Bölüm 38 - Aynı Evin İçinde

14.6K 1.1K 127
                                    

selamun aleykum arkadaşlar

bilgisayarım tamirden bugün geldi ve ben hemen bölüm girdim. fakat Word yüklü olmadığı için not defterinde yazdım bu yüzden formatta sıkıntılar olabilir buna yarın göz atarım inşallah.

umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm yazabilmişimdir..

bu arada Fatih'in aşkla yazdığı dosyayı Esmanın okuması kısmını bir sonraki bölüme sakladım yaşasın kötülük :) :kötü kötü gülen yazar smileyi: bu da bir spoiler olsun benden size :*

Allaha emanet olasınız..

selam ve dua ile kalın inşallah...


*************





Ben senin ellerini hiç tutmadım..

Soğuk mudur sıcak mıdır hayal ettim sadece.

Değmedim..

Evin önüne geldiklerinde arabayı park ettikten sonra tam inecekleri sırada Fatih atik bir hareketle Esma'ya dönüp " Kolyenin içindeki dosyalara baktın mı?" diye sordu, meraklı ama daha çok sinirli bir hali vardı. Daha yok stajyerine buyurduğu bir işi yapmadığı için azarlar gibiydi. Genç kız adamın bu ani hareketlerine adapte olmakta zorlanıyordu. Ürkekçe irkilip " Şey.. Ben bakamadım henüz. Bilgisayarım yoktu da.." diye geveledi korkusundan. Biraz da Fatih'in karşısında konuşma yetisini kaybetmesi etkendi bu durumda. Adamı görünce gönlü de dili de birbirine dolanıyordu sanki. Dosyalara bakmaya fırsatı olmamıştı. Çok da önemsememişti aslında. Dava dosyalarına bakmasının neden bu kadar önemli olacağını kavrayamadığı için kısa sürede yapacaklar listesinde sonlara kayıyor ve sonunda aklından uçup gidiyordu. Hem bu kolyenin anlamı genç kızın kalbinde dosyaların çok ötesindeydi.

Fatih Esma'ya vakti zamanında dikkatini çekmesin, okuma ihtimali düşük olsun diye aralara sıkıştırdığı dosya şimdi hiç olmadığı kadar değer kazanmıştı adam için. O yazdıklarını Esma okumadan gerçek duygularını anlayamayacaktı, biliyordu. Çünkü duygularını ifade edecek cesareti ve buna uygun bir mizacı yoktu adamın. O zamanlar içinde kalmasın diye yazdıklarını okuması için genç kıza bu kadar baskı uygulaması gerekeceğini hiç düşünmemişti. Hiç mi merak yoktu bu kızda Allah aşkına? Bir vesile ile yazdıklarını okuma ihtimali ümidini taşıyordu hep kalbinde. Ama bu kıyağı yapmamıştı genç kız ona!

Bir şey söylemedi genç adam. Sessizce arabadan inip Esma'nın yanına yığılan çantaları aldı özenle. Apartmana girip de birlikte asansöre bindiklerinde nefislerinin çekim gücüne karşı koyabilmek için mücadele veren ateş ve barut misaliydiler. Hem kendileri yanıyorlardı hem de karşısındakini yakıyorlardı. "Dokunursan yanarım." diyordu sessiz çığlıklarında genç kız, yalvaran gözlerle adama bakarken. " Dokunursam kaybederim, biliyorum." der gibi çaresizce bakıyordu adam genç kızın yeşil yosun bağlamış dipsiz bir kuyuyu andıran gözlerinde ruhu nefessiz kalırken.

Hakan Bey söylenerek çalan kapıyı açınca karşısında gördüğü, süt dökmüş kedi gibi suçlu bakışlarla adama bakan iki genci görünce kahkahalarla gülmemek için kendisini zor tuttu. Kavga mı etmişti bu taze aşıklar yoksa yolda gelirken ayak üstü?

Melek Hanım mutfaktaki sofraya son dokunuşlarını yaparken kapıyı açmaya yetişememişti. Oğlunu ve onun omuz hizasına gelen müstakbel gelinini içeri girerken görünce iki gencin birbirlerine ne kadar yakıştıklarını düşündü bir an. Kalbi o an ısındı gelinine. Ama kadının bunu belli etmeye hiç niyeti yoktu. Çünkü o bir kayınvalide olacaktı. Bu gece Esma'yı tanıyıp iyice ölçüp tartmadan kesin bir karara varmamaya çalışacaktı. Oğlunu yolda bulmamıştı, büyütene kadar neler çekmişti kadın. Şimdi gözü kapalı altın tepside hiç tanımadığı bir kıza sunamazdı evladını.

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now