Bölüm 46 - Eve Dönüş (2)

291 31 0
                                    

Hazırlık yaparken, camdan küçük kan kızılı tüylere sahip kurta benzer bir köpek girdi. Köpek gibi görünen bu canlı camdan içeri girdikten sonra yatağa atladı ve uzandı. Ancak Satou'nun bir şey için hazırlandığını fark edince dikildi ve aralarındaki bağ aracılığı ile konuştu. Bu köpek gibi görünen kurt, Lucina'dan başkası değildi.

'Bir şey mi oldu Satou?'

Satou, Lucina'ya baktı. İlk tanıştıklarında Satou, onu soyuyla tehtid etmişti. Sonrasında ise Satou'nun içinde hissettiği garip acıma duygusundan dolayı onu ve sürüsünü kurtarmıştı. Şimdi ise aralarında bir ortaktan daha yakın bir bağ vardı. Öyle ki kimseye anlatamayacağı şeyleri bile ona anlatabilecek bir güven duyuyordu.

Satou ise, üzerine düzgün giysiler ve daha önceden koruma olsun diye aldığı içliği Lucina'yı cevapladı.

'Ailem rakip klanla savaşacakmış. Onlara yardım etmem lazım.'

Satou'nun dediğini duyan Lucina kafasını salladı.

Ancak Satou birden yarasını hatırladı. Yüzü buruştu.

Şu anda manayla ilgili herhangi bir şey kullanamazdı. Ancak yine de ailesinin yanında olması gerekiyordu. Dişini sıktı. Yüzündeki tuhaf ifadeler belirdi ve en sonunda Lucina'ya bakarak kararlı bir şekilde konuştu.

'Ne olursa olsun ailemin yanında olmak zorundayım! Hadi ortak. Gidiyoruz.'

Lucina, Satou'nun ani tavır değişiklerini anlamasa da bir şey söylemeden omzuna atladı ve Satou, ortağıyla birlikte odadan çıktı.

Odadan çıktıktan sonra, salon gibi, iki odanın bağlantısı olan büyük odaya baktı.

O sırada baya bir süre akademiye dönmeyeceğini hatırladı. Bu yüzden izin alması lazımdı. Aynı zamanda bugünün ödülünü de alması lazımdı.

'Doğru hatırlıyorsam kişisel bir malikane alacaktım ödül olarak. Eğer savaşı kaybedersek ailemi buraya kaçırabilirim.' Diye düşündü Satou.

Satou tam dışarı çıkmak için kapı kolunu hareket ettirmeden önce düşündü.

'Roselia antrenman sahasındadır herhalde. Gitmeden önce onu bir göreyim. Sonra da alacağım malikaneyi kimden teslim alacaksam alır, ardından yola koyulurum.' Diye düşünürken iç çekti.

Neredeyse ölümden dönmesinden dolayı mıdır bilinmez, Roselia şu son iki günde kendini geliştirmek için daha sık antrenman yapmaya başlamıştı. Ancak biraz fazla abarttığını düşünüyordu Satou.

Bugün ise Roselia izlemek için gelmek istese de, Satou izin vermemişti. Açıkçası kendi gücünden emin olsa da Alexander'ın garip tekniğine karşı kazanabileceğine de güvenmemişti

Ayrıca Roselia'nın onu birisini öldürürken görmesini de istememişti.

Roselia ise muhtemelen Satou'nun düşüncelerini tahmin ettiğinden fazla itiraz göstermemişti.

O yüzdende o şu an muhtemelen kafasını dağıtmak için antrenman sahasına gitmişti.

Satou, daha fazla oyalanmadan odadan çıktı, yurttan ayrıldı ve büyücüler için özel dizayn edilmiş antrenman sahasına doğru yola koyuldu.

...

"Rüzgar Kılıcı." Diye birisi mırıldandı.

Mırıldanan kişi bir kızdı. Bu kız bronz tenliydi. Siyah bukle saçları ile genç yaşına rağmen bir çok erkeği kendine aşık ettirecek güzellikte bir yüzü vardı. Bu kız tabii ki de Roselia'dan başkası değildi.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now