Bölüm 42 - Tek Vuruş!

293 34 0
                                    

Satou gittikten sonra maçlar devam etti.

Güzel hakem soğuk sesiyle sırada ki maçı anons etti.

"Yüz numara. Rakibi ise bir numara! Lütfen sahneye gelin."

İlk gelen Rubrum Mortem idi. Yarı çıplak hali ve kısa kılıcıyla her zamanki vahşi havasını koruyordu.

Hemen ardından ise siyah at kuyruğu şeklinde bağlanmış, oldukça bakımlı bir cilde sahip genç bir adam karşısına indi. Bu genç adamın kehribar rengi gözleri ile toyluk ile olgunluk arasında bir sınırda olan bir yüzü vardı. Elinde ise altın renkte ejderha desenleri olan uzun bir mızrak vardı. Bu genç adam seyirciler arasında [Ejder Mızrağı] diye ünlenmiş Elys idi.

Elys, mızrağıyla birlikte karşısındaki Rubrum Mortem'e küçümsemeyle bakıyordu.

"Senin gibi bir barbar buralarda ne arıyor?"

Mortem hiç bir şey söylemedi. Onun yerine sadece keskin gözleriyle bir bakış attı. Sonrasında ise hakeme doğru dönüp başlama işaretini beklemeye devam etti.

Mortem'in bakışı Elys sarstı. Kendisini savunmasız bir av gibi hissetti. İstemsizce korktu.

Tabii bir süre sonra o bakışın etkisi geçince korkunun yerini öfke aldı.

O sırada aynı güzel hakem geldi ve soğuk sesiyle konuştu.

"Kuralları hepiniz biliyorsunuz. Ancak bir kez daha söyleyeceğim. Öldürmek, sakat bırakmak ve zehir içeren herhangi bir eşya kullanmak yasak. Hazırsanız geri sayımı başlatıyorum."

İki tarafta kafasıyla onayladı ve karşıt taraflara doğru atılıp, pozisyon aldı.

"Üç!"

Rubrum Mortem her zamanki gibi büyüsünü kullanmaya başladı. Ancak sözlerde bu sefer farklılık vardı.

"Bu işi tek seferde bitireceğim. Alevler kılıcıma toplansın ve sakinliğimdeki saklı öfkeyle birleşsin. [Lav Kılıcı]"

Kızıl renkli parçacıklar hızla kılıcının etrafında çevrelenmeye başladı. Bu parçacıklar ateş manasıydı. Ateş manası çevreledikçe güçlenmeye başladı. Bu alev manaları çevredikten sonra kılıç yanmaya başladı.

Ne de olsa alevlerin özü alev manasıydı. Bu kadar alev manası bir arada olunca alev alması gayet normaldi. Ancak burada normal olmayan bir şey vardı. Alevlerle yandıktan sonra kılıcın etrafında kahverengi parçacıklar belirmeye başladı. Bu parçacıklar gittikçe alevlerle birleşti. Parçacıklar birleştikçe alevin rengi değişmeye başladı. En sonunda alev ürpertici bir renkte oluştu.

Alevler ürpertici bir şekilde kan kırmızısı rengindeydi.

O sırada ise hakem soğuk sesiyle tekrar konuştu.

"İki!"

Kan kırmızı alevlerin korkutuculuğu ile donakalan Elys bu sözle kendine geldi. Sonrasında ise hızla pozisyon aldı.

Elys mızrağına usulca, gökyüzü renginde olan normal manayı yaymaya başladı.

Mızrağı ise yayılan manayı özümsedi. Sonrasında ise ejderha desenleri altın renkte parıldamaya başladı. Hatta o parlaklık gittikçe yayıldı en sonunda mızrağı başına kadar geldi. Mızrak adeta altın ile kaplanmış gibiydi.

"Bir! Başlayın!"

Hakem 'başlayın' dediği anda Elys ve Mortem birbirlerine hızla atıldı. O kadar hızlıydı ki tek görülen kızıl ve altın renkli parlaklık idi.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now