Bölüm 85 - Beni Bırakma

203 24 0
                                    

Ruh sarayında olan olaylardan habersiz Satou ağrının sonunda geçmesiyle rahatça nefes aldı.

"Off... Vücudumun her yeri ağrıyor, sanki yoğun bir egzersiz yapmışım gibi."

Satou vücudunun güçsüz haline biraz şaşırsa da az önce elde ettiği mirasla ilgili olduğunu düşünüp boş verdi.

Bunun yerine ona endişeyle bakan Elisa'ya gülümsedi.

"Hey! Neden orada duruyorsun?"

Satou'nun ona bakan yüzüne bakarken karmakarışık hislere boğuldu. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu ve ona garip bir gururla bakıyordu.

Satou, onun bu aşırı duygusal hallerini anlamlandıramadı. Bu yüzden yanına adım adım ilerledi.

Aralarında olan boy farkına rağmen kanatlarıyla kendini hafifçe yukarı kaldırıp, onunla eşit bir mesafede durdu ve gözyaşlarını sildi.

"Neden bu kadar duygusalsın bilmesem de üzülme, sana ağlamak yakışmıyor."

Satou'nun nazik tavrı onun biraz utanmasına sebep oldu. Sadece küçük bir anlığına da olsa onu oldukça çekici buldu. Fakat böyle aptalca düşünceleri hızla kendinden uzaklaştırdı. Bunun yerine "O neydi? Nasıl bir şey elde ettin?" diye meraklı sorular sordu.

Satou'nun da ne elde ettiğine dair fikri yoktu tam olarak. Bu yüzden elindeki çekici gösterdi.

Kibirlice "Bunu elde ettim. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmasa da ölümsüzlerin bile elde edemediği bir şey olduğuna eminim." diyerek çekici havalı bir şekilde havaya kaldırdı.

Elisa onun dediklerini duyunca şaşkına döndü.

"Ölümsüzler mi!?"

Satou, Elisa'nın neden bu kadar şaşırdığını biliyordu. Ölümsüzlük! Ölümlü diyardaki herkesin hayalini kurduğu bir şeydi. Yeterince şanslılarsa Ölümsüz olabilirlerken çoğunluk sadece ölümsüz olmayı umabilirdi.

Bu elindeki silah ise Ölümsüzlüğün ötesinde bir güçtü. Nasıl da şaşırmasın?

Tabii Satou bundan önce iki ayrı miras daha elde ettiğinden şaşkınlık gösteremiyordu. Bu yüzden tek yapabildiği başkalarının şaşkınlıklarından eğlenmekti.

Elisa'nın şaşkın ifadesine bakarken Elisa'nın dahi duygularından henüz dikkat etmediği bir şeyi fark etti. O çıplaktı!

Satou küçük bir utanç duygusu hissetti.

"Ehm. Neyse ben az köşede giyineceğim. Yaşanan sınavlar nedeniyle üzerimde hiçbir şey kalmamış da."

O sırada Satou'nun anadan doğma olduğunu fark eden Elisa'nın doğal olarak yüzü pancar gibi kızardı.

Aradan kısa bir süre geçti ve Satou daha önce yüzüğüne attığı yedek giysilerden birini giydi. Tabii giyerken kanatları nedeniyle oldukça zorlandı ve giyerken kanatlarının olduğu yeri yırtmak zorunda kaldı.

Sonunda tamamıyla giyinmiş bir şekilde Elisa'nın karşısına çıktı.

"Eh, artık hazırım. Çıkalım mı?"

Elisa onaylamadan önce hüzünle iç geçirdi.

"Hah, gidelim."

Cevap verirken aynı zamanda merak etti.

'Gerçekten öldün mü?'

Bu hüzünlü sorusuna ne yazık ki asla cevap bulamayacaktı. Böylece beraber dönüş yollarına başladılar.

Ejdertanrı EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin