Bölüm 59 - Kazayla Öldürmek

251 25 0
                                    

'Neden onun üzerinde daha fazla deneme yapmadın? Bir kaç darbeye daha dayanabilirdi bence.'

Satou kafasını salladı.

"Ona karşı fazla bir kinim olmadığından fazla uzatmak istemedim."

Damon iç çekti ve sessiz kaldı. Satou'nun davranışını safça buluyordu. Ona göre elinde gücünü deneyebileceği bir kum torbası varken kullanmayıp onu hibe etmişti.

Yine de bir şey söylemedi.

Satou ise sıradaki hedefine doğru gidiyordu. Atıştırmalık bitmişti. Sırada ana yemek vardı.

Satou, kafesi açtı. İçeride aynı İsa'nın bağlandığı şekilde zincirlenmiş genç bir adam vardı. Anlaşılan bağlayan adamlar o kadar zorlanmış olacak ki kolları dışında bacaklarını da zincirle yere sabitlemişlerdi.

Bu genç adam da yemeksizlikten bir deri bir kemik kalmıştı. Gözlerinde ise Satou'ya bakarken; öfke, korku ve nefret duygularının bir harmanı seçilebiliyordu.

Bu genç tabii ki de Dong'tu.

Satou, onun bu halini görünce memnun oldu. Adamın ağzı Hasai'ye nazaran çok daha sıkı bağlanmıştı.

Satou'nun ise tek duymak istediği acı çığlıkları olduğundan henüz ağzını açmadı.

"Hmm... Nasıl bir şey yapsam sana acaba? Derini yüzüp acıdan kıvranmanı mı izlesem? Yoksa tendonlarını kesip hayatta kalmanı mı? Dur, dur! Daha iyi bir fikrim var. Sikini kesip sana yedireyim? Ama bunla da şimdi kim uğraşacak? Hmm... Aha buldum hehehe"

Satou şeytani bir şekilde kıkırdarken düşündü.

'Aslında kaderin o manyağın bana işkence ettiği an belirlendi. Fakat ne yazık ki sen bunu bilmeyeceksin.'

Satou'nun düşüncelerinden haberi olmayan Dong'un duydukları sebebi ile tüyleri diken diken oldu. Gözleri korkuyla doldu. Titremeye başladı. Karşısında işkence etmekten zevk alan bir manyak vardı!

Satou yüzüğünden bir hançer çıkardı. Sırıtırken ona yaklaştı ve hançeri ile...

Sağ gözünü kör etti!

"Mmm!!"

Dong acıyla -ağzı bağlı olduğundan daha çok inleme gibiydi- bağırıp çırpınmaya başladı. Ne yazık ki Satou dışında kimse onun sesini duyamıyordu.

Satou ise bundan açıkça büyük bir zevk alıyordu. Kim iliklerine kadar nefret duyduğu birisine işkence ederken zevk almazdı ki?

Yine de biraz şaşkındı. Daha işkence yeni başlamıştı ama Dong çoktan acıdan debelenmeye başlamıştı.

Fakat bu sorun değildi.

"Aa daha yeni başlıyoruz ve sen şimdiden bağırmaya mı çalışıyorsun? Cık cık. Senden daha dayanıklı olmanı beklerdim. Neyse hadi devam edelim. Sırada sol gözün var."

Dong'un daha tepki bile vermesine fırsat tanımadan sol gözünü de kör etti.

Dong yine acı içinde bağırmaya çalıştı. Fakat ağzı kapalı olduğundan tek çıkan boğuk bir inlemeydi.

Satou bunu duyunca mutlu olmak yerine iç çekti. İlk acı çektiğinde gerçekten hoşuna gitmişti. Fakat şimdi sıkıcı gelmeye başladı.

Savaşta heyecanla savaşmak varken biri ile boşa vakit harcıyormuş gibi hissetti.

Yine de işlemine devam etti. Ona göre Dong bu yaptıklarının hepsini ve hatta daha fazlasını hak ediyordu ve açıkçası kendi içindeki intikam ateşi öyle kavurucu bir sıcaklık ile yanıyordu ki bu arzu ile bir krallık yok edebilirdi.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now