Bölüm 57 - Başarısız Çağrı

279 26 1
                                    

Satou, hala hafıza sarayına girmeye çalışıyordu. Bu oldukça uğraş gerektiren bir şeydi. Tam bir şeyler hissetmeye başladığı sırada aniden bir geri tepme yaşadı.

Bu fiziksel olan bir geri tepme olmadığından dışarıdan bir farklılık yoktu. Sadece durduk yere o kaşlarını çatmış gibi duruyordu. En sonunda trans hali bozuldu ve gözlerini açıp iç çekti.

"Yok. Olmuyor... Bu beşinci denemem. En iyisi varsayılan planı yapıp tüm aileyi yakarak öldüreyim."

Damon oldukça şaşırdı. Sıradan birisi olsa başaramaması normal olurdu. Fakat Satou sıradan birisi değildi. En azından çok zorda olsa başarabilmeliydi.

Kısa bir süre düşününce ise bunu onun yaşadığı baskı ve travmadan dolayı olmasına bağladı.

Damon, o mirasta yaşananları oldukça net bir şekilde görmüştü. Nasıl bir çarpık zihniyetli bir insan varisine böyle pis bir işkence yapardı ki?

Satou tabii bunu bilmediğinden pek kafasına takmadı ve ilk yapacağı gibi aileyi canlı yakmaya karar verdi.

Bir ay, on beş günün ardından ilk kez odadan çıktı.

Avlu her zamanki gibi oldukça sakindi. Orada dolaşan sadece bir iki hizmetçi ve klan üyesi vardı.

Herkes kendi derdinde olduğundan onun dışarı çıktığını pek fark eden olmadı. Sadece iki hizmetçi fark etti ve hemen selam verip korkudan kaçıştılar. Korkmalarının en temel sebebi tabii ki de Satou'yu şeytan gibi gösteren kanatlarıydı. Tabii o bunu fark etmedi.

Avludan gelen hafif serinlik ile birlikte derin bir nefes çekti. Ona göre değildi bu tip dinlenme ve meditasyonlar. Fakat istemese de bazen yapmak zorunda kalıyordu.

Odadan çıktıktan sonra ilk işi babası Jun'u görmek oldu.

Şu ana kadar hiç kimse Satou'ya gerçek olduğu her halinden belli olan kanatları ile ilgili bir şey sormamıştı ve bu duruma babası da dahildi.

Jun bir şey sormayınca o da açıklama gereği duymadı. Bunun yerine babasına kısaca aklındaki plandan bahsetti. Sebep olarak da klanın otoritesini sağlamlaştırmak dedi.

Fakat ne yazık ki tam olarak istediği cevabı alamadı.

"İstediğini yapabilirsin onlarla evlat. Fakat herkese açık bir yerde bunu yapman bizim otoritemizi korumak yerine halka korku salar. Bu nedenle şehrin merkezinde bunu yapmana izin veremem. Umarım anlamışsındır. Fakat üzülme. Onlara istediğini yapabilirsin. Şu anda klanın zindanında duruyorlar."

Satou, babası böyle dedikten sonra kabul etmek zorunda kaldı. Fakat o anda başka bir detaya takıldı.

"Klanda zindan mı var?"

Satou şaşkınlıkla sordu. Klanın da zindan olmasını hiç beklemiyordu.

Açıkçası klanda ki zamanının büyük çoğunluğunu dövüş antrenmanı ile geçirmekten kendi klanının içi ve kökü hakkında çok az bir bilgiye sahipti.

Fakat ilk defa klanı hakkında bir şeyi merak etmişti. Neden klanında bir zindan vardı?

Babasından yanıt beklerken Damon'un sesini duydu.

'Klanın bir krallık kalıntısı mı? İlginç...'

Satou, Damon'un ne dediğini anlamamıştı. Fakat şu an istese bile soramazdı.

Jun oldukça dalgın ve hafifte üzgün bir tonla: "Evet var. Bu... oldukça uzun bir hikaye." dedi.

Jun'un cevabı oldukça garipti. Bu nedenle merakı kabarsa da Jun'un tavrı şimdi anlatmayacağını belli ettiğinden bir şey sormak yerine zindanın yerini sordu. Sonra da odadan çıktı.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now