Bölüm 115 - Ayrılık

81 12 1
                                    

Bunun üstünden gerçek zamanda bir ay, Satou'nun ruhundaysa zamanı unutturacak kadar uzun zamanlar geçti. Bazen bir hafta bazense aylar ve bazense yıllarca yaşadı. Fakat sonunda duygularını kontrol etmeyi öğrendi.

Duygularını kontrol etmeyi öğrendiği kadar da belirli isimlere karşı duyguları daha da derinleşmişti. Yine de bu ilerinin konusuydu.

Bir ay gibi kısa bir zamanda bunu başardığını gören Erel biraz şaşırmış bir şekilde Satou'ya baktı. Sis Ejderhası olarak illüzyonlarını kontrol edebiliyordu ve yaşadığı zorlukları görmüş ve az çok zorluğu arttırmada müdahalede bulunmuştu.

Yine de bu kadar çabuk alışmasını beklemediği söylenebilirdi. Ejderhaların iliklerine işleyen bir kibri olduğu unutulmamalıydı. Satou'yu da tüm yaşadıklarını dinlemesine rağmen Ejderha standartlarına göre yargılamıştı. Soyunun muazzam kibrini ruhunun tamamen aşması için sadece birkaç tetikleyici unsur yeterli olmuştu

Bu onun eğitiminin ilk aşamasını ve onun için en zorlayacak aşamayı atlattığı anlamına gelirdi. Bundan sonrası zamanla olacak bir eğitimdi.

...

Doğal olarak Satou, bundan sonra dört ay bunun eğitimine, altı ay da ejderhalar hakkındaki bilgisini genişletmeye harcamıştı.

Satou öğrenmek istediği sürece evrendeki herhangi bir canlıyı kıskandıracak kadar canavarca bir hıza sahip oluyordu. Bir kere söyleneni kelimesi kelimesine anlıyordu. Buna tabii ki Ölümsüz kademe ruh sarayı da eşlik edince... Süngerden bir farkı yoktu.

En sonunda olan eğitimse Satou'nun beklemediği şekilde Nekromansi üstüneydi. Şu an güvenilir bir ceset olarak yanında tuttuğu acil durum kozunu kaybetmişti. Kişisel alanı boştu. Sıradan çağrılar ise zahmetli ve değmezdi.

Ölümsüz Ölüm Nefesi'nin bıraktığı tekniklerin yenileri oldukça işe yarar gibi görünse de burada uygulayabileceği bir şey yoktu. Bu yüzden Erel ona daha ziyade teorik düzeyde eğitim verdi. Satou her ne kadar teknik bilgisi fazla olsa da Nekromansi konusundaki savaş yeterliliği büyük ölçüde zayıftı.

Tüm bunlarsa bir yıl daha sürdü. Nekromansi de dâhil olmak üzere birçok farklı yöntem öğrenmişti.

Erel öğrettiklerinin yeterli olduğunu düşündüğünde eğitimi durdurdu. Erel, her ne kadar birçok şey öğretse de ağırlıkları her zaman duygular ve onların kontrolüydü. Ne yazık ki Satou duygularını tamamen kontrol edebilecek raddeye hiçbir şekilde gelemedi. Bunun sebebiyse duygularına olan bağlılığıydı.

En sonunda Erel, Satou'nun gözlerinin içine baktı.

"İki yıl önce... Sana söylediklerimi hatırlıyorsun değil mi?"

Satou, Erel'e bakarken kafası karışıktı. Son zamanlarda çok fazla şey sindirdiğinden tam hatırlayamıyordu. Erel iç geçirerek konuştu:

"Bir seçimden bahsetmiştim. O vakit geldi. Daha fazla güç istediğini söylemiştin. Duygular... İnsanlar, hayvanlar ve canavarların en büyük güç kaynağı olarak görülebilirken aynı zamanda en büyük dezavantajı."

Konuşmasına devam ederken sakalını okşadı.

"Ben ve birçok arkadaşım Ejdertanrı'nın İlkeleri olan özgür ve güçlü yaşama prensibini takip ettik. Arzularımızı serbest bıraktık. Fakat çoğumuz bu yolda yozlaştı. Bu durumda ya daha büyük güç arzusuna kapılmalı ya da arzularımızı bastırıp Ejdertanrı'nın yolunda daha büyük bir güç elde etme arayışına girmeliydik."

Bunu dedikten sonra durdu ve keskin bakışlarla Satou'ya bakmaya başladı.

"Şimdi seçimini yapma zamanı varis. Ejdertanrı'nın veliahttı olarak nasıl bir yol izleyeceksin? Duygularını bastırıp kendini saf gelişime adayabilir misin? Saf bir güç elde etmek için. İstediğin kadar düşünebilirsin. Burada zamandan bol bir şeyimiz yok."

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now