3.23.BÖLÜM-AĞAÇ EV

12 0 0
                                    

Bugün büyük gündü. Ağaç evimiz bugün doğacaktı. 5 dakikaya yakın bir zamandır yürüyordum. Dün akşam çocuklar bizim evden ayrılmadan önce sözleşmiştik. Buna göre ben ertesi gün yani bugün Maho'yu evinden alacaktım ve sonra ikimiz Hacı'yı evinden alacaktık. Sonra da üçümüz birlikte koyuncuların Hasan'ın evinin önünde fırıldak ve gözlük ile buluşup, oradan İsmail Abi'nin evine gidecektik. Hepsi gerçekleşti ama planda olmayan aksaklıklardan dolayı biraz gecikmeler yaşandı.

Biraz daha yürüdükten sonra Maho'lara vardım ve daha bahçeden içeri giremeden bir anda ahırın kapısı açıldı ve Maho dışarı fırladı. Arkasından babası, Hasan Amca koşturdu. Evin etrafında dört tur döndüler ve evin kapısı açıldı. Bu defa Maho'nun babaannesi Hacer Nine elinde değnek ile dışarı fırladı. Şimdi üçü birden evin etrafında dönüyorlardı. Hasan Amca Maho'nun peşinde, Hatice Nine ise Hasan Amca'nın peşindeydi. Sonra biran da Hatice Nine yere yıkıldı ve Hasan Amca telaş ile annesine koşturdu. Bende hızla yanlarına giderken Maho kolumdan yakaladı ve birşey söylememe fırsat bırakmadan kolumdan çekiştirmeye başladı:

"Koş la Ali koş."

"Ama Hacer Nine."

"La koş anlatırım." Dedi ve koşmaya başladık. Arkamızdan da Hasan Amca'nın bağrışları duyuldu:

"Ana söz bir daha yapmayacam, vurma Ahhhh." Diye bağırıyordu:

"Maho neler oluyor. Hacer nine iyi mi?"

"La birşeyi yok. Babamı yakalamak için numaradan bayılmış. Ninem bana göz kırpınca anladım."

"Hasan Amca seni neden kovalıyordu ki?"

"Ahırı temizlerken küreği inek pisliğine daldırdım. La arkada kalan el arabasına gitmeye erindiğim için nişan aldım ve fırlatmtı ama pislik gitti babamın kafasına çarptı."

Bir süre daha koşarak uzaklaşmaya devam ettik ve evden yeterince uzaklaşınca biraz dinledikten sonra yürüyerek Hacı'ların evine vardık. Bir aksilikte orada yaşandı. Koca Yusuf sabah kasabaya doğru gitmek için bahçeden çıkarken at arabasının teker mili kırılmış ve Hacı ile onu değiştiriyorlardı. Bir süre de tekerin onarımı için bekledikten sonra vakit geçirmeden koyuncuların Hasan'ın köşeye vardık ama Fırıldak ve gözlük görünürlerde yoktu. Yarım saate yakın onları bekledik ama gelmediler. Maho:

"Bence gidelim. Biz biraz gecikince İsmail Abi'ye gitmişlerdir." Dedi ve Hacı ile bizde onayladık ama yürümeye başladığımız anda gözlük ve fırıldak sokağın başında göründüler. Soluk soluğa koşuyorlardı. Acaba neden koşuyorlar? Diye düşünürken köpek havlamaları duyuldu. Sokağa 4 ya da 5 tane iri köpek gözlük ve fırıldağın ardından koşarak girdiler. Köpekleri görünce bizde koşmaya başladık. Şimdi hep beraber köpeklerden kaçıyorduk.

Sonunda korunaklı bir bahçeye kendimizi attık. Köpekler bir süre daha havladıktan sonra da gittiler ama bu defa da Hacı bayıldı. Dürtükleme falan ayılmayınca da Maho suni teneffüs yapmak istedi ve Hacı'nın yanına dizleri üzerine çöktü ama kafasını yanaştırdığı anda Hacı uyandı ve Maho'nun yakasına yapıştı. Irzına geçmek istediğini iddia etti. Galiba bir süre beynine az oksijen gittiği için mantıklı düşünemiyordu. Maho'yu elinden zor aldık. Maho'da Hacı'yı dava edeceğini falan söyledi.

Böylece 1 saatlik rötarın sonunda Marangoz İsmail'in evine varabildik. İsmail Abi atölyesinde çalışıyordu ve atölyenin bir köşesinde ağaç evimizin duvarları duruyordu. Onları görünce ıslık çalmaktan kendimi alamadım. Yükseklikleri boyumu ikiye katlıyan beş tane duvar vardı. Yani ev beşgendi. İsmail Abi çizmiş olduğu planları gösterdi ama gözlükten başka hiç birimiz bir şeye benzetemedik. İsmail abi ile gözlük, masanın üzerindeki birçok kâğıdın üzerine eğilmişler, planlar hakkında kendilerini kaptırmış konuşurlarken, bizlerde anlar gibi yapıyorduk. Oysa bir halt anladığımız yoktu. Bir ara Maho, planlardan anladığını göstermek amacı ile karmakarışık çizgilerle dolu kâğıtların birini eline aldı ve köşesinde koyu mavi renkle kaplanmış bir alanı göstererek:

BİR ŞEHRİN HİKAYESİ(Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin