Bölüm 96 - Elisa (2)

251 22 0
                                    

Satou, gözlerini yeni yeni açıyordu. Bacağını Elisa'nın bacaklarının üstüne atmış, koluyla da göbeğini sarmış ve tamamen ona yapışmaktaydı. Gözlerini ilk açtığında göğüslerini görmesi oldukça garip bir deneyimdi. Şehvet hissetmiyordu. Aksine sıcak ve rahatlardı. Tıpkı ablasının kucağında gibiydi.

İşin aslı her şey bittiğinden kafasını hiçte kaldırmak istemiyordu. Kaldırsa ne olacaktı ki? Herhangi bir işi yoktu. Gelişim mi? Bunun için meditasyon yapmasına dahi gerek yoktu. Hiçbir şey yapmasa bile havadaki manayı yavaş yavaş özümsüyordu.

Bu yüzden tüm bunlardan kafasını arındırmayı tercih etti. Bunun yerine yaşadığı deneyim hakkında düşünmeyi ve önceki deneyimleriyle kıyaslamayı tercih etti.

Rose ve Roselia yeni tomurcuklanmaya başlayan bir çiçek gibilerdi. Bu yüzden kıyaslama yapmak pekte adil olmayabilirdi. Yine de bunun farkında olsa da kıyaslamadan edemedi.

'Rose ve Roselia... İkisinin de içi dar ve beni zorlamayı başardılar. Ama sıcaklıkta Elisa aşırı derecede öndeydi. O neydi öyle ya?'

'İkisinin de göğüsleri küçük. Bir avuçla tutulabilecek boyutta. Göğüs karşılaştırması olsa tereddütsüz Elisa alır ama içe gelirse işler biraz karışık bir hale geliyor.'

Kendi kendine kıyaslarken neredeyse bilinçsiz bir şekilde tıpkı bir bebek gibi Elisa'nın göğsünü hafif bir şekilde emiyordu.

Bu şekilde tatlı ama hoş bir sessizlik hâkimdi. Satou düşüncelerinin sonucunda kıyaslamanın anlamsız olduğunu fark edince, bu hoş sessizliğin tadını çıkarmaya karar verdi.

Ne yazık ki her güzel şeyin bir sonu vardı. Elisa gözlerini araladığında ilk hissettiği, ona ahtapot gibi sarılan Satou'ydu. Onun uyandığını fark edinceyse ahtapot, göğsünü emmeyi bırakıp ona gülümsedi.

"Günaydın."

Elisa'nın hisleri gidip geliyordu. Satou'yu gördüğü vakit zaten olanlar aklını doldurdu ve bu duygularının karman çorman bir hale gelmesine sebep oldu.

Endişeliydi.

'Ya biri öğrenirse?'

Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişki her zaman saygı çerçevesinde olduğu bilinmelidir. Çoğu canlı bunun kutsal bir ilişki olduğunu düşünür. Bu yüzden böyle bir durum yaşandığı duyulursa hiç hoş karşılanmazdı.

İffetsiz biri olduğunun düşünülmesinden nefret ederdi. Fakat öğrencisini seviyordu ve yapmıştı. Birisi bunu öğrenirse ne derdi? İffetsiz olarak etiketlenmek istemezdi.

Ayrıca tek problemi bu da değildi.

Satou'nun Rose ve Roselia ile zaten bir ilişkisi olduğunun farkındaydı ve muhtemelen çok daha fazlası olacaktı. Bunları kabul edebilir miydi? Gururunu çiğneyip, üstüne daha fazla eş getirmesini kaldırır mıydı?

Korkuyordu.

Ya onu bırakırsa? Ondan daha iyisini bulursa, onu terk eder miydi? Onu sevmeye devam eder miydi?

İçinde saklı kalan düşünceler açığa çıkmış gibiydi. Bu düşünceler onu boğuyordu. Elisa'nın sessizliği ve yüzünün değişip duran ifadelerini görünce Satou bir şeyler söyleme gereği duydu.

"Seni seviyorum. Seni bırakmayacağım. Bu diyarın ötesine gitsen bile seni bulup, yanında kalacağıma inanabilirsin."

Biraz abartılı da olsa Satou hislerini direkt söylemekten çekinmedi. Hisleri konusunda basit biriydi. Birini severse, her zaman severdi. Korumak istiyorsa her zaman korurdu. Hisleri kimin tarafından ele geçirilirse geçirilsin, onun hisleriydi. Daha hızlı veya daha yoğun, bunların hiçbiri önemli değildi.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now