Bölüm 61 - Böcekleri Katletmek (1)

238 23 0
                                    

Aradan bir gün geçti. Satou, yapacak bir şey bulamadığından hazırlanmaya başlamıştı. Kızlar ile birlikte akademiye dönüyordu.

Rose'a gelip gelmeyeceğini sormuş ve garipçe kendinden emin bir şekilde geleceğini söylemişti.

Satou, onu o halde görünce oldukça şaşırmıştı. Normalde çekingen olan kız o an oldukça kararlıydı ve Satou'ya göre bu kararlılık onu çok çekici yapmıştı.

Etkilenmişti ve kabul etmişti. Aslında o da Rose'un yanında olmasını istiyordu.

Ve böylece hazırlandılar.

Vedalar her zaman üzücü ve yorucu olurdu. En azından Satou için. Bu nedenle ailesine gidip veda etmek yerine bir mektup yazıp kızlarla şehirden ayrıldı.

...

Bir hafta sonra;

Satou, Rose, Roselia, Lucina ve kurt sürüsü özgürce koşuşturuyordu.

Yol oldukça engebeliydi. Çakıl taşlarından tutunda, anlık yükselen tepeciklere kadar. Fakat bu durum bu güçlü hayvanları etkilemiyordu bile. Onlar için oyun parkından farksızdı.

Satou, kızları özellikle uzun yoldan gezdiriyordu. Bu hem onların hem de kendisinin rahatlaması için iyi bir fırsattı.

Satou keyifle Lucina'nın üzerinde gider iken Rose'un ona bir söylediğini duydu.

"Hey Satou bak!" Nazik parmağı ile bir yeri işaret ediyordu.

Rose'un bir yeri işaret ettiğini görünce Lucina ve sürüsüne durmasını söyledi ve işaret ettiği yere baktı.

Bir konvoy vardı. Konvoyun ortasında oldukça zarif tasarımı olan sıradan kişilerin elde etmesi zor olacağı her halinden belli olan kapalı bir araç vardı. İçerisinde taşıdıkları kişi anlaşılan elit tabakadan birisiydi. Konvoyun ana amacı onu korumak gibi gözüküyordu. Tabii böyle gözükmesinin bir başka nedeni de zırhlı askerlerdi.

Konvoyu korumak için nereden baksan en az elli kişi vardı ve her birinin zırh ve silahları oldukça kaliteliydi.

Fakat etrafları yüz elliden fazla haydut ile çevrilmişti. Kıyasıya savaşıyorlardı.

Haydutlar normal şartlarda bu kadar büyük topluluk olarak dolaşmazlardı. Bu durumun sıradan bir soygun girişimi olmadığı her halinden belliydi.

Rose endişeli ve tereddütlü bir şekilde sordu.

"Şey... Acaba... Onlara yardım etmeli miyiz?"

Rose karşılarındakilerin gücünü bilmediğinden söyleyip söylememe arasında tereddüt etmişti. Ne de olsa Satou'yu ölüme sürüklemek istemezdi.

"Hmm..."

Normalde umursamadan çekip giderdi. Fakat şimdi Rose böyle dediği için yardım edip etmeme konusunda emin olamadı.

Gücü tüm haydutları katletmeye yeter miydi? Kesinlikle yeterdi. Fakat uğraşmaya gerek var mıydı?

Ejderhalar oldukça tembel olurdu. Bu durum Satou içinde istisna değildi.

Her ne kadar savaşmayı sevse de koyun sürüsüne dalan bir kurt olmak kimi zaman sıkabiliyordu.

E, o da bir savaş manyağı olmadığından emin olamadı. En azından Roselia'nın sesini duyana kadar emin değildi.

"Satou, bu araç benim krallığımın aracına benziyor... Bence bir bakmalıyız."

Satou, onun dediğini duyunca kurtarmanın şart olduğunu anladı.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now