Bölüm 37 - S Sınıfların Turnuvası (1)

384 31 0
                                    

Satou kapıyı Alexander isimli elemanın suratına kapadıktan sonra odasına doğru yürümeye başladı. O sırada düşünüyordu. Şu an sadece basit bir klanın veliahtıydı. Kendisi güçlü olabilirdi ancak tek başına bir krallığı yenebilecek kadar güçlü değildi. En azından henüz.


Bu sırada farkında olmadan çoktan yatağa gelmişti. Satou ancak yatağa çarpınca yatağa geldiğini fark etti. Şansına fazla sert çarpmamıştı da ses olmamıştı.

Satou hemen Roselia'ya baktı. Rosalia hala uyuyordu. Satou rahatça iç çekti. Böyle güzel bir kız onun olmuştu. Sırf bu kızı korumak için bile yaşayabilirdi. Ancak hayatında tek Roselia yoktu. Bunu düşününce Satou kalbi sıkışır gibi oldu. Ya diğer kızlar Roselia gibi olağan karşılamazsa?

Bu düşünceler kafasını kemirirken çoktan Satou, Roselia'nın yanına kıvrılmıştı. Satou yanındaki güzelliğe biraz baktıktan sonra düşünmeye devam etti.

En hızlı şekilde nasıl güçlenebilirdi? O sırada zihninde bir kitap belirdi. Üzerinde [Temel Seviye Nekromansi] yazıyordu. Kitap zihninde belirdiğinde çözümüde bulmuş oldu.

Nekromansi kendi içinde iki dala ayrılıyordu. Bu iki dal halk arasında Şeytani yol ile Normal yol olarak adlandırılıyordu. Normal yolda ölüler alemi olarak bilinen bir yerden namevt çağırıyordun. Bu normal nekromansi olarak en çok tercih edilendi.

Şeytani yol ise gerçek Ölü çağıran yani nekromensır yoluydu. Bu yolda ilerleyenler büyük katliamlar yaptıklarından dolayı yok edilmişti. Ancak hayatta kalmayı başaranlarsa çok güçlü ölü çağıranlardan olmuştu. Bu yol ile sayısız canlı öldürüp kendi ordunu genişletip güçlendiriyordun.

Satou, en hızlı güçlenme yolunun şeytani yol olduğunun farkındaydı. Ancak gereksiz katliamlar imparatorluğun hatta daha da kötüsü Aydın İnananların dikkatini çekebilirdi.

Aydın İnananlar, olarak adlandırılan grup Işık Tanrısına inanan her türlü şeytani büyünün yok edilmesini amaç olarak benimsemiş bir topluluktu. Nihil'in yönetiminde İmparatorluklardan sonra en büyük sözü geçen hatta yeri geldiğinde imparatorlukları bile yok ettirebilen korkutucu bir topluluktu.

Satou bu nedenle düşüncelerini şimdilik rafa kaldırdı. Yanındaki güzelliğe sarıldı ve öyle uyuya kaldı.

...

Aradan bir ay geçti. Satou bu süre boyunca Rias'tan öğrendiği teknikleri mükemmel bir şekilde kullanabilmeyi başardı. Bu sayede Rias'ta ona iki yeni teknik öğretti.

İlk teknik ateş topunun sıkıştırılmış hali olan [Ateş Mermisi] idi. Bu teknik kullanışlılık açısından açıkça [Ateş Topu]'ndan iyiydi. Ancak kullanımına alışmak aşırı zordu ve çok mana tüketiyordu. Bu yüzden bu Satou'nun son çare olarak kullanacağı tekniklerden birisiydi.

İkinci teknik ise Satou'nun en çok sevdiği teknik olan [Yanan Yumruklar] idi. Adından da anlaşılacağı üzere ellerini ateşle kaplayıp saldırıyordu.

Rias'tan öğrendikleri dışında Satou [Temel Seviye Nekromansi] isimli kitapta yazan ilk büyü olan [İskelet Çağırma]'yı defalarca kez denedi. Bu büyü şu anki halinde çok fazla mana harcadığından bir veya iki kez kullanabiliyordu en fazla. Bu nedenle pek fazla ilerleme kat edememişti. Bugün de yaklaşık ellinci denemesini yapacaktı.

Satou her zaman ki gibi deneme yapmak için odasına çekildi. Kolunu boş alana uzattı ve büyü sözlerini söylemeye başladı.

"Ey ölü ruhlar duyun sesimi, en ihtiyacım olduğu anda sizi çağırıyorum! Cızırdayan kemikleriniz de kan arayan o ruhlarınızın isteğini yerine getirmek için çağırıyorum! Ortaya çık İskelet Savaşçı!"

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now