anlamı kalmazdı. Usta-çırak ilişkisi de bu şeylere dahildi.

Evet. Usta, öğrenci olmuşlardı. Fakat sadece isimde kalmıştı.

Şimdi ise ellerinde fırsat varken usulünce yapmak en doğrusuydu.

Damon, kanatlarını açtı. Kızıl ürpertici gözleri ile tarif edilemez bir baskı yayılıyordu.

"Ben ki katillerin katili, en yüce iblis imparatorları tir tir titreten Üçüncü Ejdertanrı Damon. Sen Dördüncü Ejdertanrı Satou Black, beni ustan olarak kabul ediyor musun?"

Her kelimesinde tarif edilemez bir ağırlık vardı. Kelimeler yanında getirdiği büyük baskı ile dökülmüştü ağzından.

Satou ilk kez böylesine bir baskı hissetti. Hafifçe kekelese de kararlı bir şekilde cevap verdi.

"Ben... Ben Dördüncü Ejdertanrı olan Satou Black, sizi Ustam olarak görüyor, sizin gözetmenliğiniz altında Tanrıları bile titreten birisi olacağıma dair söz veriyorum."


Bu söz ile Damon gülümsedi.

"Güzel, güzel. Madem tam anlamı ile Ustan olarak kabul ettin. Sana Ustan olarak iki emrim var."

Satou ayağa kalkmadan dikkatli bir şekilde dinlemeye başladı.

"Bir. Bunu kaç defa desem de tekrar diyorum. Ustan dışında kimsenin önünde eğilmeyeceksin."

"İki. Güçlünün güçsüzü ezdiği bir evrende yaşıyoruz. Bu nedenle istediğin kadar katliam yap hatta zayıf ölümlüleri öldür. Hiç oralı olmam. Fakat asla pişman olacağın bir şeyi ben istesem bile yapmayacaksın. Eğer yaptıysan da yaptıklarından pişmanlık duymayacaksın. Bu iki emrimi asla unutmayacaksın. Anlaşıldı mı?"

Satou tüm ciddiyeti ile saygılı bir şekilde "Anlaşıldı Usta." dedi.

"Güzel, güzel. Şimdi aklındaki soruları sıralayabilirsin."

Satou rahat bir nefes alıp ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.

"Öncelikle burası neresi usta? Ayrıca sen nasıl bu kadar gençleştin? Son olarak buradan nasıl çıkabilirim?"

Damon derince bir nefes alıp anlatmaya başladı.

"Burası senin Ruh Sarayın. Bu nedenle tabii ki istediğin gibi girip çıkabilirsin. Benim genç olmam ise... Hehehe. Sonra açıklarım."

Satou şaşırdı.

"Şey... Usta sen daha önce hafıza sarayı diye bahsetmemiş miydin?"

Damon, onun dediğini duyunca garip bir ifade sergiledi.

"Öncelikle tebrik etmek isterim... Off kimi kandırıyorum? Şansını sikeyim senin! Bir insanda bu kadar şans olmamalı...!"

Satou'nun şansına her şekilde küfretmeye başladı. Hatta o kadar ağır sövdü ki Satou garip bir yüz ifadesi takındı.

Aradan yarım saat geçti.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now