Bölüm 65 - Sokağın Tavanı kadar

13.3K 1.1K 175
                                    

       

selamun aleykum arkadaşlar

bölümü keyifle okursunuz inşaAllah

wattpad maceramda ilk defa röportaj yaptım. @MelikeSelen9 ile yaptığımız bu keyifli röportajı okumak isterseniz ---> https://www.wattpad.com/299416836-yazarlarla-r%C3%B6portaj-islami-k%C3%B6rd%C3%BC%C4%9F%C3%BCm

bu arada sizi face grubumuza da bekliyorum onun da adresini koyayım şurayaa ---> https://www.facebook.com/groups/sennurkasaromanlari

şimdi keyifle okuyabilirsiniz hikayemizi...

selam ve dua ile kalın inşaallah...


**






Öndeki arabada Mustafa, Elif, Fatma Sare bebek ve Zehra ile Betül, arkadaki arabada Esma, Fatih ve zorla peşlerine takılan Levent, onların da arkasında Yusuf kendi arabasıyla yolda seyir halinde ilerliyordu. Bir yanda yeşilin sarmaladığı diğer yanda mavinin uğurladığı keyifli bir manzarası olan yolda bir sapağa girmiş ve patikadan hallice olan toprak yolda bata çıka ilerleyerek ağaçların arasından geçmişlerdi. Sonunda göle kıyısı olan geniş bir alana inşa edilmiş çiftliğe ulaştılar.

Çiftlik evi geniş bir araziye yayılmış binalardan oluşuyordu. Girişte görevlilerin oturduğu ev bulunuyordu. Zaten gelenleri de bekçi karşılamıştı. Arabayla biraz ilerlediklerinde asıl konuta ulaşıyorlardı. Bu konut göle kıyısı olan arka tarafına da büyük bir yüzme havuzu kondurulmuş lüks bir villaydı. Bu villanın ilerisinde bir konuk evi ve birkaç ahır bulunuyordu. Aslında hanım ağa dizilerindeki çiftlikleri andırıyordu. Böyle lüks yapıları garipseyen Elif ve kızlar şaşkınca etrafı gözlemliyorlardı arabadan inerken.

Bu sırada birbiri ile karşılaşan Levent ve Zehra afallamış, Betül ve Yusuf da mayışarak birbirlerine göz süzmeye başlamıştı. Tabi bu kısa bir süre için sürmüştü. Çünkü Mustafa marketten aldıkları yiyecekleri içeri taşıdıktan sonra erkekleri alıp çiftliği gezdirmek için olay mahallinden uzaklaştırmıştı hemen. Kızlar da salona eşyalarını yayıp mangal malzemelerini hazırlamış bir yandan salata yapmaya başlamışlardı bir yandan da Sare hanımın gönlünü yapmak için evin içinde tur atıyorlardı. Göle manzarası olan bahçeyi erkeklere tahsis eden kadınlar daha rahat olacaklarını düşündükleri evin içini zapt ederek salondaki masada yemeyi tercih etmişlerdi yemeklerini.

Mustafa ve erkekler büyük uğraşlar sarf ederek bahçedeki devasa mangalı ya da Amerikalıların barbekü dedikleri şeyi yakmış ve yemek için emeklerini ortaya koymuşlardı. Bu oldukça keyifli bir uğraştı. Ateşin üzerinde cızırdayan nimetler, duru gölün manzarası ve coşkulu bir muhabbet vardı. Kızlar yemekten sonra çaylarını üst katın göl manzaralı geniş terasında içmişlerdi. Bu ortam hem huzur barındırıyordu içinde hem de değişik bir eğlence sunuyordu gençlere.

Kalpten yetim ve aşktan öksüzlerden oluşan kalabalık bir aile olmuşlardı sonunda. Ve aileleri gün geçtikçe büyüyordu hızla. Arada imtihan için şöyle bir dürtülseler de şükredecek çok fazla sebep vardı hayatlarında. Ve hiç ummadıkları şükür sebeplerini de önlerine seriyordu şükrün sahibi hem de yine hiç ummadıkları anlarda.

Gecenin sonunda erkekler konuk evine geçmişlerdi. Şu durumda gidenlerin en isteksizleri Fatih ve Mustafa olmuştu. Levent beklentilerine zaten karşılık bulamamıştı bu gezide. Yusuf ise aileyi içten fethetme çabalarındaydı. Bu konuda çok da sıkıntı çekecek gibi durmuyordu zaten Mustafa onu severdi Fatih'le de gayet iyi anlaşmışlardı.

Kızlar o geceyi göl manzarasına karşı sabahlayarak erkekler ise mangal seferinden dönmüş yorgun savaşçılar olarak konuk evinde geçirmişlerdi. O hafta sonu uzun zamandır son sürat bir hızla giden hayatları için verdikleri küçük neşeli bir es gibiydi.

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Donde viven las historias. Descúbrelo ahora