Bölüm 47 - Eve Dönüş (3)

269 32 0
                                    

Bir ay sonra Black klanında;

Jun Black, ve klandaki tüm büyükler bir araya gelmiş konuşuyordu.

"Yeteri kadar asker topladık mı?" diye sordu gür sesiyle büyüklere.

Büyüklerden biri öne çıkıp konuştu.

"Klan liderine bildiriyorum! Şu an toplamda üç yüz elli asker toplamış bulunmaktayız. Aynı zamanda çeşitli paralı asker gruplarına bildiri yollasak da hiç ilgilenen birisini bulamamaktayız."

Jun'un yüzünde ekşi bir ifade belirdi. Üç yüz elli asker aslında büyük bir klanı yıkmak için yeterde artardı. Hatta rahatlıkla rakip klanı yok edebilirlerdi!

Fakat Jun bir kaç gündür huzursuz hissediyordu. Bu nedenle de büyüklerden birisine paralı asker gruplarına iş bildirisi yollamasını istemişti. Ama beklediğinin aksine biri bile yanıt yollamamıştı.

Bu durum aşırı şüpheli gibi duruyordu. Paralı askerler, iş verildiğinde parası yüksekse o işi seve seve kabul ederlerdi.

Şimdiyse garip bir şekilde hiçbiri kabul etmiyordu.

Jun, düşüncelere daldı.

'Ne planlıyor bunlar? Normal şartlarda bu kadar sakin olmamaları gerekirdi. Önce açık açık asker alımı yaptığımız halde en ufak bir harekette dahi bulunmadılar. Yoksa paralı askerlerden yanıt alamıyor oluşumuzun sebebi bu olabilir mi?'

Düşüncelere dalmışken bir an kendini paranoyak gibi hissetti. Aklında beliren bir düşünceyle gereksiz endişelerden kurtuldu ve özgüveni yerine geldi.

'Ne diye bu kadar düşünüyorum ki? Yeteri kadar adamımız var. Ne yaparlarsa yapsınlar kazanacağız!'

Özgüven dolu bir kahkaha attı. Tüm bu iç düşüncelerden habersiz olan büyükler ise garip garip klan liderine bakıyordu.

Toplantıda olduğunu bir an unuttuğundan hafif bir utanç hissetti Jun. Bu nedenle konuyu değiştirmeden önce sahte olduğu bariz bir şekilde öksürdü.

"Öhöm. Kusura bakmayın. Düşüncelere dalmışım da. Peki mühimmat durumumuz nasıl?"

Jun'un sorusunu duyunca klan büyüklerinden başka birisi öne çıkıp konuştu.

"Klan liderine bildiriyorum! Mühimmat durumumuz tüm askerleri kuşandırabilecek durumda. Gelen herkesin yanında bazı ekipmanlar olduğundan bizim açımızdan olabilecek en az zararla tüm askerleri donattığımızı söyleyebilirim. Öyle ki hala fazladan zırh ve silahlarımız bulunmakta."

Jun, kafasıyla onayladı.

"Güzel, güzel. Beklediğimden çok daha iyi. Peki ya Temel Eğitim nasıl?"

Temel eğitimden kastı disiplindi. Askerlerin yaklaşık yüzde sekseni başıboş gelişimcilerden oluştuğundan sağlam detaylı bir eğitim olmasa da komuta edilebilmeleri ve birlik olabilmeleri açısından basit bir eğitim planı oluşturmuşlardı.

Büyüklerden yine bir başka birisi çıkıp konuştu.

"Klan liderine bildiriyorum! Tüm askerler temel eğitimi tamamlamış bulunmakta. Eğitim sonucundan bahsetmek gerekirse, herkesin birbirine uyumu %50 oranında artmış bulunmakta. Aynı zamanda 1 saldırı biçimi 1 de savunma biçimi öğrenmiş bulunmaktalar."

Bunu duyunca Jun soğuk havayı içine çekti. Askerleri tam anlamıyla dahiydi. Formasyonları öğrenmek kolay değildi. Onları öğrenmek için askerler aylar boyu eğitim görmesi gerekirken, edindiği askerler, 1 saldırı biçimi 1 de savunma biçimi öğrenmişti.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now