3.28.BÖLÜM-KASABA HASTANESİ

9 0 0
                                    

Sağlık ocağına doğru yürüyordum. Hava güzeldi. Doğa, en güzel parfümlerini sıkmıştı ve kuşların neşeli şarkılarından keyiflerinin yerindeydi olduğu anlaşılıyordu. Bu gece kâbuslarım uykumu kovalayıp durmuşlardı ve gecenin baş aktörü Çatlak Kadriye olmuştu. Kabusumda tuvaletin kapısını açtığımda, yatağımda sol yanıma döndüğümde, mutfakta su içtiğimde, evden çıkmak için dış kapıyı açarken falan hep sargılar içindeki Çatlak Kadriye karşıma çıkıp durmuştu.

Sonra kabuslarım daha da ileri gitmişti. Bir kabusta bizim çocuklar ile saklambaç oynuyorduk. Ebe bendim. 100'e kadar sayıyordum ve arkamı döndüğüm anda Mumya Kadriye ile karşılaşıyordum. SÖBE diye bağırıyordu. Diğer bir kabusta Çatlak Kadriye'nin evinde, bizim çocuklar ile geçiyordu. Maho elindeki kolonya şişesi ile Kadriye'yi ayıltmaya çalışıyordu ve Fırıldağın sigarasından düşen koz ile kadın alev topuna dönüyordu. Bu anda Kadriye'nin gözleri açılıyordu. Doğruluyor ve ayağa kalkıyordu. Bir meşale gibi yanıyordu ama canının yandığını gösteren hiçbir tepki vermiyordu. Buz mavisi gözleri, alevlerin içinden parlıyordu. Karşısında, birbirimize sarılmış halde, titrer vaziyette duruyorduk. Çığlık atıyordu ve ağzından çıkan alevler bizi sarıyordu.

Rüyaları düşünerek sağlık ocağına olan yolu yarılamıştım. Temiz hava ve güneş, gecenin yorgunluğunu unutturuyordu. Kalaycı İbrahim'in evinin önünde, Maho beni bekliyordu. Yanında Hacı vardı. Kafasına bir tane geçirdi. Gülümsedim. Kim bilir Maho, Hacı'yı kızdıracak ne söylemişti. Yanlarına vardım. Tokalaştık. Kucaklaştık. Hal, hatır sorduk ve yürüdük. Sağlık ocağına yaklaşırken önümüz kesildi. İki kişiydiler ve çok pis bakıyorlardı. Hacı ve ben gülümsedik ama Maho'nun kaşları çatıldı. Yolumuzu kesenlerden bir tanesi, dün sağlık ocağının duvarında sinerken karşılaştığımız çocuk Hasandı. Diğeri, kendisinin bir benzeri ve bir parmak uzunu, erkek bir çocuktu. İkisinin altında da kısa pantolon vardı. Hasan, abisi olduğunu düşündüğüm çocuğun birkaç adım gerisindeydi. Abisi, yumruk halindeki elleri iki yanına açılmış, saldırmaya hazır halde bekliyordu. Bu arada, burnunun iki deliğinden akan sümükler, dudakları ile buluşmak üzereydi. Konuştu:

"Hasan, kafana vuran bunlarda hangisi" dedi. Hasan:

"Şu götü yere yakın olan," Maho:

"La bebeler, yürüyün gidin, almayayım ayağımın altına!" dedi. Yürüdük. Onlarda yürüdü. Karşılaştık. Hacı ve ben, etraflarından dolaştık. Maho, elini abinin omzuna koydu. İttirdi. Abi, popo üstü yere düştü. Küçük Hasan koşturdu ve Maho'nun ayak bileğine bir tane geçirdi. AHHH diyen Maho, ayak bileğini tutmak için eğildi. Fırsatı değerlendiren küçük Hasan, Maho'nun sırtına atladı ve kollarını boynuna doladı. Çocuğu sırtından atmak isteyen Maho, doğruldu ve Hasan, Maho'nun boynunda asılı kaldı. Abi ayağa kalktı ve Maho'nun karnı üzerine, makineli tüfek misali yumrukları indi. Bu arada gerçekten de tükürükler saçarak makineli tüfek sesi çıkarıyordu. Maho, dengesini kaybetti ve yere yığıldı. Küçük Hasan, Maho düşerken kollarını çözdü ve kendisini yere bıraktı. Böylece yere yuvarlanmaktan kurtulmuştu. Maho yerde, kolları karnında iki büklüm yatarken, abi ile kardeş tekmeler ile saldırdılar. Bu arada Hacı ve ben, gözlerimizden yaşlar gelerek gülüyorduk. Dersini aldığına kanaat getirmiş olacaklar ki abi ile kardeş durdular. Abi:

"La seni bu civarda görürsem, gene pataklarım." Dedi ve kolunu kardeşinin omzuna attı. Beraber yürüyerek uzaklaştılar. Maho yerde inliyordu. Yanına vardık ve kollarından tutup kaldırdık. Bir şeyi yoktu ama üstü başı toz içinde kalmıştı. Eli karnındaydı. Galiba abinin yumrukları karın boşluğuna gelmişti. Biraz sonra düzeldi ce yürümeye devam ettik. Hacı:

"La bebeler seni iyi benzetti. Ha, ha, ha" Maho:

"Nah benzettiler. Acıdım bebelere de beni dövmüşler gibi davrandım. Sonuçta bunlar ileride köyümüzün gençleri olacaklar, şimdi benden dayak yerler ise ileride, gençlik zamanlarında bir kavga esnasında bilinçaltı hatırlar, cesaretleri kırılır diye korktum. Yoksa ağlatırdım oğlum."

BİR ŞEHRİN HİKAYESİ(Tamamlandı.)Where stories live. Discover now