Bölüm 51 - Toprak ve Gökyüzü

13K 1K 86
                                    




selamun aleykum

öncelikle siz kısa demeden belirtmek isterim ki ben siz bu bölümü okurken ben Esma ve Fatihi yazmak için kağıt ve kalemimi elime alacağım. yani birkaç güne devamı gelecek inşaAllah :)

umarım keyifle okursunuz..

selam ve dua ile kalın...


**********


**********

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

       

" Biliyor musun?" dedi Mustafa karısına doğru bir adım atıp " Peygamber Efendimiz sevinçli bir haber aldığında toprağa hüzünlendiğinde ise gökyüzüne bakarmış." Durdu ve dizlerinin üzerine çökerek mavi berjer koltukta oturan karısı ile aynı hizaya geldi. " Ben son zamanlarda hep aynı yere bakarken buluyorum kendimi." Dedi karısının iyice belirginleşen karnını şefkatli ve aynı anda dalgın bir şekilde okşarken. Mustafa'nın dünyasının merkez noktasıydı şimdi dokunduğu bu ten.

" Artık uzaydan bile görülebilecek boyutlara ulaştığı için gözünü alamıyorsundur bence." Diye karşılık verdi kocasına Elif yapmacık bir alınganlıkla. Hormonlarının dengesizliği duygularına yansıyan genç kadın şımartılmaya meyilli bir kız çocuğuna dönüşmüştü son beş ay içinde.

" Hayır canım benim." Dedi Mustafa, sonra elinin altındaki hareketlenme ile yüzüne aydınlık bir tebessüm yerleşti. Demek ki analıkızlı bir taarruzla karşı karşıyaydı. " Gündüzleri bol kıyafetler giydiğin için belli bile olmuyor karnın." Dedi yumuşak ve ikna edici kadife bir sesle. " Ama gece yatakta ne şekil yatacağımı şaşırıyorum yani. Sanki ortamızda narin bir topla yatıyoruz. Değmemeye çalışıp kaçamadığım bir top gibi." diye ekledi muzipçe.

Elif kocasının omuzuna sitemkâr bir yumruk attı hafifçe ve dudaklarını büzdü alınmış gibi. " Gıcıksın." Dedi şımarıkça.

Bir süre karısının küçük bir top gibi beliren göbek çıkıntısına kulağını dayayıp içeriden gelen gurultuya benzer sesleri dinledi adam. İçerideki cimcime de babasına şaklabanlık yapıyordu o sıralarda belli. Bir rahat durmadan ince zarların ardında kıpırdanıp duruyordu neşeyle. Bu Mustafa'nın hüzünle bezenmiş, şükürle yoğurulmuş ve minnetle içini sızlatan garip bir mutluluk hissetmesine neden oluyordu her seferinde. Hem sevinip hem hüzünlenebiliyordu aynı anlarda. Garipti işte!

" Biliyor musun?" dedi yine aynı yumuşak, kadife gibi ama düşünce diyarından yankılanan ses tonu ile. " Eğer bana seni dünyanın en büyük sıkıntıları ile imtihan edeceğiz ama sonunda sana bir evlat bahşedeceğiz deselerdi hiç düşünmeden kabul ederdim. " dedi derin bir nefes alıp bir süre öylece kaldı. Sonra nefesini rahatlamış gibi vererek devam etti konuşmasına." Şimdiye kadar kalbimde taşıdığım, canımı yakan ne kadar diken ya da eski kırgınlarımdan kalan cam parçası varsa hepsi kayboldu da pamuk gibi kadife deriden bir kalp kaldı geriye sanki kızımız için. Seninle başlayan bu evrim sanki döngüsünü tamamlayıp iyileştirdi beni acılarımdan.

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now