Bölüm 45 - Eve Dönüş (1)

299 32 0
                                    

Satou, arenanın çıkışına doğru ilerlerken birden~

Öhö! Pü!

Satou birdenbire kan kustu. Kan kıpkırmızıydı. Yanii herhangi bir iltihaptan dolayı olan bir kan değildi bu. Herhangi bir yara da hissetmiyordu. O halde neden kan kusmuştu?

Hızla, vücudunda neler olduğunu anlayabilmek için çekirdeğindeki çekirdeği kullanmaya başladı. Gördükleri ise çok ürperticiydi.

Vücudunda, mana damarlarının büyük çoğunluğunda hasar oluşmuştu. Mana damarları, gelişimciler için gelişim organlarından sonra gelen en önemli şeydi. Çünkü bu olmadan ne kadar gelişirlerse gelişsinler güçlerini gösteremezlerdi.

Gerçi Satou'nun korkutucu derecede yenilenme özelliği olduğundan mana damarlarının zarar görmesi onun problem değildi. Esas sıkıntı bu hasarın sürekli halde devam etmesiydi!

Uzay manasına dönüştürdüğü ejder manasından kalıntılar damarlarında kalmıştı. Bu kalıntılarda mana damarlarına zarar veriyordu. Eğer Satou'nun olağandışı iyileşme gücü olmasa çoktan sakat kalmış, hatta ölmüş olabilirdi!

Tüm bu nedenlerden dolayı, mana damarları çok yavaş iyileşiyordu.

Satou ise derince iç çekti. Böylesine güçlü bir yeteneği kullanmanın bedeli buydu anlaşılan. En az bir ay boyunca hiçbir şekilde yetenek kullanamayacaktı.

Yine de yaptığından pişman değildi. Kadınını öldürmeye çalışan kişinin sonu ölümdü! Ayrıca bu sayede sevgilisi ve kölesiyle birlikte mutlu yaşayabileceği bir malikane kazanmış oldu.

Satou bunları hatırlayınca yeniden gülümsedi ve gülümseyerek yurda doğru yol aldı.

...

Satou, çıkışa doğru yürüdüğü sırada öğretmenler bölümünde;

"Bu çocuk çok vahşi!" dedi yaşlı bir adam hayretle.

Sıska adam onaylar bir şekilde başını salladı.

"Kesinlikle katılıyorum. Ancak dikkat ettiniz mi? Satou isimli bu gencin, kullandığı uzay manası sonucunda vücudunda bir tür geri tepme olmuş gibi görünüyordu. Kolayca iyileşebilecek gibi değildi. Çok gözü pek bir gençmiş..."

Son cümlesinden Satou'nun bu fevri hareketinden bir öğretmen olarak ne kadar etkilendiği belli oluyordu. Onun hemen arkasından hiddetli bir kükreme geldi.

"Sadece haydut gibi davranan bir velet! Müdire neden onun cezalandırılmasını istemediğini anlamıyorum!"

Bu kükremenin sahibi öğretmenlerle hemen hemen aynı statüde olan denetmen Tokaku'ydu. Bu denetmen kurallara sıkı sıkıya bağlı olmasıyla ünlüydü. Her zaman tarafsız bir şekilde cezalandırırdı. Aynı zamanda bu eleman, öğrencilere karşı acımasız olmasıyla meşhurdu. Ancak hiçbir öğretmen ona karşı çıkmaya cüret edemiyordu. Çünkü o da Rias gibi Usta Aleminden yüce bir figürdü!

Tabii ki Rias, Tokaku'nun aksine nedeni bilinmeyen bir şekilde fazla gücünü ön planda tutmadığından neredeyse herkes ona küçümsemeyle bakıyordu. Çünkü gücü hakkındaki herşeyin abartı olduğunu düşünüyorlardı.

Öğretmenler, denetmenin kükremesini duyunca istemsizce titrediler. Onları korkutabilecek müdireden sonraki tek kişiydi bu adam!

O sıralarda yukarıdan soğuk bir yanıt geldi.

"Kararlarımı sorgulamak size düşmez denetmen. Ancak yine de kararımın sebebini size açıklayacağım. İyi dinleyin! Bu genç ölçüm testinde kırmızı ejderhayı çıkarabilen bir dahi! Üstelik garip bir şekilde her elemente bir yatkınlığı var! Draconis Akademisi çıkarttığımız vasat figürler yüzünden zaten düşüşte. Hazır elimize altın tepsiyle sunulmuş bir fırsat verilmişken, sizce böylesine bir dahiyi cezalandırmalı mıyım?"

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now