Bölüm 118 - Saldırı Tekniği (2)

80 10 0
                                    

Satou'nun gördüğü şey zincirlenmiş bir taş tabletti. Antik bir dilde yazılmıştı ve Satou onu gayet net bir şekilde okuyabiliyordu.


Her harfinde sanki milyonlarca kişinin kanı ve ruhu akıtılmış gibiydi. Odada bir ejderhanın bile tiksinmesine neden olacak kadar boğucu bir kan kokusu vardı.


Satou adım adım tablete doğru ilerlerken cesetten dağları tırmanıyor gibi hissetti. Yüzünde mimik dahi oynamadı.


Fakat birkaç adım sonra kaşlarını çattı. Bu ona nedense uzun zaman önce gördüğü bir rüyayı anımsattı. Adım atmaya devam ederken daha dikkatliydi.


Beş adımlık bir mesafedeyken durdu. Yazılarınsa bu esnada kızıl parlaklığı arttı ve bir ışın gibi Satou'nun zihnine girdi.


Satou açıkça niyetini anlamış ve yüzünde bir gülümseme belirmişti. İçeri girmesine izin verdi.Işın içeri girdiği gibi ruh sarayının duvarına çakıldı. Kızıl ışın yavaşça bir enerjiden oluşan boynuzları ve kanatları olan bir iblis şeklini alırken tekrar tekrar ruh sarayından içeri girmeyi denedi.


Bu esnada Satou soğuk bir gülümsemeyse ruh sarayının dışında belirdi.


"Benim bölgeme benden izinsiz giriyorsun demek. Ölümle kur yapıyorsun!"


Satou'nun gözleri mor bir ışıkla parlarken arkasındaki ruh sarayı da görkemli beyaz ışıkla parlamaya başladı. Birleşik parlaklık kızıl enerjiyi bastırdı ve zorla dağıttı.


İşte bu miras kalan bir Ölümsüz Ruh Sarayı'nın gücüydü!

Satou işini böylesine kolaylaştıran 'o' malikâneyi hatırlayınca yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Müdireye bir ödül vermem gerekebilir. Birçok açıdan yardımı dokundu sonuçta."

Bunu daha sonrası için zihnin bir köşesine not ederken ruh sarayının içine girdi.

Kızıl İblis, yıllardır mühürlü duran tekniğin içindeki çürümüş bir iblis ruhuydu. Satou'nun bilgisine göre kindar hayaletler veya bir şeyin yapımında oluşturulan ruhlar düşük bir olasılıkla o eşyanın içinde hayatta kalabilir ve kaçmaya çalışabilirlerdi. Bunlar çok tehlikelilerdi. Fakat neyse ki Satou'nun Ölümsüz Ruh Sarayı vardı.

Satou bunun gibisinden daha da fazla olacağını hissedebiliyordu. Bu yüzden ruh sarayının içine ruhunu sakladı. Böylece hiçbir şekilde hasar almaz ve bu aciz yaratıkları yok edebilirdi.

İki adımlık bir mesafe kaldığında kızıl yazılar parlamaya ve bir hologram oluşturmaya başladı. Bu şehir katliamıydı.


Satou'nun ilk kez gördüğü elfler, cüceler, orklar ve hatta iblisler vardı. Bunların hepsi elinde tek bir kılıç olan bir adam tarafından öldürülüyordu. Her seferinde pozisyonunu değiştiriyor ve daha sağlam ve daha vahşi saldırılar yapıyordu.


Satou saldırın biçimlerini dikkatle gözlemlerken adamın arkasında katlettiği şehrin tezahür ettiğini fark etti. Dikkatini daha da adamın hareketlerine verirken sanki hayatındaki en önemli şeymiş gibi sahneleri izliyordu.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now