Bölüm 30 - Suikast Panteri

399 35 0
                                    

Hava karardığından ötürü Katliam Ormanı normalden daha ürpertici görünüyordu. Ancak bu ürperticiliğine rağmen kedi gibi kulakları olan güzel bir kız ile kömür gibi kara gözlere sahip güzel bir oğlan birbirlerine sarılmış duruyordu. Oldukça romantik bir manzaraydı. Bu kişiler tabii ki Yuzuru ve Satou'dan başkası değildi.

Yuzuru, tüm duygularını Satou'nun omzunda ağlayarak boşaltmasının ardından hızla Satou'dan uzaklaştı. Suratı kıpkırmızı olmuştu. Bir köle olduğu halde böyle davranması hiç uygun bir hareket değildi. Tabii bu Yuzuru'nun umurunda bile değildi. Ancak yine de utanmış idi.

Tabii bunu fark etmeyen Satou ilgiyle sordu.

"Daha iyi misin?"

Yuzuru, Satou'dan gördüğü ilgi nedeniyle daha da utandı. Bu nedenle sadece kafasını sallamayla yetindi.

Satou, bunu görünce bir an neden ağladığını sormayı düşündü. Ancak sonradan bu düşünceden vazgeçti.

"Haydi gidelim o zaman artık."

Satou, Yuzuru ile birlikte ormanın derinliklerine doğru yol aldılar.

...

Küçük bir tepenin hemen önünde, bir mezarın girişi olduğunu belli eden garip işlemeli bir kapı vardı. Kapıdan yoğun miktarda ölüm manası yayılıyordu. Bu kapının önünde ise saydam bir silüet vardı. Silüet kısa saçlı, beyaz sakalı ile yakışıklı bir yüze, ancak vücuden gayet sıska bir vücuda sahip yaşlı bir adamdı. Yaşlı adam derince karşısında ormanın derinliklerine bakıp iç çekti.

"Kaç yıl oldu acaba? Artık sayamıyorum bile. Ancak hala istediğim niteliklere sahip bir varis adayı yok. Umarım varlığım silinmeden önce varisi görebilirim."

Silüet kapının önünde bir kez daha iç çektikten sonra silikleşerek yok oldu.

...

Satou ve Yuzuru birlikte yürüyorlardı. Şanslarına şu ana kadar hiç bir canavar çıkmamış idi. Ancak normal birisinin buna sevinmesi gerekirken, Satou tam aksine somurtuyordu. Satou'nun tatlı somurtkan halini gören Yuzuru ise gülmemek için kendini zor tutuyordu.

O sırada Satou, daha fazla dayanamayıp sövmeye başladı.

"Ulan kaç saattir arıyoruz bir tane hayvan bile mi çıkmaz?! Çiftleşmeye mi gitti bu tipinin içine ettiklerimin canavarları?!"

En sonunda dayanamayıp kahkaha atmaya başladı. Şu 2 yılda yaşadığı en eğlenceli vakitlerdi bu muhtemelen. Satou kahkaha atan Yuzuru'yu görünce somurtmayı bıraktı ve tebessüm etti.

Bu kıza soğukluk ayrı bir hava katsa da böyle içten gülüşler ona daha çok yakışıyordu.

Satou ve Yuzuru böyle garip bir halde iken onları sapsarı gözleriyle bir canavar izliyordu. Bu canavar tamamen geceyle bir olmuş gibiydi. Canavarın kafasından kuyruğuna kadar dikenleri vardı. Onun dışındaki görünümü bir panterle aynıydı. Ancak boyutu sıradan bir panterin iki katıydı. Bu canavar karanlık element tipi canavarlardan olan [Suikast Panteri] idi. Bu panter avının en savunmasız anını bekler, o zayıf anı yakalayınca direkt ölümcül bir saldırı yapardı. Eğer avı hiç bir şekilde açık vermiyorsa da açık verene kadar beklerdi. Gerekirse üç gün yemek yemez ancak av olarak kestirdiği kişiyi öldürmeden bırakmazdı. Bu nedenle ona [Suikast Panteri] deniyordu.

Satou ve Yuzuru'nun en savunmasız anda olduğunu düşünen [Suikast Panteri] en ürpertici yeteneklerinden biri olan [Gölge Pençesi]'ni kullandı. İki pençesi de karanlık elementi ile kaplanmış idi. Bir seferde avlarının işini bitirmeyi düşünüyordu.

Ejdertanrı EfsanesiUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum