Bölüm 11 - Ayrılış

500 38 14
                                    

Sabah daha tam aydınlanmamışken Black klanının önü capcanlıydı. Herkes genç efendilerini uğurluyordu. Hemen hemen herkes genç efendileri için mutlu hem de gittiği için üzgündü. Herkes ile konuşan Satou en son ailesiyle konuşmaya başladı. Satou daha bir şey demeden Jun konuşmaya başladı.

"Bak evlat. Dün yaptığın boyun eğmez davranışın oldukça yersizdi. Daha dikkatli olman lazım. En azından ileride onları ezecek kadar güçlenene kadar tevazu göstermeli sonrasında da başın dik bir şekilde onları ezmelisin. Tamam mı? Gerçi dünkü olaydan sonra dediklerimi dinlemeyeceğine ve başına bir iş açacağına eminim. Bu yüzden bizim için endişelenme. Git ve sana karşı çıkanı patakla. Haha!"

Jun kahkahasına Satou'da katıldı. Satou'yu en iyi babası tanıyordu. Eskiden öyle olmasa bile şu an –soyunun etkisinden dolayı- karşısına imparatorun tek oğlu gelse bile ölene kadar başı dik ve gururlu tavrını sürdürecekti. Birlikte biraz gülen ikilinin gülmeleri bittikten sonra Jun'un yanındaki Leia Satou'yla konuşmaya başladı.

"Oğlum kendine dikkat et. Fazla yaralanma ve eve sık sık uğra tamam mı oğlum."

"Tamam anne. Merak etme ilk fırsatta ziyarete geleceğim."

Satou annesi ve babasıyla konuştuktan sonra klanının diğer büyükleriyle de vedalaştı. En son da köşede sessizce bekleyen Rose'a doğru yürüdü.

Rose, Satou'nun buradan ayrılacağını duyduğunda üzülse de güçlenmek için gittiğini bildiğinden bir şey diyememişti. Ancak üzüntüsünü gizleyemiyordu.

"Genç efendi-"

Yanına geldikten sonra herkesin şoktan ağzını açık bırakacak o olayı yaptı.

Rose'un daha konuşmasına fırsat vermeden dudaklarına yapıştı. Uzun bir öpücüğün ardından Satou konuştu.

"Merak etme. En kısa zamanda ziyarete geleceğim. Eğer sana birisi herhangi bir şey yapmaya cürret ederse bana mektup yollarsın. Durumum ne olursa olsun. Sana sorun çıkaranı gebertmeye geleceğimden emin olabilirsin."

YN: Yazarınız şu an Satou'yu kıskanıyor...

Düzlendikten Sonra Tekrar YN: Hala kıskanıyor...

Satou'nun dediğini duyan Rose utancından sadece onaylarcasına kafasını sallayabildi. Satou ailesiyle Rose hakkında bir kaç şey daha konuştuktan sonra Black klanından ayrıldı. Yol üzerinde Swerd klanına gidip Lemac'la da vedalaşıp, şehir kapısında onu bekleyen Rias'a doğru gitti.

Rias hoşnutsuz bir tavırla söylendi.

"Sonunda gelebildin."

Satou sırıttı.

"Ailemle vedalaştım da. Her neyse nereye gidiyoruz şimdi?"

"İlk rotamız buraya yakın olan Gün Işığı şehrine gideceğiz. Muhtemelen bir hafta da varırız. Ardından bu krallığınızın başkenti olan Kızıl Ateş şehrine gidebilmek için Kanlı ormandan geçeceğiz. Kanlı ormandan geçişimiz ve Kızıl Ateş krallığına varışımız muhtemelen iki veyahut üç hafta da sürer. Sonra da oradaki ışınlanma düzeneğinden Draconis Akademisi'ne ışınlanacağız."

"Pekala haydi yola çıkalım o zaman!"

İlk defa evden uzaklaşacağından heyecanlı olan Satou, Rias ile birlikte atlarla Ay & Güneş şehrinden ayrıldılar.

İlk iki gün hiç bir problem olmadan at sürüp, kamp yapan ikili, üçüncü günde ise onları 10 kişilik bir haydut grubu takip etmeye başladı.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now