Bölüm 5 - Yalı Çapkını

26.2K 1.6K 182
                                    

O gece Elif, yaklaşık bir aydır -istisnasız- gördüğü rüyadan farklı bir rüya görmüştü. En sonunda cesaretini toplayıp annesinin işaret ettiği uçurumdan aşağıya bırakmıştı kendisini. Tam boşlukta hızla düşerken birden kanatları olduğunu fark etti. Yanında beyaz bir güvercin vardı ona destek olmaya çalışan. Birlikte rüzgârda süzülüyorlardı. Ve sonra uyandı. Sabah namazını kılarken içinde tarifsiz bir huzur vardı. Namazın sonunda duasının ucuna " hakkımda hayırlısı ne ise o olsun o zaman" diye iliştiriverdi ve derin bir nefes alıp âmin dedi.

Aynı gece Mustafa da farklı bir rüya görmüştü. Kollarıyla sıkıca kavradığı, kaybetmemek için direndiği Denizini bir anda serbest bırakmıştı. Önce öylece bakakalmıştı arkasından. Deniz mutluydu evet mutluydu. Hiç arkasına bakmadan gidişini izledi denizinin. Sonra kendini okyanusta bir balık olarak buldu. Yanında başka bir balık daha vardı. Koca okyanusta iki tane balıktılar sadece. Kendilerini akıntıya bırakıp yüzüyorlardı. Mutluydular. Mustafa uyandığında bir süre yatağın kenarına oturup düşündü, gözleri halıda sabitlendi. Normalde rüyalarına çok ehemmiyet vermezdi. Bilinçaltının etkilediğini düşünürdü rüyalarını. Ama yakın zamanda rüyalarla gelen mesajlar hayatını sarıp sarmalamıştı sanki. Bir süre bunları düşündü, puzzle yapar gibi her olayı ve mesajı yerine oturtmaya çalıştı. Görüntü kafasında oluşmaya başladığında, kısık bir sesle, " Yanlış bir karar vermekten sana sığınırım Allah'ım. Beni ve müstakbel eşimi sıratı müştakım kıl ve bizi hayrınla şereflendir" . Derin bir nefes çıktı ciğerlerinden. Müstakbel eşimi demişti. Evet, bu Elif mi olacaktı bilmiyordu ama mesajı doğru anladıysa artık evlenme vaktinin geldiğini anlamıştı.

Her şey O'ndan.. / hayır da.. / şer dahi.. / sen bile ..

...................

O gün aklını bir türlü işe yoğunlaştıramıyordu. Sürekli gözü telefonundaydı, bir haber bekliyordu. Öğlene doğru artık bekleyecek hali kalmamış sabrı tükenmişti. Hamza'yı aradı.

" Alo "

" Selamun aleykum kardeşim... Nasılsın?"

" Aleykum selam hacım, hamdolsun iyiyim, sen nasılsın? " Garipsemiş ve bir cevap beklentisi içinde olan ses tonuyla konuşuyordu Hamza.

" İyiyim... şey.. " kısa bir sessizlik oldu. Mustafa nasıl konuşacağını bilmiyordu. Tedirgin olmuştu. Hatta aradığına pişman olduğu bile söylenebilirdi şu durumda.

" Hacım, akşamki görüşme ile ilgili bir sıkıntı mı var? " Hamza daha fazla dayanamamış ve her zamanki gibi konuyu açan kişi olmuştu.

" Yok.. Sorun yok da.. Merak ettim .. Haber var mı diye.. "

" Hanım kızımızla daha görüşmedik hacım. Ne yalan söyleyeyim bir şey bilmiyoruz"

" tamam kardeşim sen benim kusuruma bakma. Ben .. Şey diyecektim ."

" Buyur hacım çekinme söyle"

" Haberleşirseniz eğer, benim tekrar görüşmek istediğimi iletebilir misiniz acaba?"

"Tabi hacım hatta ben hanımı arayıp hemen söyleyeyim unutmadan"

"Sağ olasın kardeşim kusura bakma rahatsız ettim seni de."

" Yok hacım rahatsızlık yok, öyle düşünme sakın. Hakkınızda hayırlısı neyse o olsun artık. Benim kapatmam gerekiyor şimdi. Hanımı arayayım."

"Amin. Allah razı olsun. Görüşürüz o zaman."

" Selametle hacım selametle."

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now