4.7.BÖLÜM-RAP

10 0 0
                                    

Annemin sınıfa adım atması ile fişi çekilen müzik kutusu gibi sınıf sessizliğe gömüldü. Tüfek patlamasına havalanan kuşlar gibi, ayağa kalktık.

"Günaydın çocuklar"

"Sağoooool"

"Oturabilirsiniz" komutu ile patır patır yerlerimize çöktük. Annem öğretmenler masasına doğru yürürken, sınıftaki tek ses, topuklu ayakkabılarından gelen takırtılardı. Masada, etiketi üzerinde yoklama defteri yazan mavi ciltli defteri açtı. İlk sayfasına bir şeyler karaladıktan sonra:

"Evet çocuklar, elimdeki sınıf listesine göre tam 67 kişisiniz. Sayınız oldukça kalabalık. Okulumuzun kapasitesi yeterli olmadığından ve ben ile eşimden başkaca öğretmenimiz de bulunmadığı için sınıflarımız biraz kalabalık oldu. Şunu da belirtmek isterim ki, okumaya istekli bu kadar çok öğrenci olması beni ayrıca mutlu etti. Şimdi yoklama alacağım. İsmi okunanların buradayım demesi ve elini kaldırması yeterli olur." dedi ve annem isimleri okumaya, buradayımlar da havada uçuşmaya başladı.

Yoklama alınmaya devam ederken tüm dikkatimi sağ taraftaki önden ikinci sıraya yöneltmiştim. Diğer isimlerin kimlere ait olduğu o kadar önemli değildi. Maddi ve manevi varlığımla tek bir isme, kapıda gördüğüm güzel kızın ismine odaklanmıştım. Elbette annem onunda ismini okuyacak ve bende öğrenmiş olacaktım. Ayrıca ilk temasımızda gerçekleşerek sesi kulaklarıma dokunacaktı. Bu anın bir saniyesini bile kaçırmamak adına o derece yoğunlaşmışım ki, yoklama sırasının bana geldiğinin fark edemedim. Gözlüğün dirsek darbeleri ile kendime geldim. Annemin bakışları üzerimdeydi. Vakit geçirmeksizin elimi kaldırdım ve buradayım dedim.

Annem isimleri okumaya devam etti. Bakışlarımı hemen güzel kıza çevirdim. Bir kaç isim daha okunduktan sonra annem, Zeynep ismini okudu. İşte eli kalkıyordu. Ne kadar güzel eli vardı. Buradayım, diyen sesi adeta güzelliğinin kelimelere dönüşmüş haliydi. Önüme tekrardan döndüğümde, annemin bakışları ile karşılaştım. Kısa bir an göz göze geldikten sonra annem yoklamasına devam etti. Tedirgin oldum. Annem neden bana öyle bakmıştı? Yoksa Zeynep'e bakışlarımı mı fark etmişti? Annemden bir şey kaçmazdı. Kesin her şeyi anlamıştı. Şimdi dalga dalga yayılan utanç, ısıdan anladığım kadarı ile yanaklarımı kızartmıştı. Annem ile babamın, öğretmenlerim olmasının olumsuz yönlerini daha ilk dakikadan yaşamıştım.

Yoklama bitti. Eksik yoktu. Defterini kapatan annem, masadan kalktı. Ellerini göğsünde birleştirdi ve gülümseyen suratı ile sıraların arasında gezinmeye başladı. Bir yandan da konuşuyordu:

"Çocuklar, bu dönem yedi ders kitabınız var ama çoğunuzun ailesinin maddi imkânları ile bu kitapları karşılayamayacağını biliyorum. Bu yüzden sınıfça birlik olmak adına, hiç kimseye kitap aldırmayacağız. Ders notlarınızı güzel tutmanız gerekecek. Neden derseniz, sınav haftalarında çalışabileceğiniz tek kaynak onlar olacak. Endişe etmenize gerek yok. Sınav sorularınızda bu notlar dışında olmayacak." Dedi ve sustu. Birkaç adım attı ve konuşmaya devam etti:

"Her ne konuda olursa olsun, sıkıntılarınızı ben ve Talat Öğretmeniz ile paylaşmak da en ufak bir tereddüt yaşamayın. Çözmek için elimizden geleni yapacağımızdan şüpheniz olmasın. Çocuklar şimdi sol ön sıradan başlayarak ailenizin geçim kaynağından ve gelecek hakkındaki planlarınızdan bahsetmenizi istiyorum."

Sol ön sıradan başlayarak yeni sınıf arkadaşlarım anlatmaya başladı ve cevaplar genelde aynıydı. Aileler çiftçilik ve hayvancılık ile geçimlerini sağlıyordu. Gelecek planları, tek kelime ifade ediliyordu ve bu kelimeler asker, doktor, öğretmen, futbolcu, çiftçi kelimelerinden bir tanesini oluyordu. Aile mesleklerinde ve gelecek planlarında istisnalarda mevcuttu. Kıvırcık saçlı Fehmi, kahveci Rüstem'in oğluydu. Aşırı makyajlı ve süslü Hatice, Komisyoncu Feramüs'ün kızıydı. 3 numara traşlı Mehmet, berber Emin'in oğluymuş. Aile mesleği bakımından istisnalar bunlardı. Birde ben vardım. Annem ile babam öğretmenlerdi. Gelecek planlarında istisnalar ise aşırı süslenen Hatice güzellik uzmanı, İnek Osman bilim adamı, Ayı Haydar Horoz Dövüştürücüsü, Fırıldak İş adamı olmak istiyordu. İlk dersimiz, teneffüs zilinin çalması ile bu şeklide sona erdi.

BİR ŞEHRİN HİKAYESİ(Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin