Bölüm 63 - Krallık Savaşı

229 33 0
                                    

Satou, ilk adımı atarak aracın kapısını açtı. İçeriye girdi. İçerisi bir araca göre oldukça geniş sayılırdı. Fakat bu genişlikte bir araçta sadece iki kişi vardı.

Birisi oldukça gizemli görünen peçeli bir kadın iken diğeri oldukça olgun bir cazibesi olan açık saçık giyinmiş bi kadındı.

Açık saçık giyinmiş kadın ilgi ve merak ile ona bakıyordu. Satou bu tip ilgili bakışlara pek alışkın birisi sayılmazdı. Ondan bakışlarını ondan çekti ve bir yer seçip oturdu. Kızlarda hemen sonra gelip benzer bir şekilde oturdu.

Söze başlayan Satou oldu.

"Orada da dediğim gibi sizi kurtarmamın tek nedeni sevgilimin istemesiydi. Aksi takdirde umursamadan çekip giderdim. İşte karavanın sahibi istediğin gibi konuş Roselia."

Sonrasında ilgisizmiş gibi gözlerini yumdu. Tabii bunun nedeni gerçekten ilgisiz olması değildi.

'Bir insan neden bu kadar açık seçik giyinir ki?' diye içten içe şikayet etmeden duramadı.

Onun gibi bir yeniyetme için bu oldukça tahrik ediciydi ve -kanında etkisi ile- arzularını kabartıyordu ki muhtemelen sıradan birisi bile bu durumda ister istemez tahrik olabilirdi.

Bunu bastırmak içinde kendince ilgisiz gibi davranmaya karar verdi. Yine de yarı açık gözlerle etrafına bakıyordu.

Damon ise onun bu tavrı karşısında içten içe kıs kıs gülse de sessiz kaldı.

Kızlar ise onun ilgisiz durumuna şaşırsa da bir şey söylemediler. Muhtemelen bir iç yara aldığını düşündüler ve istemsizce Satou için endişelendiler.

Tahrik edici kadın gülümsedi. Gülümsemesi adeta baharda açan bir lale gibiydi.

Satou'nun kaşları seğirse de ilgisizliğini korudu.

Peçeli kadın ise bir şeyler anlamış gibi kıkırdadı.

"Anlaşılan kahramanımız biraz rahatsız gibi. Bu nedenle bende direkt konuya gireceğim. Bayan Liatpac, sizin de buraya geleceğinizi tahmin etmiştim. Size önemli bir mesaj iletmem..."

Devam edecek iken Roselia kaşlarından birini kaldırdı ve şüpheci bir ifade ile "Bir saniye, bir saniye! Siz tam olarak kimsiniz ve beni nereden tanıyorsunuz? Daha da önemlisi buradan geçeceğimizi nereden biliyordunuz?" diye sorarak sözünü kesti.

Peçeli kız hemen özür diledi.

"Kendimi tanıtmadığım için kabalığımı mazur görün lütfen. Ben Noyan bağlı krallığının prensesi Sophia Noyan. Yanda oturan teyzem Lalisa Noyan."

Sophia saygı ile eteklerinin ucunu tutarak eğildi. Lalisa hareketsiz kaldı. Eğilmesine değer bulmadığı belliydi.

Roselia'nın yüzünde oldukça garip bir ifade belirdi ve saygılı bir şekilde "Sorun değil bayan Noyan. Asıl ben, sözünüzü kestiğim için kusura bakmayın. Lütfen devam edin." dedi.

Sophia gizemli bir şekilde gülümsedi.

"Pekala, bayan Liatpac. Lafı dolandırmayı seven birisi olmadığımı eminim ki bildiğinizden kısa konuşacağım. Stercore krallığı ile sizin krallık yani Liatpac krallığı arasında savaş çıktı. Bende size bunu haber etmek için sizin krallığınızdan bir araç ödünç alıp sizin hiç bir şekilde krallığınıza dönmemeniz gerektiği konusunda uyarmak için gönderildim."

Satou bunu duyunca ilgisiz tavrını sürdüremedi.

"Nasıl!? Onların oğlunu öldüren benim. Neden benim krallığımı hedef almak yerine Liatpac Krallığını hedef alıyorlar?"

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now