Bölüm 88 - Su Eğitimi

225 29 0
                                    

Elisa aşırı güç kullandığını görünce biraz utandı.

"Ehe, şey... Biraz fazla tepki vermiş olabilirim."

Satou iç geçirirken bu patlamanın diğerlerini de çekeceğini düşündü.

"Her neyse, buralarda fazla durmamalıyız. Bu ses uzaklardaki namevtleri bile toplayacak kadar şiddetliydi."

Elisa onayladı.

"Haklısın, gidelim."

Böylece bir kez daha yola koyuldular.

...

Bu şekilde bir hafta geçti. Kıtanın her yerinde namevt saldırıları artıyordu. Bu namevtler ilk başlarda sıradan bir ölümlü kadar güçlüyken, sayıları arttıkça aralarında daha güçlüler de belirmeye başladı. Bu dehşet verici çoğalma hızları tüm imparatorluklara ve onlarında ötesinde ki güçlere endişe ve korku getirdi.

Hatta öyle ki haraç kesmek dışında hiç bir halta yaramadıklarını düşündükleri kiliseler bile müdahale etmek için yeni çözüm yolları aramaya devam etmekteydi.

Tabii tüm bunların dışında kalan Satou'muz, Elisa ve Yuzuru'yla sonunda kalabileceği bir köy bulmuştu ve üstelik ilkindeki gibi ölüler yoktu. Capcanlıydı.

Satou rahatlarken, sonunda günlerdir yürümenin verdiği yorgunluğu hissetti. Bir gelişimci olduğundan dayanıklılığı oldukça yüksekti. Fakat duraksamadan ilerlemek çok ama çok yorucuydu. Yuzuru ve Elisa da kendisiyle benzer şekilde yorgun gözlerle bakıyorlardı.

Daha sonra biraz köyde gezdiler ve kalabilecekleri küçük bir han buldular. Satou'nun parası pek olmasa da Elisa da vardı. Üç oda aldı ve üçü de kendi odalarına geçip başka hiçbir şey düşünmeden yatıp uyudular.

Tabii Satou'nun yaptığına uyumak denilebilirse...

Satou gözlerini ruh sarayında açtığında oranın oldukça değişmiş olduğunu fark edip şaşırdı. Demirci aletleri dizilmişti köşeye ve orada oldukça antik bir hava veren keçi adam bir şeyler dövüyordu.

Bu keçi adamı tarif edecek olursak kızıl bir lav denizi gibi olan sol kolu ve görkemli bir kıvrım ile uzanan keçiboynuzları ile vikingleri andıran gür sakalları ve bıyıkları olan insanımsı bir varlıktı.

Lavdan eliyle çekici, diğer eliyle örsü tutuyordu.

Manzara oldukça büyüleyiciydi. Demire vurma sesleri yankılanıyordu ve Satou küçük bir merak hissediyordu.

Damon'a dönüp, "O ne yapıyor?" diye merakla sordu.

Damon kafasını iki yana sallayarak, "Ben de bilmiyorum. Geldiğinden beri arada iletişim kurmak dışında çoğunlukla bunla uğraşıyor. Oldukça garip..." diye cevapladı.

Satou'nun merakı oldukça yükselse de saygı gösterip onu rahatsız etmedi.

O sırada da Damon'dan dönüşüm dışındaki eğitimi almaya devam etti. Yine oldukça fazla canavarla karşı karşıyaydı.

Yine de bu tarz düşmanlarla oldukça fazla kez savaştığından artık alışmıştı. Onlar ona, o da onlara saldırırken bir kez olsun tereddüt dahi etmediler.

Böylece Satou zihninde büyük bir savaş vermeye başladı.

...

Aradan geçen zamanın ardından Cornel'in işi bitti ve uzun zamandır eline çekici almamanın hamlığına rağmen başardığı şahesere iç geçirerek baktı.

"Ne yazık ki bu sadece burada kalacak bir hayal parçası." diye mırıldanırken elindeki parlayan büyük kılıcı fırlattı.

Kişinin kendi ruh sarayında oluşan her şey bir hayal ürünüydü. Bu yüzden kişinin kendini geliştirme yolları oldukça sınırlıydı.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now