Bölüm 117 - Saldırı Tekniği (1)

70 10 5
                                    

"İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül mü?"


İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül kafasıyla onayladı.

"Evet, saygıdeğer ejderha."


Satou şaşırmış bir şekilde İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül'e baktı.

"Yani sen bir tür bitki misin?"

İnanamıyordu. Başka bir ırktan olması onu pek şaşırtmazdı. Ne de olsa harabeden dönüşüm geçiren bu yerde her türlü canavar beklenebilirdi. Fakat bir bitkinin insani bir görünüşe sahip olması...

Sağduyusunu yok ediyordu!

Fakat kısa bir süre sonra "mucizelerin" mümkün olduğu gerçeğini hatırladı ve zihninden 'Burası gerçekten de sıradan değil.' diye geçirdi.

Ardından bir rahibeden beklenecek bir saflığın aksine oldukça erotik ve kıvrımlarını açığa çıkaran kıyafete sahip İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül'ü süzdü.

İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül, onun süzmesiyle birlikte Satou'nun aşağısındaki uzun çubuğun hızlı olgunlaşan bir muz gibi dikilip sertleşmesine şahit oldu.

Satou ise oldukça utanmaz bir şekilde normal tavrını sürdürerek "Demek öyle. Fakat adın çok uzun. Sana sadece Ejder Gülü desem olur mu?" diye sordu.


İlahi Mavi Yapraklı Kara Gül şaşkınlıkla Satou'ya baktı. Böylesi bir lakap ona oldukça uyuyordu.'Yoksa bu bilge ejderha bir bakışıyla gelişimimi mi gördü?'


Bu düşünceyle birlikte gözleri hayranlık ve adanmışlıkla parladı. Ardından şiddetle kafasını sallayarak "Olur, elbette olur! Saygıdeğer Ejderhanın bahşettiği bu ismi bir ömür boyunca taşıyacağım." dedi.

Satou, böylesine bir hayranlığa sebebiyet verecek ne yaptığını bilmediğinden kafasını kaşıdı.

"Her neyse... Bana biraz burayı anlatabilir misin?"

Satou doğal olarak bilgi elde etmek istiyordu. Burada olmasında üç neden vardı ve biri de bilgiydi.

Ejder Gülü, Satou'nun dediğini duyunca heyecanla doldu. Çocuksu bir şekilde kafasını hızla salladı.

"Hemen, hemen başlayalım!"

Satou, onun heyecanlı görüntüsünü gördüğünde duygulandı. Aklında Roselia'nın görüntüsü belirdi. Böylesine heyecanlı, canlı bir tavır takınan oda arkadaşı, sevgilisi ve... Onu paylaşmayı kabul edebilecek kadar anlayışlı bir kadındı.

Gözleri hafifçe doldu. Bu hisleri bastırmak istemedi. Burada güvende olduğunu biliyordu.

Gözlerinden bir çift gözyaşı yeri ıslatırken gülümseyerek "Hadi gidelim. Yolu göster Ejder Gülü!" dedi.

Ejder Gülü, neden Satou'nun gözyaşı döktüğünü anlayamadı. Kafası karışmış bir şekilde bir süre Satou'ya baktı. Sayısız kez okuduğu kitaplarda duygularla ilgili birçok söz söylese de pek şu anki durumu anladığı söylenemezdi.

Bu yüzden moralini bozmadan heyecanını koruyarak "Hemen Saygıdeğer Ejderha!" dedi ve en önden hareket etmeye başladı. Heyecanlı olsa da bir tur rehberi gibi normal bir hızda ilerliyordu.Satou da hemen peşine takıldı ve tapınakta dolaşmaya başladılar.

Tapınak gerçekten büyüktü. Aşağıya doğru iki kat yukarıya doğru iki katı vardı. Her katta bir sürü oda ve çeşit çeşit yerler vardı. Antrenman, simya ve demircilik odaları, dinlenme salonları ve hatta Satou'nun daha önce hiç görmediği işlevini Ejder Gülü'nün bile anlamadığı odalarda vardı.

Ejdertanrı EfsanesiWhere stories live. Discover now