Bölüm - 62 - Dava!

11.6K 1K 67
                                    

selamun aleykum arkadaşlar

cumaya kadar yeni bölüm eklemeyi planlıyorum arkadaşlar bakın başta söylüyorum. kısa ama hızlı bir şekilde bölümleri eklemek istiyorum mümkünse :)

keyifli okumalar diliyorum size..

yorumlarınızı merakla bekliyorum..

selam ve dua ile.

**

       

" Garson kız tam Senlikmiş bro." Dedi Fatih Levent'e sırıtarak. Oysa bu cümlenin üzerine genç adam başını çevirip de kıza bakma gereği bile hissetmemişti. Hatta normalde 'hani nerde, dur bir bakayım puan vereyim' gibisinden dalgaya alacağı söylem canını sıkmış gibi duruyordu bu sefer. Fatih buna aldırmadı. Zira bazen davası sıkıcı geçtiğinde böyle keyifsiz olabiliyordu arkadaşı.

" Hava diyorum, bugün de güzelmiş hani." Yine sessizliği bozmaya, konuyu dağıtmaya çalışan Fatih olmuştu. " Sen nasılsın bro? Yine şirret bir kadın ve cimri bir adam mı denk geldi yoksa?"

" İyiyim be kanka. Benim davalar sıkıcı gidiyor biraz bilirsin işte. Boşanmak isteyenler bazen ısrarcı ve öfkeli olabiliyor." Dedi Levent yüzündeki asık ifadeye aldırmadan. Şimdi gülmek, neşeli gözükmek için kendini zorlayamayacaktı. Günlerdir kafası karanlık bir kuyu gibi derin, dipsiz ve sonu gelmeyen uğultularla kaynıyordu. İlk günlerde bunu etrafına belli etmemeye çalışsa da artık bu uğraşından da vazgeçmişti. Zaten buna uğraşacak mecali de kalmamıştı genç adamın. Keyfi kaf dağının ardına kaçmış neşesi de onu bulmaya çıkmıştı sanki.

" Ya hu dava dedin de aklıma geldi. Benim hanımın arkadaşı vardı Zehra, o sorup duruyor davasını. Var mı bir haber?" diye sordu Fatih laf arasında. Bu soru onun için oldukça olağan ve belki de ehemmiyet değeri düşük bir meraktı. Yani arkadaşının böyle basit bir davayı muhakkak ki en layıkıyla sonuçlandıracağını biliyordu sonuçta.

" O nasıl?" dedi Levent ince, cılız bir sesle. İlk aklına gelen bu olmuştu genç adamın. O nasıl?

Fatih duyduğu soruya anlam verememiş gibi arkadaşına baktı önce. " Kim?" diye sordu. Karısının mı hatırını soruyordu şimdi bu adam yoksa? İşkillenmeye başlamıştı genç adam bu durumdan.

" Zehra. O nasıl?" diye tekrarladı sorusunu Levent. Öyle hevessiz, öyle cansız konuşuyordu ki tüm dünyanın kasvetini toplamıştı sanki üzerinde.

Fatih yine anlam veremediği bir soruya muhatap olmuştu. Bir avukatın müvekkilini böyle merak ediyor olması çok da mantıklı değildi. Yine de ardını arkasını aramadı genç adam. " Biraz durgundu sanki ama valla bilmiyorum ki bro. Bu kadın milletine hiç belli olmuyor. Misal benim hanım; Esma. Bilirsin ne kadar uysal ve yumuşak huylu bir kızdır. Ama kıskandı mı o kedi gibi kız gidiyor yerine vahşi bir kaplan çıkıyor karşına." Dedi adam keyifli bir gülümseme eşliğinde. Esmasını anlatan Fatih'in yüzünde güller açmıştı yine. Nasıl da özlemişti karısını. Sabahtan beri her fırsatta arayıp kontrol etmiş, sesini duymak için tüm olanaklarını kullanmıştı oysa. Bu hafta işe dönmüş olmak genç adamın en zor kararlarından biriydi. Şimdi karısını evde bırakmak zor geliyordu. Gerçi yakın zamanda yanında işe başlayacaktı o da ama yine de karısını görmediğinde büyük bir eksiklik hissediyordu adam.

Levent anladım der gibi başını aşağı yukarı hafifçe salladı. Durgundu... Bu muydu yani? Neşeli değildi demek ki. Bu da Levent'in kafasında bir resim çizmesi için yeterli bir bilgiydi aslında. Ama yetmiyordu kalbine işte!

" Kanka onun davası sonuçlandı. Hatta bir iki güne itiraz süresi de dolacak. İstersen haber ver de dosyayla ilgili açıklama yapayım. Benden öğrensin sonucu." Levent oldukça ciddiydi. Sanki acı bir haber veriyormuş gibi asıktı suratı. Zoraki çıkmıştı cümleler boğazından.

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now